Son zamanlarda ciddi problemler yaratmaya başlamış olan fahiş kira artışları, Türkiye’deki kiracılar ile ev sahiplerini sık sık karşı karşıya getirmeye başladı. Bir evden çıkıp, başka bir eve girmek neredeyse imkansız hale gelmişken; aynı zamanda kira artış bedellerine getirilen sabit artış oranının da uygulanmaması sorunları daha da büyüttü. Tüm bu sorunları ortadan kaldırmaya yönelik yeni bir proje geliştiren kamu ile özel sektör iş birliği, ‘GYODER Yeni Konut Modeli’ isimli projeyi devreye almaya hazırlanıyor.
GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu tarafından duyurulan ‘GYODER Yeni Konut Modeli’ isimli projenin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Konut kiralarını düşürmeye yönelik önemli adımlar içeren bu proje, konutların kontrolünün kamuda olmasını da sağlamaya yönelik adımlar içeriyor. İşte yeni konut projesinin detayları…
“ÖZELLİKLE AVRUPA’DA KONUTTAKİ ARSA MALİYETİ YÜZDE 20’LER SEVİYESİNDE”
İlk konutların 2024’te üretilmesinin hedeflendiği kamu özel iş birliği ile geliştirilecek olan ‘GYODER Yeni Konut Modeli’ isimli proje kapsamında uygun fiyatlı konutlara erişimi sağlayacak olanın arsa maliyetini ortadan kaldırmak olduğuna dikkat çeken GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu, “Dünyanın çoğu yerinde, özellikle Avrupa’da konuttaki arsa maliyeti yüzde 20’ler seviyesinde. Ülkemizde karşılaştığımız hakkaniyetten uzak kira artışları, arsa fiyat artışları barınma sorununun önünde büyük bir engel teşkil ediyor” diye konuştu. Aynı zamanda modelin içeriğine ilişkin de bilgi veren Başkan Kalyoncu, açıklamalarını önemli veriler ile sürdürdü.
“HANE HALKI GELİRİNİN SADECE YÜZDE 30’UNU BARINMAYA AYIRACAK”
Yeni modelde kamu kuruluşlarının ve yerel yönetimlerin elindeki arsaların kullanım hakkını belirli bir süreyle bedelsiz bir şekilde alacak olan firmalar, maliyeti düşürerek, bu arsalarda yeni konut üretecekken; konutlar aynı zamanda devlet denetimli ve uygun kira bedelli olarak kiralanacak. Bu modelin birçok ülkede kullandığını söyleyerek açıklamalarını sürdüren Mehmet Kalyoncu, “Hane halkı gelirinin sadece yüzde 30’unu barınmaya ayıracak, yaşam standardı yükselecek (konut alımında gelirin yüzde 60’ı barınmaya gidiyor). Düşük kira rakamlarıyla çevredeki yerleşim yerleri de ucuzlayacak. Bu, halkın faydalandığı halkçı bir model ve aynı zamanda kamunun başta mülkiyet olmak üzere haklarının korunduğu devletçi bir model. İngiltere ve Fransa’da benzer uygulamalar var” diye konuştu. Ayrıca kentsel dönüşümdeki en büyük engellerden birinin de kiralık konutun olmaması olduğuna dikkat çeken Mehmet Kalyoncu, şunları da söyledi:
“Kentsel dönüşümün önünde en büyük engel, kiralık konut olmaması. İnsanlar evlerinden çıkacak, kiralık konut bulacak ki o binalar yıkılabilsin. İstanbul’da 500 bin kiralık konut üretirsek kira sorunu çözülür. TÜİK’e göre bir binada yaklaşık 4 konut var. Dolayısıyla 500 bin konut üretimi, 125 bin eski binanın yeniden inşası demek. İstanbul’da 262 bin binanın 1980 öncesi yapıldığını düşündüğümüzde bu, hayati öneme sahip. 2024 yılında bu modeldeki ilk konutların üretimini ülkemizde göreceğimizi düşünüyoruz.”