×
  • Anasayfa
  • Ekonomi
  • Magazin
  • Gündem
  • Yaşam
  • Ankara Haber
  • Dünya
  • Spor
  • Siyaset
  • Asayiş
  • Eğitim
  • Teknoloji
  • Sağlık
  • Biyografi
  • Kültür - Sanat
  • Hukuk
  • Dizi Haberleri
  • Masterchef Türkiye 2022
  • Survivor Haberleri
  • Sinema Haberleri
  • Burç Haberleri
☰
  • Anasayfa
  • Kültür - Sanat

Arkeoloğun topraktan çıkarıp hayata döndürdüğü kedi kazı alanının maskotu oldu

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, annesi tarafından toprağa gömülen ve ölmek üzereyken Maydos Kilisetepe Höyüğü Kazı Başkanı Doç. Dr. Gökhan Sazcı tarafından kurtarılan kedi yavrusu, tedavi ettirildikten sonra kazı alanının vazgeçilmez "elemanı" oldu Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götüren Doç. Dr. Sazcı: "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor"

09 Eylül 2023 Cumartesi 21:20
113

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, bir arkeolog tarafından ölmek üzereyken bulunulup sahiplenilen kedi, kazı alanının maskotu haline geldi.Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda, ilçe merkezindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü'nde düzenlenen kazının başkanlığını yapan Doç. Dr. Göksel Sazcı, evinin yakınında toprağa gömülü halde bulduğu kedi yavrusunu çıkardı.

Veterinere götürülerek tedavi ettirilen kedinin, kazı evinde iki ay özel sütler ve ilaçlarla bakımı sağlandı. Tedavisinden sonra Sazcı'nın her gün kazı alanına götürdüğü kedi, çalışamaların vazgeçilmez "elemanı" oldu.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladıkları kazı çalışamalarında 11. sezona girdiklerini söyledi.

Sazcı, "Mokali" adını verdikleri kedinin hikayesini, şöyle anlattı:

"Evimizin önünde bir köpeğimiz vardı, onun kulübesine bir kedi yavrulamıştı. 3 yavrusu vardı. Komşularımızdan biri, yavrulardan ikisini evine götürmüş. Evde çocuklarına sevdirmiş, oynamışlar sonra tekrar kulübeye bırakmışlar. Fakat annesi kedilerin üzerine insan kokusu sindiği için belki onların hastalıklı olduğunu düşünüp o iki yavruyu alıp toprağa gömmüş. Böyle bir durum olduğunu bize sitemizin bekçisi söyledi. Eşimle gittik baktık ki gerçekten gömmüştü. Yavrulardan biri için çok geçti, maalesef ölmüştü ama bu kedinin arka ayakları dışarıda sallanıyordu. Çok şaşırdık, eşimle çekip topraktan kediyi çıkardık. Toprağın içindeydi ancak ölmemişti, neyse ki kedi hayattaydı."

- "O bizim için çok önemli bir eser"

Sazcı, veterinere götürüp yaşama döndürdükleri hayvanı, özel kedi sütü ve vitaminlerle iki ay beslediklerini dile getirdi. Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götürdüğünü ifade eden Sazcı, kedinin, Maydos Kilisetepe Höyüğü'ndeki görevliler tarafından çok sevildiğini anlattı.

Sazcı, "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor. Kazı ekibiyle oynuyor, sıcaktan etkilenince de gölge alanlara geçiyor. Yorulduğunda ise kazı evine giderek mamasını yedikten sonra çalışmaların yapıldığı odada rahat ettiği bir bölümde dinleniyor." diye konuştu.

213

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, bir arkeolog tarafından ölmek üzereyken bulunulup sahiplenilen kedi, kazı alanının maskotu haline geldi.Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda, ilçe merkezindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü'nde düzenlenen kazının başkanlığını yapan Doç. Dr. Göksel Sazcı, evinin yakınında toprağa gömülü halde bulduğu kedi yavrusunu çıkardı.

Veterinere götürülerek tedavi ettirilen kedinin, kazı evinde iki ay özel sütler ve ilaçlarla bakımı sağlandı. Tedavisinden sonra Sazcı'nın her gün kazı alanına götürdüğü kedi, çalışamaların vazgeçilmez "elemanı" oldu.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladıkları kazı çalışamalarında 11. sezona girdiklerini söyledi.

