Covid-19 endişesi nedeniyle ertelemeyin! Erken tanı için harekete geçin!
“Covid-19 pandemisi sürecinde rutin taramalara ara verilmiş olması bazı kadınlarda erken tanı imkanını ellerinden alırken, halen tedavi altında olan bir grup hastanın da tedavisinde gecikmeye neden oldu. İngiltere’den yeni yayınlanan bir çalışmada, istatistiksel modelleme ile meme kanseri dahil bir grup hastalığa bağlı 5 yıllık hayat beklentisinde yüzde 5 ile 16 oranında bir azalma öngörüldüğü bildirilmiştir.”
15
Covid-19 pandemisi nedeniyle hastanelerden uzak durmak, toplumda sıklıkla görülen bazı hastalıkların da erken tanı almasını engelliyor. Ülkemizde de her 8 kadından birinde görülen meme kanseri, geç tanı nedeniyle tedavisinde büyük sorunlar yaşanan hastalıklardan biri olarak dikkat çekiyor. Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Covid-19 pandemisi sürecinde rutin taramalara ara verilmesi, bazı kadınların meme kanserinde erken tanı olanağını elinden aldı. Ayrıca tedavisi süren bir grup hastanın da tedavisinde gecikmeye neden oldu” uyarısında bulunurken kadınları meme taramalarını rutin olarak yaptırma konusunda hassas olmaya çağırdı.
Taramalar durdurulmuştu
Ülkemizde her yıl yaklaşık 18 bin kadına meme kanseri tanısı konuyor. Hastalık, “memede elle hissedilen sertlik ya da kitle, iki meme arasında ortaya çıkan görüntü farklılığı, meme başında ya da ciltte içe doğru çekilme, memede kızarıklık, yara, çatlama, meme cildinde portakal kabuğuna benzer görünüm, meme başında şekil ve yön değişikliği, meme başında akıntı ya da koltuk altında sertlik ve şişlik” gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bu belirtilerin çok erken fark edilebilmesi için de kadınların her ay düzenli olarak elle meme ve koltuk altı kontrolü yapmasının hayati öneme sahip olduğunu kaydeden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Herhangi bir değişiklik fark ettiklerinde en kısa sürede doktora başvurmaları gerekiyor” diyor. Normal süreçte hekimler muayenede hasta öyküsünün ardından mamografi ve ultrason gibi tetkikler ya da biyopsi ile tanıyı koyuyor. Ancak içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde Covid-19 bulaşma riski nedeniyle pek çok kadının rutin muayenelerini, kanser taramalarını ve ameliyatlarını ertelediğini ifade eden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, şöyle devam ediyor:
“Covid-19 pandemisi sürecinde rutin taramalara ara verilmiş olması, bazı kadınlarda erken tanı imkanını ellerinden alırken, halen tedavi altında olan bir grup hastanın da tedavisinde gecikmeye neden oldu. İngiltere’den yeni yayınlanan bir çalışmada, istatistiksel modelleme ile meme kanseri dahil bir grup hastalığa bağlı 5 yıllık hayat beklentisinde yüzde 5 ile 16 oranında bir azalma öngörüldüğü bildirilmiştir.”
Yıllık tetkikleri aksatmayın
Sağlık Bakanlığı genelgesi ile Haziran ayından itibaren rutin poliklinik muayenelerin ve planlı cerrahi girişimlerin başladığını belirten Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Rutin taramanın bir dönem ertelenmesinin bir grup kadının tarama, muayene ve mamografi çekimlerini tamamen atlamasına yol açacağı endişesi bulunuyor. Mamografi gibi yıllık tetkiklerin aksatılmaması gerekiyor. Covid-19 hastalığının riskleri ile rutin aşılama, tarama ve muayenelerin ertelenmesinin getirebileceği riskler her hasta için ayrı değerlendirilmeli, genellemeler yerine kişiye özel yönlendirme yapılmalıdır” diyor.
40 yaş sonrası her yıl muayene
Memeleriyle ilgili hiçbir şikayeti olmasa da her kadının 20-40 yaş arasında üç yılda bir, 40 yaşından sonra da yılda bir klinik meme muayenesi için bir genel cerraha başvurması gerekiyor. Muayenede uzman hekimin gerek görmesi halinde görüntüleme yöntemleri de kullanılıyor. Teknolojik gelişmelere ve özellikle tarama mamografisinin yaygın kullanımına paralel olarak elle hissedilmediği halde görüntüleme yöntemleri ile saptanabilen meme kanseri olgularında belirgin bir artış olduğuna işaret eden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Meme kanseri gibi erken tanısı ile tedavisinde yüz güldürücü sonuç almanın mümkün olduğu bir hastalıkta taramaların ihmal edilmemesi gerekiyor. Kadınlarımız bu konuda ne kadar bilinçlenirse meme kanserinin de hayata mal olan bir hastalık olmaktan çıkması o kadar kolay olur” diye konuşuyor.
