Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesinin bağlı bulunduğu Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Nurettin Yiyit, yeni tip koronavirüse ( Kovid-19) yakalanan farklı gruptaki hasta sayısının her geçen gün arttığını belirterek, "Aslında ilk başta risk grubunda olan, yaşlı ve ek hastalığı bulunanları çok iyi koruduğumuzu düşünüyorum ama şu an buradan geri adım atmış olabiliriz. Çünkü yatan hastalarımızın yaş ortalaması her geçen gün artıyor, ek hastalığı olanlar artıyor. Bu da yoğun bakımlarda yatış ve ölüm oranlarının artmasına neden oluyor." dedi.
Doç. Dr. Yiyit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kovid-19 test rakamlarının her geçen gün arttığına ve bununla birlikte pozitif tanı konan hasta sayısının da yükseldiğine değinerek, yatması gereken hasta sayısının artışının kendilerine endişe verdiğini ifade etti.
Test sayılarının ağustos ve eylüldeki artışının hastanelere çok yükü olmadığını ancak artık hastaneye yatması gereken hastalarda da artış yaşanmaya başladığını aktaran Yiyit, "Bu da hastane yatak ve yoğun bakımlarımızda doluluk oranlarının artması şeklinde geri döndü. Aslında sağlık çalışanlarını daha çok ilgilendiren kısmı bu. Bu bizi ilgilendirdiği kadar hastaları da ilgilendiriyor çünkü dikkat etmemeye devam edersek ve dolan oranlar yüzde yüze ulaşırsa bu defa bütün vatandaşlarımız için risk oluşur. Biz ne kadar hazırlıklı olursak olalım onların da bize destek olmaları gerekiyor ki bu rakamlar daha da yükselmesin." diye konuştu.
- Kovid-19'da tekrar yükseliş trendi var
İstanbul'un kilometrekareye en fazla insanın düştüğü şehirlerden biri olduğunu hatırlatan Yiyit, pandeminin başında çok yüksek rakamları yönettiklerini ve daha sonra bunu düşük rakamlara da indirebildiklerini anımsattı.
"Şu an tekrar yükseliş trendi var." diyen Yiyit, şöyle devam etti:
"Halkımız aslında İstanbul'u terk etmişti. Şimdi eski yoğun nüfusumuza tekrar dönüyoruz. Ayrıca, havaların soğumasıyla daha dar alanlarda yaşamaya başlıyoruz. Kapılar pencereler kapanıyor, hava sirkülasyonu azalıyor. Aynı ortamda daha fazla insanın bulunduğu ve daha fazla virüsle muhatap olduğu anlara geldik. Artan virüs yükü de hem pozitif vaka hem de hastaneye yatması gereken ağır hastaların sayısına artış şeklinde yansıdı. Bunu her geçen gün birlikte yaşayıp görüyoruz."
Doç. Dr. Yiyit, vaka artışında influenza gibi üst solunum yolu hastalıklarının çok bir etkisi olmadığını, bu dönemin gribe bağlı semptomların arttığı ve Kovid-19'la karıştırıldığı bir süreç olduğunu aktardı.
Acillere başvuran hastalarda bununla ilgili bir artış olduğuna işaret eden Yiyit, "Hatta test yaptırmak isteyen vatandaş sayısında da artışa neden oldu. Ama bunların Kovid-19 artışıyla doğru bir ilişkisi yok. Sadece bizim acil ve poliklinik yükümüzü artırdı. Kovid-19 için aldığımız maske, mesafe ve temizlik gibi tedbirler bizi gripten de koruduğu için geçen yıl ile kıyasladığımızda bu dönem grip açısından daha şanslı bir dönem." diye konuştu.
Kovid-19 ile gribal enfeksiyonların semptomlarının birbirine çok benzediğini ancak temelde bazı farklılıkları bulunduğunu anlatan Yiyit, "koku kaybı" gibi durumların gripte çok rastlanılmayan bulgulardan biri olduğunu ifade etti.
Hastaların bu farklılıkları ayırt etmelerinin zor olabileceğine değinen Yiyit, ateş, öksürük gibi Kovid-19'u düşündürecek semptomları bulunanların grip vakalarından ayrılmaları noktasında polikliniklere başvurmalarının ve hekimin bu konuda ayırıcı olmasının önemine işaret etti.
Doç. Dr. Yiyit, yaygın şekilde şikayeti olanlara PCR testi yaptıklarını, bir kişinin pozitif PCR'ı olup olmadığının kendileri için belirleyici olduğunu söyleyerek, "Sağlık sistemimizin görüntüleme altyapısı da çok zengin. Zaten solunum sıkıntısı, nefes darlığı olanlar için ya akciğer filmi ya da tomografi gibi görüntülemeye başvuruyoruz. Oralarda pozitif bir bulgu varsa hastaya direkt tedavi başlamamız için de ülke olarak elimizde ciddi bir güç, güzel bir radyoloji altyapımız var." şeklinde konuştu.