Sazcı, "Mokali" adını verdikleri kedinin hikayesini, şöyle anlattı:

"Evimizin önünde bir köpeğimiz vardı, onun kulübesine bir kedi yavrulamıştı. 3 yavrusu vardı. Komşularımızdan biri, yavrulardan ikisini evine götürmüş. Evde çocuklarına sevdirmiş, oynamışlar sonra tekrar kulübeye bırakmışlar. Fakat annesi kedilerin üzerine insan kokusu sindiği için belki onların hastalıklı olduğunu düşünüp o iki yavruyu alıp toprağa gömmüş. Böyle bir durum olduğunu bize sitemizin bekçisi söyledi. Eşimle gittik baktık ki gerçekten gömmüştü. Yavrulardan biri için çok geçti, maalesef ölmüştü ama bu kedinin arka ayakları dışarıda sallanıyordu. Çok şaşırdık, eşimle çekip topraktan kediyi çıkardık. Toprağın içindeydi ancak ölmemişti, neyse ki kedi hayattaydı."

- "O bizim için çok önemli bir eser"

Sazcı, veterinere götürüp yaşama döndürdükleri hayvanı, özel kedi sütü ve vitaminlerle iki ay beslediklerini dile getirdi. Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götürdüğünü ifade eden Sazcı, kedinin, Maydos Kilisetepe Höyüğü'ndeki görevliler tarafından çok sevildiğini anlattı.

Sazcı, "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor. Kazı ekibiyle oynuyor, sıcaktan etkilenince de gölge alanlara geçiyor. Yorulduğunda ise kazı evine giderek mamasını yedikten sonra çalışmaların yapıldığı odada rahat ettiği bir bölümde dinleniyor." diye konuştu.

313

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, bir arkeolog tarafından ölmek üzereyken bulunulup sahiplenilen kedi, kazı alanının maskotu haline geldi.Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda, ilçe merkezindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü'nde düzenlenen kazının başkanlığını yapan Doç. Dr. Göksel Sazcı, evinin yakınında toprağa gömülü halde bulduğu kedi yavrusunu çıkardı.

Veterinere götürülerek tedavi ettirilen kedinin, kazı evinde iki ay özel sütler ve ilaçlarla bakımı sağlandı. Tedavisinden sonra Sazcı'nın her gün kazı alanına götürdüğü kedi, çalışamaların vazgeçilmez "elemanı" oldu.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladıkları kazı çalışamalarında 11. sezona girdiklerini söyledi.

Sazcı, "Mokali" adını verdikleri kedinin hikayesini, şöyle anlattı:

"Evimizin önünde bir köpeğimiz vardı, onun kulübesine bir kedi yavrulamıştı. 3 yavrusu vardı. Komşularımızdan biri, yavrulardan ikisini evine götürmüş. Evde çocuklarına sevdirmiş, oynamışlar sonra tekrar kulübeye bırakmışlar. Fakat annesi kedilerin üzerine insan kokusu sindiği için belki onların hastalıklı olduğunu düşünüp o iki yavruyu alıp toprağa gömmüş. Böyle bir durum olduğunu bize sitemizin bekçisi söyledi. Eşimle gittik baktık ki gerçekten gömmüştü. Yavrulardan biri için çok geçti, maalesef ölmüştü ama bu kedinin arka ayakları dışarıda sallanıyordu. Çok şaşırdık, eşimle çekip topraktan kediyi çıkardık. Toprağın içindeydi ancak ölmemişti, neyse ki kedi hayattaydı."

- "O bizim için çok önemli bir eser"

Sazcı, veterinere götürüp yaşama döndürdükleri hayvanı, özel kedi sütü ve vitaminlerle iki ay beslediklerini dile getirdi. Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götürdüğünü ifade eden Sazcı, kedinin, Maydos Kilisetepe Höyüğü'ndeki görevliler tarafından çok sevildiğini anlattı.