25
Covid-19 pandemisi nedeniyle hastanelerden uzak durmak, toplumda sıklıkla görülen bazı hastalıkların da erken tanı almasını engelliyor. Ülkemizde de her 8 kadından birinde görülen meme kanseri, geç tanı nedeniyle tedavisinde büyük sorunlar yaşanan hastalıklardan biri olarak dikkat çekiyor. Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Covid-19 pandemisi sürecinde rutin taramalara ara verilmesi, bazı kadınların meme kanserinde erken tanı olanağını elinden aldı. Ayrıca tedavisi süren bir grup hastanın da tedavisinde gecikmeye neden oldu” uyarısında bulunurken kadınları meme taramalarını rutin olarak yaptırma konusunda hassas olmaya çağırdı.
Taramalar durdurulmuştu
Ülkemizde her yıl yaklaşık 18 bin kadına meme kanseri tanısı konuyor. Hastalık, “memede elle hissedilen sertlik ya da kitle, iki meme arasında ortaya çıkan görüntü farklılığı, meme başında ya da ciltte içe doğru çekilme, memede kızarıklık, yara, çatlama, meme cildinde portakal kabuğuna benzer görünüm, meme başında şekil ve yön değişikliği, meme başında akıntı ya da koltuk altında sertlik ve şişlik” gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bu belirtilerin çok erken fark edilebilmesi için de kadınların her ay düzenli olarak elle meme ve koltuk altı kontrolü yapmasının hayati öneme sahip olduğunu kaydeden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Herhangi bir değişiklik fark ettiklerinde en kısa sürede doktora başvurmaları gerekiyor” diyor. Normal süreçte hekimler muayenede hasta öyküsünün ardından mamografi ve ultrason gibi tetkikler ya da biyopsi ile tanıyı koyuyor. Ancak içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde Covid-19 bulaşma riski nedeniyle pek çok kadının rutin muayenelerini, kanser taramalarını ve ameliyatlarını ertelediğini ifade eden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, şöyle devam ediyor:
“Covid-19 pandemisi sürecinde rutin taramalara ara verilmiş olması, bazı kadınlarda erken tanı imkanını ellerinden alırken, halen tedavi altında olan bir grup hastanın da tedavisinde gecikmeye neden oldu. İngiltere’den yeni yayınlanan bir çalışmada, istatistiksel modelleme ile meme kanseri dahil bir grup hastalığa bağlı 5 yıllık hayat beklentisinde yüzde 5 ile 16 oranında bir azalma öngörüldüğü bildirilmiştir.”
Yıllık tetkikleri aksatmayın
Sağlık Bakanlığı genelgesi ile Haziran ayından itibaren rutin poliklinik muayenelerin ve planlı cerrahi girişimlerin başladığını belirten Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Rutin taramanın bir dönem ertelenmesinin bir grup kadının tarama, muayene ve mamografi çekimlerini tamamen atlamasına yol açacağı endişesi bulunuyor. Mamografi gibi yıllık tetkiklerin aksatılmaması gerekiyor. Covid-19 hastalığının riskleri ile rutin aşılama, tarama ve muayenelerin ertelenmesinin getirebileceği riskler her hasta için ayrı değerlendirilmeli, genellemeler yerine kişiye özel yönlendirme yapılmalıdır” diyor.
40 yaş sonrası her yıl muayene
Memeleriyle ilgili hiçbir şikayeti olmasa da her kadının 20-40 yaş arasında üç yılda bir, 40 yaşından sonra da yılda bir klinik meme muayenesi için bir genel cerraha başvurması gerekiyor. Muayenede uzman hekimin gerek görmesi halinde görüntüleme yöntemleri de kullanılıyor. Teknolojik gelişmelere ve özellikle tarama mamografisinin yaygın kullanımına paralel olarak elle hissedilmediği halde görüntüleme yöntemleri ile saptanabilen meme kanseri olgularında belirgin bir artış olduğuna işaret eden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Meme kanseri gibi erken tanısı ile tedavisinde yüz güldürücü sonuç almanın mümkün olduğu bir hastalıkta taramaların ihmal edilmemesi gerekiyor. Kadınlarımız bu konuda ne kadar bilinçlenirse meme kanserinin de hayata mal olan bir hastalık olmaktan çıkması o kadar kolay olur” diye konuşuyor.
