Ankara, salgının en hızlı şekilde ilerlediği ve Türkiye'de en fazla vaka görülen şehirlerden biri. Sağlık Bakanı Koca, 2 Ağustos 2020 tarihinde yeni hasta sayısının artış eğiliminde olduğu şehirleri Ankara, Mardin, Diyarbakır, Antep ve Konya olarak sıralamış, hemen sonrasında 9 Ağustos 2020'de; virüsle temaslı kişilerin, pozitif vakaya dönüşme oranlarının Mayıs ayına kıyasla 1.3 kat artış gösterdiğini söylemiş, Ankara'da ise bu artışın Türkiye ortalamasını geçerek 1.6'ya yükseldiğini aktarmıştı.
Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, Hürriyet'e; "Başkent bir süredir alarm veriyor. Vakalar artıyor, ek tedbirler alınıyor. Özellikle kış ayları için çok daha ciddi bir durum var" açıklaması yapmıştı.
2 Eylül 2020 tarihindeki Bilim Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamalar yapan Fahrettin Koca, bu kez; Ankara için "Türkiye'de vaka sayısının en fazla olduğu şehir" damgasını vermişti. Ankara'nın İstanbul'u 2 kat geçtiğini de söyleyen Koca, konuşmasının devamında Konya'nın bir nebze de olsa durulduğunu fakat Kayseri - Ankara hattında yoğun artış olduğunu, Ankara'nın İstanbul'dan daha öne çıktığını söyleyerek durumu yineledi. Sonrasında 7 Eylül 2020 tarihinde Twitter hesabında bu kez yine günlük en çok hasta görülen şehrin Ankara olduğunu ifade etti. 15 Eylül'de yaptığı paylaşımında ise Ankara, İzmir, Kayseri, Çankırı ve Adıyaman'ın sağlık müdürleriyle ayrı ayrı video konferans aracılığıyla bir araya geldiklerini, vaka artışlarının sebeplerini, yoğun bakım kapasitelerini ve filyasyon oranlarını ele aldıklarını duyurdu.
Peki, ama Ankara'yı diğer şehirlerden ayıran ne? Salgının bu kadar artmasındaki sebep ne? Hangi tedbirlerin alınması gerekiyor? İstanbul ve diğer büyükşehirlerin bu artışa kavuşmamaları için neler yapılmalı? İşte tüm detaylar...
Ankara Tabip Odası tarafından 16 Eylül 2020 tarihi itibarıyla ulaşılan ve teyit edilen koronavirüs tanısı alan sağlık çalışanlarının sayısının 882'ye yükseldiği açıklandı. Pandemi servisinde nöbetçi hekimlerden biri olduğunu söyleyen Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Ali Karakoç, yapılan açıklamaları panik havası yapmak için yapmadıklarını, Ankara'da salgının ciddi manada kontrolden çıktığını aktardı.
Poliklinikler ve filyasyon ekiplerinden alınan bilgilere göre, koronavirüs testi pozitif çıkan hastaların %60 - 70'lik bölümü fabrika ve işyerlerinde çalışan personeller. Bu sebeple zorunlu olmayan mal ve hizmetlerin üretiminin bir an önce durdurulması gerektiği belirtildi.
Kamu kuruluşlarının 1 Haziran 2020 tarihinden itibaren çok hızlı bir şekilde açılmaya başlamasından sonra, o dar ortamlarda hastalığın yayıldığını söyleyen Ankara Tabip Odası Başkanı, bu noktada bir diğer önemli etkenin ise Ankara olduğunu. Bu şehrin Anadolu'da bir sağlık üssü olduğunu, iki aydır; Türkiye'nin dört bir yanından yaşları genç olan öğrencilerin MSÜ'ye başvurmak için akın akın geldiklerini, bu çocukların heyet muayenesinin sadece Ankara'da yapılabildiğini, bununla birlikte çevre şehirlerden gelen hastaların da olduğunu aktardı.Filyasyon ekiplerinin tamamıyla tükenmiş durumda olduğunu ileten Ankara Tabip Odası Başkanı, bu ekiplerin içinde en fazla diş hekimlerinin olduğunu fakat şuanda İl Sağlık Müdürlüğü veya Sağlık Bakanlığı'ndaki, kaportacılar da dahil olmak üzere herkesin filyasyon ekiplerine dağıtıldığını söyledi. İstanbul'un bu duruma gelmemesi için filyasyon ekiplerinin yenilenmesi gerektiğini anlatan Ankara Tabip Odası Başkanı, bu işin eğitimini alan doktorların, hemşirelerin ve sağlık memurlarının ekiplere dahil edilmesi gerektiğini söyledi.
Ankara'da şuan hastaların büyük bir kısmını ilaç vererek evde tedavi ettiklerini ileten Ankara Tabip Odası Başkanı; bu durumun temas sayısını artırdığını aktardı. Yaşlı adamın evde olduğunu ama çocuğunun işe gidip gelmesiyle o adamın evde olup olmamasının hiçbir anlamı kalmadığını söyledi. Ekim ve Kasım aylarında mevimsel grip salgını olacağını söyleyen Ankara Tabip Odası Başkanı insanların hastanelere akın edeceğini ve çok ciddi bir kaygı içerisinde olduğunu anlattı.