Sazcı, "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor. Kazı ekibiyle oynuyor, sıcaktan etkilenince de gölge alanlara geçiyor. Yorulduğunda ise kazı evine giderek mamasını yedikten sonra çalışmaların yapıldığı odada rahat ettiği bir bölümde dinleniyor." diye konuştu.

413

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, bir arkeolog tarafından ölmek üzereyken bulunulup sahiplenilen kedi, kazı alanının maskotu haline geldi.Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda, ilçe merkezindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü'nde düzenlenen kazının başkanlığını yapan Doç. Dr. Göksel Sazcı, evinin yakınında toprağa gömülü halde bulduğu kedi yavrusunu çıkardı.

Veterinere götürülerek tedavi ettirilen kedinin, kazı evinde iki ay özel sütler ve ilaçlarla bakımı sağlandı. Tedavisinden sonra Sazcı'nın her gün kazı alanına götürdüğü kedi, çalışamaların vazgeçilmez "elemanı" oldu.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladıkları kazı çalışamalarında 11. sezona girdiklerini söyledi.

Sazcı, "Mokali" adını verdikleri kedinin hikayesini, şöyle anlattı:

"Evimizin önünde bir köpeğimiz vardı, onun kulübesine bir kedi yavrulamıştı. 3 yavrusu vardı. Komşularımızdan biri, yavrulardan ikisini evine götürmüş. Evde çocuklarına sevdirmiş, oynamışlar sonra tekrar kulübeye bırakmışlar. Fakat annesi kedilerin üzerine insan kokusu sindiği için belki onların hastalıklı olduğunu düşünüp o iki yavruyu alıp toprağa gömmüş. Böyle bir durum olduğunu bize sitemizin bekçisi söyledi. Eşimle gittik baktık ki gerçekten gömmüştü. Yavrulardan biri için çok geçti, maalesef ölmüştü ama bu kedinin arka ayakları dışarıda sallanıyordu. Çok şaşırdık, eşimle çekip topraktan kediyi çıkardık. Toprağın içindeydi ancak ölmemişti, neyse ki kedi hayattaydı."

- "O bizim için çok önemli bir eser"

Sazcı, veterinere götürüp yaşama döndürdükleri hayvanı, özel kedi sütü ve vitaminlerle iki ay beslediklerini dile getirdi. Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götürdüğünü ifade eden Sazcı, kedinin, Maydos Kilisetepe Höyüğü'ndeki görevliler tarafından çok sevildiğini anlattı.

Sazcı, "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor. Kazı ekibiyle oynuyor, sıcaktan etkilenince de gölge alanlara geçiyor. Yorulduğunda ise kazı evine giderek mamasını yedikten sonra çalışmaların yapıldığı odada rahat ettiği bir bölümde dinleniyor." diye konuştu.

513

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, bir arkeolog tarafından ölmek üzereyken bulunulup sahiplenilen kedi, kazı alanının maskotu haline geldi.Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda, ilçe merkezindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü'nde düzenlenen kazının başkanlığını yapan Doç. Dr. Göksel Sazcı, evinin yakınında toprağa gömülü halde bulduğu kedi yavrusunu çıkardı.

Veterinere götürülerek tedavi ettirilen kedinin, kazı evinde iki ay özel sütler ve ilaçlarla bakımı sağlandı. Tedavisinden sonra Sazcı'nın her gün kazı alanına götürdüğü kedi, çalışamaların vazgeçilmez "elemanı" oldu.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladıkları kazı çalışamalarında 11. sezona girdiklerini söyledi.

Sazcı, "Mokali" adını verdikleri kedinin hikayesini, şöyle anlattı:

"Evimizin önünde bir köpeğimiz vardı, onun kulübesine bir kedi yavrulamıştı. 3 yavrusu vardı. Komşularımızdan biri, yavrulardan ikisini evine götürmüş. Evde çocuklarına sevdirmiş, oynamışlar sonra tekrar kulübeye bırakmışlar. Fakat annesi kedilerin üzerine insan kokusu sindiği için belki onların hastalıklı olduğunu düşünüp o iki yavruyu alıp toprağa gömmüş. Böyle bir durum olduğunu bize sitemizin bekçisi söyledi. Eşimle gittik baktık ki gerçekten gömmüştü. Yavrulardan biri için çok geçti, maalesef ölmüştü ama bu kedinin arka ayakları dışarıda sallanıyordu. Çok şaşırdık, eşimle çekip topraktan kediyi çıkardık. Toprağın içindeydi ancak ölmemişti, neyse ki kedi hayattaydı."