- Pandemi hastanelerindeki yoğunluk saatlik değişiyor
Doç. Dr. Nurettin Yiyit, pandemi döneminde inşa edilen Yeşilköy'deki Prof. Dr. Murat Dilmener ile Sancaktepe'deki Prof. Dr. Feriha Öz acil durum hastanelerinin, bütün sağlık tesislerinin artan Kovid-19 yükünü sırtlandığını dile getirdi.
İstanbul'daki hasta sayılarının artmasıyla yine bütün hastanelerin yatak kapasitelerinin bir kısmını Kovid-19 hastalarına ayırdığına dikkati çeken Yiyit, şunları kaydetti:
"Yüklenemedikleri hastaları bize transfer ediyorlar. Böylelikle biz diğer hastaların da hizmet alması için alan açıyoruz. Normal hastalara hizmet verebilmeleri için onların Kovid-19 yükünü sırtlanıyoruz. Biz sadece Sancaktepe bölgesindeki Kovid-19 hastalarını yatırmıyoruz. Anadolu ve Avrupa yakalarından, hatta bazen başka şehir ya da ülkelerden hasta alıyoruz. Böylelikle çok geniş bir coğrafyanın yükünü sırtlanmış oluyoruz. Hem Kovid-19 hastalarına hizmet veriyoruz hem de hastanelerin normal hastalara fonksiyon sunmasına hizmet veriyoruz."
Acil durum hastanelerinin doluluk oranlarında değişkenlik yaşandığını aktaran Yiyit, şöyle devam etti:
"Şu an servis yataklarımızın hepsini doldurur konuma geldik ama bu saatlik değişiyor. Taburculuklarla yatak doluluk oranlarımızda ciddi düşüşler yakalıyoruz ama düşüş sağlamamızla birlikte diğer hastanelerden hasta nakilleri başlıyor, biz tekrar dolduruyoruz. Aslında pandemi hastanelerimizin doluluk oranları, diğer hastanelerden farklı olarak, saatlik değişiyor. Diğer hastaneleri rahatlatmak adına çoğunlukla servis yataklarımızı dolu tutmaya çalışıyoruz. Belli bir oranda yoğun bakım yatak kapasitemizi aktifledik ama ihtiyaca göre üzerine katlayarak devam ediyoruz. İnşallah iki pandemi hastanesinin maksimum desteğiyle bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmayı ümit ediyoruz."
- Yatan hastaların yaş ortalaması her geçen gün artıyor
Doç. Dr. Nurettin Yiyit, hasta sayılarının arttığının aşikar olduğunun altını çizerek, "Yatırdığımız hastaların içinde çok ileri yaşta olanlar, ek hastalığı bulunanlar, gebeler var. Yani farklı grupta hasta sayısı her geçen gün artıyor. Aslında ilk başta risk grubunda olan, yaşlı ve ek hastalığı bulunanları çok iyi koruduğumuzu düşünüyorum ama şu an buradan geri adım atmış olabiliriz. Çünkü yatan hastalarımızın yaş ortalaması her geçen gün artıyor, ek hastalığı olanlar artıyor. Bu da yoğun bakımlarda yatış ve ölüm oranlarının artmasına neden oluyor. Yaşlı, ek hastalığı olan hastalarımızı lütfen eskisi gibi çok iyi koruyalım. " diye konuştu.
Türkiye'nin 17 yılda sağlıkta dönüşüm programıyla sağlık altyapısının güçlendirdiğine vurgu yapan Yiyit, sadece İstanbul'da son dönemde 6 bin ilave yatağın sağlık sistemine kazandırıldığını ifade etti.
"Sağlık sistemini ne kadar büyütürsek büyütelim, halkımız bize yardımcı olmazsa bir gün Avrupa'da gördüğümüz ve Türkiye'de görmek istemediğimiz manzaraya şahitlik etme şanssızlığımız olabilir." diyen Yiyit, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunun önlenmesini biz sağlıkçılar yapamayız, sadece desteğe, tedaviye ihtiyacı olan hastalar çıktığında devredeyiz. Hastalığın önlenmesinde ya da vaka sayısının azaltılmasında herhangi bir etkimiz, katkımız yok. Vaka sayısının azaltılması ve yükselmesinin engellenmesi vatandaşlarımızın elinde. Onlar da bu işin asıl kahramanları, bizim en büyük yardımcılarımız olmak istiyorlarsa yapacakları şey çok kolay; maske takacaklar, mesafeye dikkat edecekler ve temizliğe özen gösterecekler. Maske artık bizim en güzel aksesuarımız. Şu saatten sonra diyorum ki; mümkünse en güzel organlarımız olan gözlerimiz gözüksün sadece. Yüzümüzden maske eksik olmasın. O maske olması gereken yerde olduğu, mesafe bunun üzerine eklenerek dikkat edildiği sürece biz daha düşük hasta yüküyle karşı karşıya kalırız. Onlara çok daha kaliteli hizmet veririz. Yaklaşık 6 ay oldu. 6 aydır her sabah yeniden, enerjiyle sağlık sistemine hizmet etmek için canla başla savaşan bir sağlık ordusu var. Bu ordu sonuna kadar mücadele edecek ama bize vatandaşlarımız destek olmalı."