Özellikle de çiftlerin uzun süreli zaman geçirmek zorunda kaldığı pandemiden bu yana artan boşanma davaları, her adliyenin yükü haline gelmeye başlamışı. Sadece boşanmaların artması değil, aynı zamanda çekişmeli olarak gerçekleşen boşanmaların uzaması da bu alandaki sorunlardan birini oluşturuyordu. Çiftlerin uzun süren boşanma davalarında birbirine sadakatsizlik yapması ise, boşanma davalarını daha da uzatan bir detay olarak karşımıza çıkmaya başladı. Hukuk Genel Kurulu bunun önüne geçecek emsal bir karar verdi.
Foto Haber ve Resimleri Görmek İçin Diğer Sayfaya Geçiniz...
Boşanmaların uzamasının önüne geçebilecek olan bir emsal karar verildiğini duyuran isim Kayseri Baro Avukatı Ali Kızılay oldu. Hukuk Genel Kurulu tarafından emsal olarak verilen kararı doğrudan aktaran Ali Kızılay, boşanma davasında boşanma kararının kesinleşmemesi durumunda eşlerin sadakat yükümlülüğünün devam etme zorunluluklarının tarih olacağına işaret etti. Özel ve genel boşanma sebeplerine dayalı olarak açılan davalarda bu kararın emsal olarak kullanılabileceğini söyleyen Kızılay, karara ilişkin detayları anlattı. İşte boşanma davalarına ilişkin verilen o karar…
Foto Haber ve Resimleri Görmek İçin Diğer Sayfaya Geçiniz...
“BOŞANMA YÖNÜYLE KISMİ KESİNLEŞME YAPILMASI GEREKTİĞİNİ BELİRTTİ”
Çıkan emsal karara ilişkin konuşan Avukat Ali Kızılay, “Müvekkilimizin tarafımıza başvurusu üzerine evlilik birliğinin temelden sarsılmış olması sonucu açmış olduğumuz bir boşanma davası var. Nitekim davalı tarafın bir karşı davası da vardı bu dosya çerçevesinde. Evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle açılmış davalar mevcuttu. İlk derece mahkemesince tarafların boşanma davasının karşılıklı olarak kabulüne karar verilmesiyle birlikte, bu karara karşı boşanmanın ferileri ile ilgili istinaf kanun yoluna taraflarca başvuruldu. Ancak boşanma kararı yönünde tarafların herhangi bir başvurusu söz konusu değildi” dedi. Ardından dava sürecine değinen Kızılay, şunları söyledi:
“Bununla birlikte ilk derece mahkemesinden kararın boşanma yönünde kesinleştirilmesi tarafımızca talep edildi. Ancak istinaf kanun yoluna boşanmanın ferîleri ile ilgili başvuru yapıldığından dolayı bu kesinleşme işleminin yapılamayacağı ve bu nedenle talebin reddi gerektiği tarafımıza izah edildi. Bununla birlikte istinaf kanun yolunda biz bu süreçle ilgili tekrar talepte bulunduk. İstinaf merci de talebimizi kabul edip boşanma yönüyle kısmi kesinleşme yapılması gerektiğini belirtti.”
Foto Haber ve Resimleri Görmek İçin Diğer Sayfaya Geçiniz...
“BÜYÜK SORUNLARIN ORTADAN KALKMASINA VESİLE OLDU”
Açıklamalarının devamında Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen karar ile boşanan eşlerin kararın kesinleşmemesi nedeniyle uzayan süreçteki sorunlar ile karşılaşmayacağını beyan eden Kızılay, “Ancak buna rağmen özellikle müvekkilimizin bu süreçte boşanmanın kesinleşmesine bağlı olarak kurmuş olduğu yeni bir hayat mevcuttu ancak davalı taraf boşanmanın kesinleşmediğinden eşin sadakat yükümlülüğünün devam ettiğinden bahisle karşı bir dava daha açtı. Bu davadan kaynaklı olarak da Yargıtay bu davaların birleşerek görülmesi gerektiğini, dolayısıyla kısmi kesinleşmenin yapılmaması gerektiği yönünde bozma kararı vermiş oldu” diye konuştu. Açıklamaların devamında kararın ayrıntılarını bildiren Kızılay, şunları söyledi:
“Bu karara karşı istinaf merci tekrar direnme yönüyle yani kesinleşmenin olduğundan bahisle sadakat yükümlülüğünün devam etmediği, kesinleşmenin yerinde olduğu hususunda bir direnme kararı verdi. Bu karar da Hukuk Genel Kurulu’na taşındı. Hukuk Genel Kurulu talebimiz doğrultusunda burada kısmi kesinleşmenin yapılmış olduğu yani boşanma yönüyle istinaf ve temyiz kanun yoluna bir başvurunun mevcut olmadığı yönünde tazminattır, nafakadır, kusur oranıdır bunlarla ilgili hususlarda yapılan başvuruların boşanmanın kesinleşmesini etkilemeyeceği yönüyle bir emsal karar verdi. Bu emsal kararla birlikte boşanma kararlarının ferileri ile ilgili yapılan başvurulardan dolayı uzun süren bu süreçlerin bir an önce sonuçlanması, eşlerin yeniden bir hayat kurmaları, sadakat yükümlülüğü çerçevesinde yaşamış olduğu kısıtlamaların kaldırılması anlamı taşımaktadır. Özellikle Anayasamızda 20. ve 41. maddede evlenme hakkı güvenceye alınmış olmakla birlikte boşanma davaları uzun sürmektedir. Boşanma davalarındaki bu sürüncemede kalma, boşanmaların kesinleşmemesinden kaynaklı eşlerin belki 3 yıl belki 5 yıl yeni bir hayat kuramamaları, arkadaşlarıyla birlikte bir ortamda oturup beraber zaman bile geçirememeleri, sosyalleşememeleri gibi büyük sorunların ortadan kalkmasına vesile oldu.”