- "O bizim için çok önemli bir eser"

Sazcı, veterinere götürüp yaşama döndürdükleri hayvanı, özel kedi sütü ve vitaminlerle iki ay beslediklerini dile getirdi. Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götürdüğünü ifade eden Sazcı, kedinin, Maydos Kilisetepe Höyüğü'ndeki görevliler tarafından çok sevildiğini anlattı.

Sazcı, "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor. Kazı ekibiyle oynuyor, sıcaktan etkilenince de gölge alanlara geçiyor. Yorulduğunda ise kazı evine giderek mamasını yedikten sonra çalışmaların yapıldığı odada rahat ettiği bir bölümde dinleniyor." diye konuştu.

613

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, bir arkeolog tarafından ölmek üzereyken bulunulup sahiplenilen kedi, kazı alanının maskotu haline geldi.Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda, ilçe merkezindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü'nde düzenlenen kazının başkanlığını yapan Doç. Dr. Göksel Sazcı, evinin yakınında toprağa gömülü halde bulduğu kedi yavrusunu çıkardı.

Veterinere götürülerek tedavi ettirilen kedinin, kazı evinde iki ay özel sütler ve ilaçlarla bakımı sağlandı. Tedavisinden sonra Sazcı'nın her gün kazı alanına götürdüğü kedi, çalışamaların vazgeçilmez "elemanı" oldu.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladıkları kazı çalışamalarında 11. sezona girdiklerini söyledi.

Sazcı, "Mokali" adını verdikleri kedinin hikayesini, şöyle anlattı:

"Evimizin önünde bir köpeğimiz vardı, onun kulübesine bir kedi yavrulamıştı. 3 yavrusu vardı. Komşularımızdan biri, yavrulardan ikisini evine götürmüş. Evde çocuklarına sevdirmiş, oynamışlar sonra tekrar kulübeye bırakmışlar. Fakat annesi kedilerin üzerine insan kokusu sindiği için belki onların hastalıklı olduğunu düşünüp o iki yavruyu alıp toprağa gömmüş. Böyle bir durum olduğunu bize sitemizin bekçisi söyledi. Eşimle gittik baktık ki gerçekten gömmüştü. Yavrulardan biri için çok geçti, maalesef ölmüştü ama bu kedinin arka ayakları dışarıda sallanıyordu. Çok şaşırdık, eşimle çekip topraktan kediyi çıkardık. Toprağın içindeydi ancak ölmemişti, neyse ki kedi hayattaydı."

- "O bizim için çok önemli bir eser"

Sazcı, veterinere götürüp yaşama döndürdükleri hayvanı, özel kedi sütü ve vitaminlerle iki ay beslediklerini dile getirdi. Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götürdüğünü ifade eden Sazcı, kedinin, Maydos Kilisetepe Höyüğü'ndeki görevliler tarafından çok sevildiğini anlattı.

Sazcı, "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor. Kazı ekibiyle oynuyor, sıcaktan etkilenince de gölge alanlara geçiyor. Yorulduğunda ise kazı evine giderek mamasını yedikten sonra çalışmaların yapıldığı odada rahat ettiği bir bölümde dinleniyor." diye konuştu.

713

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, bir arkeolog tarafından ölmek üzereyken bulunulup sahiplenilen kedi, kazı alanının maskotu haline geldi.Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda, ilçe merkezindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü'nde düzenlenen kazının başkanlığını yapan Doç. Dr. Göksel Sazcı, evinin yakınında toprağa gömülü halde bulduğu kedi yavrusunu çıkardı.

Veterinere götürülerek tedavi ettirilen kedinin, kazı evinde iki ay özel sütler ve ilaçlarla bakımı sağlandı. Tedavisinden sonra Sazcı'nın her gün kazı alanına götürdüğü kedi, çalışamaların vazgeçilmez "elemanı" oldu.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladıkları kazı çalışamalarında 11. sezona girdiklerini söyledi.