35
Covid-19 pandemisi nedeniyle hastanelerden uzak durmak, toplumda sıklıkla görülen bazı hastalıkların da erken tanı almasını engelliyor. Ülkemizde de her 8 kadından birinde görülen meme kanseri, geç tanı nedeniyle tedavisinde büyük sorunlar yaşanan hastalıklardan biri olarak dikkat çekiyor. Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Covid-19 pandemisi sürecinde rutin taramalara ara verilmesi, bazı kadınların meme kanserinde erken tanı olanağını elinden aldı. Ayrıca tedavisi süren bir grup hastanın da tedavisinde gecikmeye neden oldu” uyarısında bulunurken kadınları meme taramalarını rutin olarak yaptırma konusunda hassas olmaya çağırdı.
Taramalar durdurulmuştu
Ülkemizde her yıl yaklaşık 18 bin kadına meme kanseri tanısı konuyor. Hastalık, “memede elle hissedilen sertlik ya da kitle, iki meme arasında ortaya çıkan görüntü farklılığı, meme başında ya da ciltte içe doğru çekilme, memede kızarıklık, yara, çatlama, meme cildinde portakal kabuğuna benzer görünüm, meme başında şekil ve yön değişikliği, meme başında akıntı ya da koltuk altında sertlik ve şişlik” gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bu belirtilerin çok erken fark edilebilmesi için de kadınların her ay düzenli olarak elle meme ve koltuk altı kontrolü yapmasının hayati öneme sahip olduğunu kaydeden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Herhangi bir değişiklik fark ettiklerinde en kısa sürede doktora başvurmaları gerekiyor” diyor. Normal süreçte hekimler muayenede hasta öyküsünün ardından mamografi ve ultrason gibi tetkikler ya da biyopsi ile tanıyı koyuyor. Ancak içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde Covid-19 bulaşma riski nedeniyle pek çok kadının rutin muayenelerini, kanser taramalarını ve ameliyatlarını ertelediğini ifade eden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, şöyle devam ediyor:
“Covid-19 pandemisi sürecinde rutin taramalara ara verilmiş olması, bazı kadınlarda erken tanı imkanını ellerinden alırken, halen tedavi altında olan bir grup hastanın da tedavisinde gecikmeye neden oldu. İngiltere’den yeni yayınlanan bir çalışmada, istatistiksel modelleme ile meme kanseri dahil bir grup hastalığa bağlı 5 yıllık hayat beklentisinde yüzde 5 ile 16 oranında bir azalma öngörüldüğü bildirilmiştir.”
Yıllık tetkikleri aksatmayın
Sağlık Bakanlığı genelgesi ile Haziran ayından itibaren rutin poliklinik muayenelerin ve planlı cerrahi girişimlerin başladığını belirten Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Rutin taramanın bir dönem ertelenmesinin bir grup kadının tarama, muayene ve mamografi çekimlerini tamamen atlamasına yol açacağı endişesi bulunuyor. Mamografi gibi yıllık tetkiklerin aksatılmaması gerekiyor. Covid-19 hastalığının riskleri ile rutin aşılama, tarama ve muayenelerin ertelenmesinin getirebileceği riskler her hasta için ayrı değerlendirilmeli, genellemeler yerine kişiye özel yönlendirme yapılmalıdır” diyor.
40 yaş sonrası her yıl muayene
Memeleriyle ilgili hiçbir şikayeti olmasa da her kadının 20-40 yaş arasında üç yılda bir, 40 yaşından sonra da yılda bir klinik meme muayenesi için bir genel cerraha başvurması gerekiyor. Muayenede uzman hekimin gerek görmesi halinde görüntüleme yöntemleri de kullanılıyor. Teknolojik gelişmelere ve özellikle tarama mamografisinin yaygın kullanımına paralel olarak elle hissedilmediği halde görüntüleme yöntemleri ile saptanabilen meme kanseri olgularında belirgin bir artış olduğuna işaret eden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Meme kanseri gibi erken tanısı ile tedavisinde yüz güldürücü sonuç almanın mümkün olduğu bir hastalıkta taramaların ihmal edilmemesi gerekiyor. Kadınlarımız bu konuda ne kadar bilinçlenirse meme kanserinin de hayata mal olan bir hastalık olmaktan çıkması o kadar kolay olur” diye konuşuyor.
