Geleneksel protein kaynaklarının erişilebilirliği dünya çapında giderek zorlaşırken, çok sayıda şirket et alternatifleri üzerinde özenle çalışıyor. Ortalama bir insan günlük 50 gram protein alımına ihtiyaç duyar. Ancak Kuzey Amerika ve Avrupa gibi varlıklı bölgelerde bireyler genellikle bu miktarın iki katını tüketmektedir.
Zenginlik arttıkça ete olan talep de artıyor ve bu eğilim özellikle Çin'de öne çıkıyor. Son dönemde, Çin'de et tüketimi 1960 yılından bu yana 15 kat gibi şaşırtıcı bir artış göstermiştir. Ete olan bu aşırı bağımlılık hem hayvanlar, hem insanlar hem de çevre üzerinde önemli bir yük oluşturmaktadır. Bu yüzden alternatif proteinler çok önemli. İşte et yerine geçebilecek protein kaynakları.
LABORATUVARDA KIRMIZI ET
Lancet Raporu'na göre, hem gezegen hem de insanlar için sağlıklı bir beslenmenin sağlanması, kırmızı et üretiminin yüzde 75 oranında önemli ölçüde azaltılmasını gerektirmektedir. Aynı zamanda sebze, meyve, baklagiller ve kuruyemiş üretimi de en az iki katına çıkarılmalıdır.
Mezbahaların et tedarik ettiği dönem yavaş yavaş yerini laboratuvarların ön plana çıktığı yeni bir paradigmaya bırakıyor. Çığır açan bir gelişme olarak, Amerika Birleşik Devletleri kısa süre önce ilk iki kültür etinin üretimi için onay verdi. Laboratuvarda yetiştirilen et için enerji gereksinimi oldukça yüksek olsa da, toprak ve su talebi oldukça düşüktür. Ayrıca, laboratuvarda üretilen et minimum antibiyotik kullanımı gerektirdiğinden, bu yenilikçi yaklaşımın ortaya çıkışı antibiyotik direnci sorununu çözme potansiyeline sahip olabilir.
REKOMBİNANT PROTEİNLER NELER?
Rekombinant teknoloji, bir organizmadan alınan bir genin uygun bir konakçıya yerleştirilerek çoğaltılmasını amaçlamaktadır. Genetiği değiştirilmiş (GM) bakteri ve mayalar, çeşitli faydalı proteinlerin üretilmesi için çok önemli kaynaklar olarak hizmet vermektedir. Mikoproteinler, et veya lezzet arttırıcı olarak popülerlik kazanmıştır. 1967'de İngiltere'de bir bahçede keşfedilen mikoproteinler 1980'de piyasaya girmiş ve daha sonra 2000'li yıllarda Quorn adı altında ABD'ye ulaşmıştır. Mikoprotein üretmek için başka mantarlar da kullanılmıştır. Şu anda ABD'de çok sayıda şirket aktif olarak farklı mikoprotein varyasyonları üzerinde çalışmaktadır. Bu mikoproteinler sadece kırmızı eti taklit etmek için değil, aynı zamanda mantarları kullanarak balık alternatifleri yaratmak için de kullanılmaktadır.
Bazı kültürlerde, kaba deniz yosunu yüksek proteinli bir gıda maddesi olarak kabul edilir. Birçok ülke karbon emisyonlarını azaltmak için okyanuslarda kaba görünümlü kahverengi bir deniz yosunu türü yetiştirmektedir. Bu deniz yosunu hem hayvanlar hem de insanlar için bir protein kaynağı olarak hizmet vermektedir.