Sazcı, "Mokali" adını verdikleri kedinin hikayesini, şöyle anlattı:

"Evimizin önünde bir köpeğimiz vardı, onun kulübesine bir kedi yavrulamıştı. 3 yavrusu vardı. Komşularımızdan biri, yavrulardan ikisini evine götürmüş. Evde çocuklarına sevdirmiş, oynamışlar sonra tekrar kulübeye bırakmışlar. Fakat annesi kedilerin üzerine insan kokusu sindiği için belki onların hastalıklı olduğunu düşünüp o iki yavruyu alıp toprağa gömmüş. Böyle bir durum olduğunu bize sitemizin bekçisi söyledi. Eşimle gittik baktık ki gerçekten gömmüştü. Yavrulardan biri için çok geçti, maalesef ölmüştü ama bu kedinin arka ayakları dışarıda sallanıyordu. Çok şaşırdık, eşimle çekip topraktan kediyi çıkardık. Toprağın içindeydi ancak ölmemişti, neyse ki kedi hayattaydı."

- "O bizim için çok önemli bir eser"

Sazcı, veterinere götürüp yaşama döndürdükleri hayvanı, özel kedi sütü ve vitaminlerle iki ay beslediklerini dile getirdi. Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götürdüğünü ifade eden Sazcı, kedinin, Maydos Kilisetepe Höyüğü'ndeki görevliler tarafından çok sevildiğini anlattı.

Sazcı, "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor. Kazı ekibiyle oynuyor, sıcaktan etkilenince de gölge alanlara geçiyor. Yorulduğunda ise kazı evine giderek mamasını yedikten sonra çalışmaların yapıldığı odada rahat ettiği bir bölümde dinleniyor." diye konuştu.

813

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, bir arkeolog tarafından ölmek üzereyken bulunulup sahiplenilen kedi, kazı alanının maskotu haline geldi.Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda, ilçe merkezindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü'nde düzenlenen kazının başkanlığını yapan Doç. Dr. Göksel Sazcı, evinin yakınında toprağa gömülü halde bulduğu kedi yavrusunu çıkardı.

Veterinere götürülerek tedavi ettirilen kedinin, kazı evinde iki ay özel sütler ve ilaçlarla bakımı sağlandı. Tedavisinden sonra Sazcı'nın her gün kazı alanına götürdüğü kedi, çalışamaların vazgeçilmez "elemanı" oldu.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladıkları kazı çalışamalarında 11. sezona girdiklerini söyledi.

Sazcı, "Mokali" adını verdikleri kedinin hikayesini, şöyle anlattı:

"Evimizin önünde bir köpeğimiz vardı, onun kulübesine bir kedi yavrulamıştı. 3 yavrusu vardı. Komşularımızdan biri, yavrulardan ikisini evine götürmüş. Evde çocuklarına sevdirmiş, oynamışlar sonra tekrar kulübeye bırakmışlar. Fakat annesi kedilerin üzerine insan kokusu sindiği için belki onların hastalıklı olduğunu düşünüp o iki yavruyu alıp toprağa gömmüş. Böyle bir durum olduğunu bize sitemizin bekçisi söyledi. Eşimle gittik baktık ki gerçekten gömmüştü. Yavrulardan biri için çok geçti, maalesef ölmüştü ama bu kedinin arka ayakları dışarıda sallanıyordu. Çok şaşırdık, eşimle çekip topraktan kediyi çıkardık. Toprağın içindeydi ancak ölmemişti, neyse ki kedi hayattaydı."

- "O bizim için çok önemli bir eser"

Sazcı, veterinere götürüp yaşama döndürdükleri hayvanı, özel kedi sütü ve vitaminlerle iki ay beslediklerini dile getirdi. Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götürdüğünü ifade eden Sazcı, kedinin, Maydos Kilisetepe Höyüğü'ndeki görevliler tarafından çok sevildiğini anlattı.

Sazcı, "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor. Kazı ekibiyle oynuyor, sıcaktan etkilenince de gölge alanlara geçiyor. Yorulduğunda ise kazı evine giderek mamasını yedikten sonra çalışmaların yapıldığı odada rahat ettiği bir bölümde dinleniyor." diye konuştu.

