Tuz Gölü'nün Ankara, Konya ve Aksaray illerinin kesiştiği noktada yer alması onu eşsiz bir coğrafi konuma getirmektedir. Aksaray'a daha yakın olan Tuz Gölü'ne oradan ulaşmak arabayla yaklaşık bir saat sürüyor. Ankara'dan geliyorsanız bu muhteşem göle ulaşmanız yaklaşık 2 saatinizi alacaktır.
Türkiye'nin üçüncü büyük gölü olan Tuz Gölü, İç Anadolu Bölgesi'nin kalbinde yer almaktadır. Bu rağbet gören göl, Ankara'nın bir ilçesi olan Şereflikoçhisar'a çok yakındır. Tuz Gölü'nün diğer tarafında, Ankara Konya yolu üzerinde yer alan büyüleyici Cihanbeyli ilçesini bulacaksınız. Peki TUZ GÖLÜ Efsanesi Nedir, Nasıl Oluşmuş Özellikleri Nedir? İşte detaylar.
Tuz Gölü'nün Gizemli Efsanesi ve Oluşum Öyküsü
Ankara'dan Tuz Gölü'nü ziyaret etmeyi tercih eden gezginler 149 km'lik bir mesafe kat etmeleri gerekiyor. Yolculuk için Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan araç kiralanabilir ya da kiralık veya özel araçla doğrudan şehir merkezinden yola çıkılabilir. Rota, Ankara Konya devlet yolunu takip ederek Şereflikoçhisar ilçesine ulaşabilirsiniz ve burada tabelalar sizi bu muhteşem Tuz Gölü'nün kıyılarına yönlendirecek.
İç Anadolu Bölgesi sınırları içerisinde yer alan Tuz Gölü, ülkemiz coğrafyasında önemli bir yere sahiptir. İşte Tuz Gölü'nün Gizemli Efsanesi ve Oluşum Öyküsü
Tuz Gölü'nün Bilimsel Oluşumu ve Özellikleri
Bilimsel olarak, Tuz Gölü'nün oluşumu milyonlarca yıl öncesine, üçüncül dönemde tuzlu su gölü olarak meydana gelmesiyle başlar. Zamanla bu gölün suyu buharlaşarak alanda tuz tabakalarının oluşmasına neden olmuştur.
Göl, yüzde 33'lük tuz konsantrasyonu ile Türkiye'nin en tuzlu gölüdür. Bu özelliği sayesinde ülkemizin tuz ihtiyacının büyük bir bölümü bu gölden karşılanmaktadır. Tuz Gölü, aynı zamanda flamingoların ve diğer göçmen kuşların önemli bir durak noktasıdır.
Özetle, Tuz Gölü, hem efsanevi bir hikayeye ev sahipliği yapmakta hem de Türkiye'nin doğal ve ekonomik zenginliklerinden birini oluşturmaktadır.
TUZ GÖLÜ’NÜN ÖZELLİKLERİ VE EFSANESİ
Tuz Gölü inanılmaz derecede önemli bir su kütlesidir ve dünyanın en tuzlu ikinci gölüdür. Sadece bu özelliği bile onu son derece önemli bir göl haline getirmektedir. Tuz Gölü'nü diğerlerinden ayıran en önemli özelliği, dışarıya akışı olmayan kapalı bir havza olması ve gerçekten izole bir ekosistem olmasıdır. Biyolojik çeşitlilik açısından Tuz Gölü etkileyici bir türler dizisine sahiptir. Göl 85 kuş türüne, 129 böcek türüne (4 endemik tür dahil), 15 memeliye ve 38 endemik bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bu zengin çeşitlilik gölün ekolojik önemini daha da vurgulamaktadır.
Tuz Gölü'nün Gizemli Efsanesi ve Oluşum Öyküsü
Tuz Gölü, Türkiye'nin yüz ölçümü bakımından ikinci en büyük gölü olup, sadece bölgenin değil, ülkemizin de en önemli doğal zenginliklerinden biridir. Ancak bu büyüleyici tuz tabakasının altında, birçok kişinin bilmediği bir efsane yatmaktadır.
Efsaneye Göre Tuz Gölü'nün Oluşumu
Rivayete göre, bir zamanlar bu bölgede çok verimli topraklara sahip, yeşil ve bereketli bir vadi bulunmaktaydı. Vadide yaşayan bir çiftçi, her yıl bol miktarda ürün alıyor, fakat bu ürünleri hiç kimseyle paylaşmıyordu. Bir gün vadiye susuzluktan bitkin düşmüş bir yolcu gelir. Çiftçiden bir miktar buğday isteyen yolcu, çiftçinin cimri tavırları yüzünden bu isteği geri çevrilir. Yolcu, çiftçiye "Sen bu buğdayı ne yapacaksın?" diye sorar. Çiftçi ise "Sularla karıştırıp, tuz yapacağım" yanıtını verir. Bunun üzerine yolcu, "O zaman buğdayların tuz, suların da göl olsun" diye bir beddua eder. Ertesi gün, çiftçi uyandığında tüm vadisinin devasa bir tuz gölüne dönüştüğünü görür.