45
Covid-19 pandemisi nedeniyle hastanelerden uzak durmak, toplumda sıklıkla görülen bazı hastalıkların da erken tanı almasını engelliyor. Ülkemizde de her 8 kadından birinde görülen meme kanseri, geç tanı nedeniyle tedavisinde büyük sorunlar yaşanan hastalıklardan biri olarak dikkat çekiyor. Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Covid-19 pandemisi sürecinde rutin taramalara ara verilmesi, bazı kadınların meme kanserinde erken tanı olanağını elinden aldı. Ayrıca tedavisi süren bir grup hastanın da tedavisinde gecikmeye neden oldu” uyarısında bulunurken kadınları meme taramalarını rutin olarak yaptırma konusunda hassas olmaya çağırdı.
Taramalar durdurulmuştu
Ülkemizde her yıl yaklaşık 18 bin kadına meme kanseri tanısı konuyor. Hastalık, “memede elle hissedilen sertlik ya da kitle, iki meme arasında ortaya çıkan görüntü farklılığı, meme başında ya da ciltte içe doğru çekilme, memede kızarıklık, yara, çatlama, meme cildinde portakal kabuğuna benzer görünüm, meme başında şekil ve yön değişikliği, meme başında akıntı ya da koltuk altında sertlik ve şişlik” gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bu belirtilerin çok erken fark edilebilmesi için de kadınların her ay düzenli olarak elle meme ve koltuk altı kontrolü yapmasının hayati öneme sahip olduğunu kaydeden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Herhangi bir değişiklik fark ettiklerinde en kısa sürede doktora başvurmaları gerekiyor” diyor. Normal süreçte hekimler muayenede hasta öyküsünün ardından mamografi ve ultrason gibi tetkikler ya da biyopsi ile tanıyı koyuyor. Ancak içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde Covid-19 bulaşma riski nedeniyle pek çok kadının rutin muayenelerini, kanser taramalarını ve ameliyatlarını ertelediğini ifade eden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, şöyle devam ediyor:
“Covid-19 pandemisi sürecinde rutin taramalara ara verilmiş olması, bazı kadınlarda erken tanı imkanını ellerinden alırken, halen tedavi altında olan bir grup hastanın da tedavisinde gecikmeye neden oldu. İngiltere’den yeni yayınlanan bir çalışmada, istatistiksel modelleme ile meme kanseri dahil bir grup hastalığa bağlı 5 yıllık hayat beklentisinde yüzde 5 ile 16 oranında bir azalma öngörüldüğü bildirilmiştir.”
Yıllık tetkikleri aksatmayın
Sağlık Bakanlığı genelgesi ile Haziran ayından itibaren rutin poliklinik muayenelerin ve planlı cerrahi girişimlerin başladığını belirten Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Rutin taramanın bir dönem ertelenmesinin bir grup kadının tarama, muayene ve mamografi çekimlerini tamamen atlamasına yol açacağı endişesi bulunuyor. Mamografi gibi yıllık tetkiklerin aksatılmaması gerekiyor. Covid-19 hastalığının riskleri ile rutin aşılama, tarama ve muayenelerin ertelenmesinin getirebileceği riskler her hasta için ayrı değerlendirilmeli, genellemeler yerine kişiye özel yönlendirme yapılmalıdır” diyor.
40 yaş sonrası her yıl muayene
Memeleriyle ilgili hiçbir şikayeti olmasa da her kadının 20-40 yaş arasında üç yılda bir, 40 yaşından sonra da yılda bir klinik meme muayenesi için bir genel cerraha başvurması gerekiyor. Muayenede uzman hekimin gerek görmesi halinde görüntüleme yöntemleri de kullanılıyor. Teknolojik gelişmelere ve özellikle tarama mamografisinin yaygın kullanımına paralel olarak elle hissedilmediği halde görüntüleme yöntemleri ile saptanabilen meme kanseri olgularında belirgin bir artış olduğuna işaret eden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Meme kanseri gibi erken tanısı ile tedavisinde yüz güldürücü sonuç almanın mümkün olduğu bir hastalıkta taramaların ihmal edilmemesi gerekiyor. Kadınlarımız bu konuda ne kadar bilinçlenirse meme kanserinin de hayata mal olan bir hastalık olmaktan çıkması o kadar kolay olur” diye konuşuyor.