913

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, bir arkeolog tarafından ölmek üzereyken bulunulup sahiplenilen kedi, kazı alanının maskotu haline geldi.Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda, ilçe merkezindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü'nde düzenlenen kazının başkanlığını yapan Doç. Dr. Göksel Sazcı, evinin yakınında toprağa gömülü halde bulduğu kedi yavrusunu çıkardı.

Veterinere götürülerek tedavi ettirilen kedinin, kazı evinde iki ay özel sütler ve ilaçlarla bakımı sağlandı. Tedavisinden sonra Sazcı'nın her gün kazı alanına götürdüğü kedi, çalışamaların vazgeçilmez "elemanı" oldu.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladıkları kazı çalışamalarında 11. sezona girdiklerini söyledi.

Sazcı, "Mokali" adını verdikleri kedinin hikayesini, şöyle anlattı:

"Evimizin önünde bir köpeğimiz vardı, onun kulübesine bir kedi yavrulamıştı. 3 yavrusu vardı. Komşularımızdan biri, yavrulardan ikisini evine götürmüş. Evde çocuklarına sevdirmiş, oynamışlar sonra tekrar kulübeye bırakmışlar. Fakat annesi kedilerin üzerine insan kokusu sindiği için belki onların hastalıklı olduğunu düşünüp o iki yavruyu alıp toprağa gömmüş. Böyle bir durum olduğunu bize sitemizin bekçisi söyledi. Eşimle gittik baktık ki gerçekten gömmüştü. Yavrulardan biri için çok geçti, maalesef ölmüştü ama bu kedinin arka ayakları dışarıda sallanıyordu. Çok şaşırdık, eşimle çekip topraktan kediyi çıkardık. Toprağın içindeydi ancak ölmemişti, neyse ki kedi hayattaydı."

- "O bizim için çok önemli bir eser"

Sazcı, veterinere götürüp yaşama döndürdükleri hayvanı, özel kedi sütü ve vitaminlerle iki ay beslediklerini dile getirdi. Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götürdüğünü ifade eden Sazcı, kedinin, Maydos Kilisetepe Höyüğü'ndeki görevliler tarafından çok sevildiğini anlattı.

Sazcı, "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor. Kazı ekibiyle oynuyor, sıcaktan etkilenince de gölge alanlara geçiyor. Yorulduğunda ise kazı evine giderek mamasını yedikten sonra çalışmaların yapıldığı odada rahat ettiği bir bölümde dinleniyor." diye konuştu.

1013

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, bir arkeolog tarafından ölmek üzereyken bulunulup sahiplenilen kedi, kazı alanının maskotu haline geldi.Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda, ilçe merkezindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü'nde düzenlenen kazının başkanlığını yapan Doç. Dr. Göksel Sazcı, evinin yakınında toprağa gömülü halde bulduğu kedi yavrusunu çıkardı.

Veterinere götürülerek tedavi ettirilen kedinin, kazı evinde iki ay özel sütler ve ilaçlarla bakımı sağlandı. Tedavisinden sonra Sazcı'nın her gün kazı alanına götürdüğü kedi, çalışamaların vazgeçilmez "elemanı" oldu.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladıkları kazı çalışamalarında 11. sezona girdiklerini söyledi.

Sazcı, "Mokali" adını verdikleri kedinin hikayesini, şöyle anlattı:

"Evimizin önünde bir köpeğimiz vardı, onun kulübesine bir kedi yavrulamıştı. 3 yavrusu vardı. Komşularımızdan biri, yavrulardan ikisini evine götürmüş. Evde çocuklarına sevdirmiş, oynamışlar sonra tekrar kulübeye bırakmışlar. Fakat annesi kedilerin üzerine insan kokusu sindiği için belki onların hastalıklı olduğunu düşünüp o iki yavruyu alıp toprağa gömmüş. Böyle bir durum olduğunu bize sitemizin bekçisi söyledi. Eşimle gittik baktık ki gerçekten gömmüştü. Yavrulardan biri için çok geçti, maalesef ölmüştü ama bu kedinin arka ayakları dışarıda sallanıyordu. Çok şaşırdık, eşimle çekip topraktan kediyi çıkardık. Toprağın içindeydi ancak ölmemişti, neyse ki kedi hayattaydı."

