Ankara’ya ait efsaneler arasında asırlardır konuşulan Mogan Gölü efsanesi dikkat çekiyor. Bir zamanlar burada bir köyde yaşayan Monza ve Ganey adında iki genç varmış. Bu gençler birbirlerine aşık olurlar ancak her iki gencin ailesi bu ilişkiye onay vermez. Bunun üzerine genç aşıklar evlerinden kaçıp birbirlerinden habersiz iki ayrı tepeye çıkarlar.
Foto Haber ve Resimleri Görmek İçin Diğer Sayfaya Geçiniz...
Mogan Gölü efsanesine göre bu tepelerin üzerinde tam olarak 10 yıl hiç durmadan ağlarlar. İki aşığın tepeden aşağı akan gözyaşları kentte şu an bulunan gölün yatağına birikir ve bu şekilde göl oluşur. Monza ve Ganey’in göz pınarları ağlamaktan kurur ve kör olurlar. Mogan adı Monza ve Ganey isimlerinden gelen bir kısaltmadır.
Foto Haber ve Resimleri Görmek İçin Diğer Sayfaya Geçiniz...
ÇAPA ŞEHRİNİN EFSANESİ
Eski çağlarda Ankara’nın bulunduğu topraklara hakim olan Frigya Kralı Midas, rüyasında “Durma, kalk. Topraklarında bir gemi çapası ara. Onu bulduğun yere bir şehir kur. Bu şehir sana mutluluk getirecektir.” şeklinde ilahi bir ses duyar.
Adamlarına emir veren Midas, uzun süren arayışlar sonunda gemi çapasını Ankara Kalesi’nin olduğu tepelerde bulur. Bunun üzerine şehrini buraya kurup adına gemi çapası anlamına gelen Anker veya Ankira ismini verir. Bulunan gemi çapası uzun yıllar bu şehrin tapınağında tutulur.
Foto Haber ve Resimleri Görmek İçin Diğer Sayfaya Geçiniz...
GELİN KAYA EFSANESİ
Ankara’nın Elmadağ ilçesinde Hasanoğlan’da bulunan İdris Dağı’ndaki Gelin Kayası, Ankara’nın efsaneleri arasına girmiştir. Birkaç yüz yıl önce yaşanan bir olay olup köyde yapılan bir düğün sırasında gerçekleşmiştir. Efsaneye göre köy düğününde gelini eşkıyalar kaçırır.
Daha sonra gelin, köyün ilerisindeki yaylalara doğru giden eşkıyaların elinden bir şekilde kurtulmayı başarır. Eşkıyalardan gizlenen gelin kayalık bir yere gider ve peşlerinden eşkıyalar gelir. Gelin eşkıyaya yar olmaktansa kendini kayadan atarak ölümü göze alır. Bu ırada gelinin duvağı atladığı kayalıkta halka şeklinde kalır ve zamanla taş haline gelir.