55
Covid-19 pandemisi nedeniyle hastanelerden uzak durmak, toplumda sıklıkla görülen bazı hastalıkların da erken tanı almasını engelliyor. Ülkemizde de her 8 kadından birinde görülen meme kanseri, geç tanı nedeniyle tedavisinde büyük sorunlar yaşanan hastalıklardan biri olarak dikkat çekiyor. Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Covid-19 pandemisi sürecinde rutin taramalara ara verilmesi, bazı kadınların meme kanserinde erken tanı olanağını elinden aldı. Ayrıca tedavisi süren bir grup hastanın da tedavisinde gecikmeye neden oldu” uyarısında bulunurken kadınları meme taramalarını rutin olarak yaptırma konusunda hassas olmaya çağırdı.
Taramalar durdurulmuştu
Ülkemizde her yıl yaklaşık 18 bin kadına meme kanseri tanısı konuyor. Hastalık, “memede elle hissedilen sertlik ya da kitle, iki meme arasında ortaya çıkan görüntü farklılığı, meme başında ya da ciltte içe doğru çekilme, memede kızarıklık, yara, çatlama, meme cildinde portakal kabuğuna benzer görünüm, meme başında şekil ve yön değişikliği, meme başında akıntı ya da koltuk altında sertlik ve şişlik” gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bu belirtilerin çok erken fark edilebilmesi için de kadınların her ay düzenli olarak elle meme ve koltuk altı kontrolü yapmasının hayati öneme sahip olduğunu kaydeden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Herhangi bir değişiklik fark ettiklerinde en kısa sürede doktora başvurmaları gerekiyor” diyor. Normal süreçte hekimler muayenede hasta öyküsünün ardından mamografi ve ultrason gibi tetkikler ya da biyopsi ile tanıyı koyuyor. Ancak içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde Covid-19 bulaşma riski nedeniyle pek çok kadının rutin muayenelerini, kanser taramalarını ve ameliyatlarını ertelediğini ifade eden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, şöyle devam ediyor:
“Covid-19 pandemisi sürecinde rutin taramalara ara verilmiş olması, bazı kadınlarda erken tanı imkanını ellerinden alırken, halen tedavi altında olan bir grup hastanın da tedavisinde gecikmeye neden oldu. İngiltere’den yeni yayınlanan bir çalışmada, istatistiksel modelleme ile meme kanseri dahil bir grup hastalığa bağlı 5 yıllık hayat beklentisinde yüzde 5 ile 16 oranında bir azalma öngörüldüğü bildirilmiştir.”
Yıllık tetkikleri aksatmayın
Sağlık Bakanlığı genelgesi ile Haziran ayından itibaren rutin poliklinik muayenelerin ve planlı cerrahi girişimlerin başladığını belirten Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Rutin taramanın bir dönem ertelenmesinin bir grup kadının tarama, muayene ve mamografi çekimlerini tamamen atlamasına yol açacağı endişesi bulunuyor. Mamografi gibi yıllık tetkiklerin aksatılmaması gerekiyor. Covid-19 hastalığının riskleri ile rutin aşılama, tarama ve muayenelerin ertelenmesinin getirebileceği riskler her hasta için ayrı değerlendirilmeli, genellemeler yerine kişiye özel yönlendirme yapılmalıdır” diyor.
40 yaş sonrası her yıl muayene
Memeleriyle ilgili hiçbir şikayeti olmasa da her kadının 20-40 yaş arasında üç yılda bir, 40 yaşından sonra da yılda bir klinik meme muayenesi için bir genel cerraha başvurması gerekiyor. Muayenede uzman hekimin gerek görmesi halinde görüntüleme yöntemleri de kullanılıyor. Teknolojik gelişmelere ve özellikle tarama mamografisinin yaygın kullanımına paralel olarak elle hissedilmediği halde görüntüleme yöntemleri ile saptanabilen meme kanseri olgularında belirgin bir artış olduğuna işaret eden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Meme kanseri gibi erken tanısı ile tedavisinde yüz güldürücü sonuç almanın mümkün olduğu bir hastalıkta taramaların ihmal edilmemesi gerekiyor. Kadınlarımız bu konuda ne kadar bilinçlenirse meme kanserinin de hayata mal olan bir hastalık olmaktan çıkması o kadar kolay olur” diye konuşuyor.