- "O bizim için çok önemli bir eser"

Sazcı, veterinere götürüp yaşama döndürdükleri hayvanı, özel kedi sütü ve vitaminlerle iki ay beslediklerini dile getirdi. Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götürdüğünü ifade eden Sazcı, kedinin, Maydos Kilisetepe Höyüğü'ndeki görevliler tarafından çok sevildiğini anlattı.

Sazcı, "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor. Kazı ekibiyle oynuyor, sıcaktan etkilenince de gölge alanlara geçiyor. Yorulduğunda ise kazı evine giderek mamasını yedikten sonra çalışmaların yapıldığı odada rahat ettiği bir bölümde dinleniyor." diye konuştu.

1113

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, bir arkeolog tarafından ölmek üzereyken bulunulup sahiplenilen kedi, kazı alanının maskotu haline geldi.Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda, ilçe merkezindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü'nde düzenlenen kazının başkanlığını yapan Doç. Dr. Göksel Sazcı, evinin yakınında toprağa gömülü halde bulduğu kedi yavrusunu çıkardı.

Veterinere götürülerek tedavi ettirilen kedinin, kazı evinde iki ay özel sütler ve ilaçlarla bakımı sağlandı. Tedavisinden sonra Sazcı'nın her gün kazı alanına götürdüğü kedi, çalışamaların vazgeçilmez "elemanı" oldu.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladıkları kazı çalışamalarında 11. sezona girdiklerini söyledi.

Sazcı, "Mokali" adını verdikleri kedinin hikayesini, şöyle anlattı:

"Evimizin önünde bir köpeğimiz vardı, onun kulübesine bir kedi yavrulamıştı. 3 yavrusu vardı. Komşularımızdan biri, yavrulardan ikisini evine götürmüş. Evde çocuklarına sevdirmiş, oynamışlar sonra tekrar kulübeye bırakmışlar. Fakat annesi kedilerin üzerine insan kokusu sindiği için belki onların hastalıklı olduğunu düşünüp o iki yavruyu alıp toprağa gömmüş. Böyle bir durum olduğunu bize sitemizin bekçisi söyledi. Eşimle gittik baktık ki gerçekten gömmüştü. Yavrulardan biri için çok geçti, maalesef ölmüştü ama bu kedinin arka ayakları dışarıda sallanıyordu. Çok şaşırdık, eşimle çekip topraktan kediyi çıkardık. Toprağın içindeydi ancak ölmemişti, neyse ki kedi hayattaydı."

- "O bizim için çok önemli bir eser"

Sazcı, veterinere götürüp yaşama döndürdükleri hayvanı, özel kedi sütü ve vitaminlerle iki ay beslediklerini dile getirdi. Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götürdüğünü ifade eden Sazcı, kedinin, Maydos Kilisetepe Höyüğü'ndeki görevliler tarafından çok sevildiğini anlattı.

Sazcı, "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor. Kazı ekibiyle oynuyor, sıcaktan etkilenince de gölge alanlara geçiyor. Yorulduğunda ise kazı evine giderek mamasını yedikten sonra çalışmaların yapıldığı odada rahat ettiği bir bölümde dinleniyor." diye konuştu.

1213

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, bir arkeolog tarafından ölmek üzereyken bulunulup sahiplenilen kedi, kazı alanının maskotu haline geldi.Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda, ilçe merkezindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü'nde düzenlenen kazının başkanlığını yapan Doç. Dr. Göksel Sazcı, evinin yakınında toprağa gömülü halde bulduğu kedi yavrusunu çıkardı.

Veterinere götürülerek tedavi ettirilen kedinin, kazı evinde iki ay özel sütler ve ilaçlarla bakımı sağlandı. Tedavisinden sonra Sazcı'nın her gün kazı alanına götürdüğü kedi, çalışamaların vazgeçilmez "elemanı" oldu.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladıkları kazı çalışamalarında 11. sezona girdiklerini söyledi.

