Galatasaray’ın Arjantinli golcüsü Mauro Icardi’nin eşi ve menajeri Wanda Nara, sosyal medya üzerinden sağlık durumuyla ilgili önemli bir açıklama yaptı. Wanda Nara, hastalığını ve son durumunu net bir şekilde anlattı.
Galatasaray’ın sevilen futbolcusu Mauro Icardi’nin eşi Wanda Nara, hastalığıyla ilgili uzun süredir sessizliğini koruyordu. Ancak son günlerde ortaya çıkan haberlerden sonra Wanda Nara, konuşmaya karar verdi. Sosyal medya hesabından bir video paylaşan Wanda Nara, lösemi teşhisi konulduğunu ve tedavi sürecinde olduğunu anlattı. İşte detaylar.
LÖSEMİ OLDUĞUNU AÇIKLADI
Wanda Nara, açıklamasında şunları söyledi: “Ben lösemiyim. İlk başta ‘Bende bir şey var’ diyordum. Sonra ‘şu hastalık’ diyebildim. Şimdi onu adıyla çağırıyorum.” Diyen Nara bu durumun kendisi için çok zor bir süreç olduğunu ama ailesi ve sevdiklerinin kendisine destek olduklarını dile getirdi.
Wanda Nara, hastalığını ilk olarak duyuran gazeteci Jorge Lanata’ya da teşekkür etti. Wanda Nara, “O bir gazeteci ve eğer bilgi ona ulaştı ise bunu yayınlaması gerekirdi. Ben de özel kalmasını istemedim. Çünkü bu hastalıkla mücadele eden başka insanlar da var. Onlara da umut olmak istiyorum.” dedi.
TEDAVİYİ ARJANTİN’DE GÖRÜYOR
Wanda Nara, lösemi tedavisi için Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te bulunan Fundaleu adlı bir hematoloji merkezine gittiğini söyledi. Wanda Nara, “Her hafta doktorum Dr. Miguel Pavlovsky’ye test sonuçlarımı gönderiyorum. Ayrıca hastalığın seyrine göre değişen bir tedavi uyguluyorlar. Her hafta sonuçları almaya gittiğimde çok heyecanlanıyorum.” diye konuştu. Wanda Nara, çocuklarının da kendisine büyük destek olduğunu ifade etti. Wanda Nara, “Çocuklarım başta çok korktular. Ama onlara her şeyi açıkça anlattım. Onlar da bana çok yardımcı oldular. Bu zor süreçte hep yanımdalar.” dedi.
Kanser türlerinden olan lösemi, kemik iliği ve kanı etkilemektedir. Beyaz kan hücrelerinin aşırı üretimi ile karakterize edilir ve bu da bağışıklığın zayıflaması gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Zaman içinde, tıbbi gelişmeler sayesinde tedavi etkinliği ve hayatta kalma oranlarında iyileşmeler mümkün olmuştur.