Sazcı, "Mokali" adını verdikleri kedinin hikayesini, şöyle anlattı:

"Evimizin önünde bir köpeğimiz vardı, onun kulübesine bir kedi yavrulamıştı. 3 yavrusu vardı. Komşularımızdan biri, yavrulardan ikisini evine götürmüş. Evde çocuklarına sevdirmiş, oynamışlar sonra tekrar kulübeye bırakmışlar. Fakat annesi kedilerin üzerine insan kokusu sindiği için belki onların hastalıklı olduğunu düşünüp o iki yavruyu alıp toprağa gömmüş. Böyle bir durum olduğunu bize sitemizin bekçisi söyledi. Eşimle gittik baktık ki gerçekten gömmüştü. Yavrulardan biri için çok geçti, maalesef ölmüştü ama bu kedinin arka ayakları dışarıda sallanıyordu. Çok şaşırdık, eşimle çekip topraktan kediyi çıkardık. Toprağın içindeydi ancak ölmemişti, neyse ki kedi hayattaydı."

- "O bizim için çok önemli bir eser"

Sazcı, veterinere götürüp yaşama döndürdükleri hayvanı, özel kedi sütü ve vitaminlerle iki ay beslediklerini dile getirdi. Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götürdüğünü ifade eden Sazcı, kedinin, Maydos Kilisetepe Höyüğü'ndeki görevliler tarafından çok sevildiğini anlattı.

Sazcı, "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor. Kazı ekibiyle oynuyor, sıcaktan etkilenince de gölge alanlara geçiyor. Yorulduğunda ise kazı evine giderek mamasını yedikten sonra çalışmaların yapıldığı odada rahat ettiği bir bölümde dinleniyor." diye konuştu.

1313

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, bir arkeolog tarafından ölmek üzereyken bulunulup sahiplenilen kedi, kazı alanının maskotu haline geldi.Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda, ilçe merkezindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü'nde düzenlenen kazının başkanlığını yapan Doç. Dr. Göksel Sazcı, evinin yakınında toprağa gömülü halde bulduğu kedi yavrusunu çıkardı.

Veterinere götürülerek tedavi ettirilen kedinin, kazı evinde iki ay özel sütler ve ilaçlarla bakımı sağlandı. Tedavisinden sonra Sazcı'nın her gün kazı alanına götürdüğü kedi, çalışamaların vazgeçilmez "elemanı" oldu.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladıkları kazı çalışamalarında 11. sezona girdiklerini söyledi.

Sazcı, "Mokali" adını verdikleri kedinin hikayesini, şöyle anlattı:

"Evimizin önünde bir köpeğimiz vardı, onun kulübesine bir kedi yavrulamıştı. 3 yavrusu vardı. Komşularımızdan biri, yavrulardan ikisini evine götürmüş. Evde çocuklarına sevdirmiş, oynamışlar sonra tekrar kulübeye bırakmışlar. Fakat annesi kedilerin üzerine insan kokusu sindiği için belki onların hastalıklı olduğunu düşünüp o iki yavruyu alıp toprağa gömmüş. Böyle bir durum olduğunu bize sitemizin bekçisi söyledi. Eşimle gittik baktık ki gerçekten gömmüştü. Yavrulardan biri için çok geçti, maalesef ölmüştü ama bu kedinin arka ayakları dışarıda sallanıyordu. Çok şaşırdık, eşimle çekip topraktan kediyi çıkardık. Toprağın içindeydi ancak ölmemişti, neyse ki kedi hayattaydı."

- "O bizim için çok önemli bir eser"

Sazcı, veterinere götürüp yaşama döndürdükleri hayvanı, özel kedi sütü ve vitaminlerle iki ay beslediklerini dile getirdi. Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götürdüğünü ifade eden Sazcı, kedinin, Maydos Kilisetepe Höyüğü'ndeki görevliler tarafından çok sevildiğini anlattı.

Sazcı, "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor. Kazı ekibiyle oynuyor, sıcaktan etkilenince de gölge alanlara geçiyor. Yorulduğunda ise kazı evine giderek mamasını yedikten sonra çalışmaların yapıldığı odada rahat ettiği bir bölümde dinleniyor." diye konuştu.

İlk yorum yazan siz olun

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür - Sanat Haberleri

Daha fazla haber:
© 2023

Haberler Ankara


‧ Anasayfa ‧ İletişim