Koronavirüs Hastalarının Haykırışı: " Ben ölmek istemiyorum, beni kurtarın' diyorlar"
Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlusu Uzm. Dr. Esra Adıyeke: "Hastalar 'Hocam ben boğuluyorum, nefes alamıyorum. Hocam ben ölmek üzereyim, bana müdahale edin, ölmek istemiyorum, beni kurtarın.' veya 'Bakmak zorunda olduğum çocuklarım var, annem var...'
14
Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yeni tip koronavirüs ( Kovid-19) ile mücadelede görev alan Uzm. Dr. Esra Adıyeke, hastalık nedeniyle yoğun bakımda ölüm, kalım savaşı veren hastaların yaşadığı zorlukları anlattı.
Tüm dünyayı etkilemesinin yanı sıra yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından biri haline dönüşen Kovid-19'a karşı ilk günden bu yana mücadele eden sağlık çalışanları, görevlerini fedakarca sürdürmeye devam ediyor.
O isimlerden biri olan Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlusu Uzm. Dr. Esra Adıyeke, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu süreçte hem hastaların hem de Kovid-19'a karşı cephede savaşanlar olarak sağlık personelinin yaşadıklarını anlattı.
Mart ayından itibaren hastane olarak Kovid-19 ile ciddi bir mücadele halinde olduklarını ancak sayıların artmasının, hastaların genç yaşta da gözleniyor olmasının kendilerini endişelendirdiğini dile getiren Adıyeke, bu nedenle alınacak çok basit önlemlerle hayatın korunabileceğini hatırlattı.
Esra Adıyeke, "Bu basit önlemleri almadığımız için şu an hastane olarak çok fazla hastayla başbaşayız. Yoğun bakım yatışlarımız da arttı. Evet kapasite olarak biz şu an karşılayabiliyoruz ama bundan sonraki süreçte nasıl olur, karşılayabilir miyiz bilmiyoruz. Çünkü artık sonbahar ve kış sezonuyla birlikte diğer viral enfeksiyonlar, bakteriyel enfeksiyonlar da işin içine girecek. Bu enfeksiyonlarla birlikte Kovid-19 da eşlik ederse bu hastaları kurtarmak tıbben çok daha zor olacak. Dolayısıyla kayıplarımız çok daha artacak. Biz sağlık çalışanları olarak endişelerimizi her zaman dile getiriyoruz. Ama sürecin uzun olmasından dolayı ne yazık ki insanlarda bir rehavete kapılma söz konusu. Ne yazık ki biz sahada çok hasta görüyoruz, takip ediyoruz. Çok fazla kayıplarımız da var." şeklinde konuştu.
- "Hocam ben boğuluyorum, nefes alamıyorum..."
İlk başta ek hastalığı olan yaşlı hastaları kaybediyorken, artık genç hastaları da kaybetmeye başladıklarını aktaran Esra Adıyeke, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu hastalar solunum sıkıntısı, hava açlığı yaşarken bilinçleri açık ve inanın çok üzücü bir durum bizim için. Çünkü bizler de insanız bir süre sonra bizler de etkileniyoruz. Hem psikolojik olarak hem fiziksel olarak yoruluyoruz. İnsanlar hava açlığı duyuyor. Siz solunum desteği sağlıyorsunuz, oksijen veriyorsunuz, tedavilerini karşılamaya çalışıyorsunuz. Ama buna rağmen çok ciddi hava açlığı duyuyorlar. Hastalar 'Hocam ben boğuluyorum, nefes alamıyorum. Hocam ben ölmek üzereyim, bana müdahale edin, ölmek istemiyorum, beni kurtarın.' veya 'Bakmak zorunda olduğum çocuklarım var, annem var...' böyle konuşurken, siz onun kandaki oksijen değerinin düştüğünü, artık uyutmanız gerektiğini gözlemleyip uyutuyorsunuz. Saatler içerisinde belki günler içerisinde kaybediyorsunuz. Bu çok uzun sürede sağlık ekibinin psikolojik olarak devam ettirebileceği bir durum değil. O yüzden sizlerden ricamız yapacağımız şey şu maskeyi takmak, mesafeli durmak ve el dezenfektesi. Bütün bunlar sorunu çözüyor, bu kadar basit önlemler. Eğer sizler destek olursanız bizler sahada bu kadar zor bir tabloyla karşılaşmayız."
- "Gençler de ölebileceğini unutmasın"
Uzm. Dr. Esra Adıyeke, "Birçok vakamız var, birçok vakayla ilgili çok acı tecrübelerimiz var. Bu acı tecrübelerimizden sadece birisini anlatacağım." diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"27 yaşında genç bir erkek hasta evlilik hazırlığı yapıyor ve evlilik hazırlığı yaparken Kovid-19 ile karşılaşıyor ve biz yoğun bakıma alıyoruz. Yoğun bakımda saatler içerisinde kaybettiğimiz bir hasta, geldiğinde oksijen değerleri oldukça düşüktü. 'Ölmek istemiyorum' diye nefes nefese bağırıyordu. Siz bu hastayı uyutmak zorunda kalıyorsunuz, sonrasında da ne yazık ki müdahalelerinize rağmen bir yerde ölümünü izlemek zorunda kalıyorsunuz. Saatler içerisinde kaybettiğim, evlilik hazırlığı yapan genç bir hastaydı. Çok etkilenmiştim. Lütfen gençler de ölebileceğini, o nedenle ciddi önlemler alması gerektiğini unutmasın."
24
Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yeni tip koronavirüs ( Kovid-19) ile mücadelede görev alan Uzm. Dr. Esra Adıyeke, hastalık nedeniyle yoğun bakımda ölüm, kalım savaşı veren hastaların yaşadığı zorlukları anlattı.
Tüm dünyayı etkilemesinin yanı sıra yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından biri haline dönüşen Kovid-19'a karşı ilk günden bu yana mücadele eden sağlık çalışanları, görevlerini fedakarca sürdürmeye devam ediyor.
O isimlerden biri olan Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlusu Uzm. Dr. Esra Adıyeke, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu süreçte hem hastaların hem de Kovid-19'a karşı cephede savaşanlar olarak sağlık personelinin yaşadıklarını anlattı.
Mart ayından itibaren hastane olarak Kovid-19 ile ciddi bir mücadele halinde olduklarını ancak sayıların artmasının, hastaların genç yaşta da gözleniyor olmasının kendilerini endişelendirdiğini dile getiren Adıyeke, bu nedenle alınacak çok basit önlemlerle hayatın korunabileceğini hatırlattı.
Esra Adıyeke, "Bu basit önlemleri almadığımız için şu an hastane olarak çok fazla hastayla başbaşayız. Yoğun bakım yatışlarımız da arttı. Evet kapasite olarak biz şu an karşılayabiliyoruz ama bundan sonraki süreçte nasıl olur, karşılayabilir miyiz bilmiyoruz. Çünkü artık sonbahar ve kış sezonuyla birlikte diğer viral enfeksiyonlar, bakteriyel enfeksiyonlar da işin içine girecek. Bu enfeksiyonlarla birlikte Kovid-19 da eşlik ederse bu hastaları kurtarmak tıbben çok daha zor olacak. Dolayısıyla kayıplarımız çok daha artacak. Biz sağlık çalışanları olarak endişelerimizi her zaman dile getiriyoruz. Ama sürecin uzun olmasından dolayı ne yazık ki insanlarda bir rehavete kapılma söz konusu. Ne yazık ki biz sahada çok hasta görüyoruz, takip ediyoruz. Çok fazla kayıplarımız da var." şeklinde konuştu.
- "Hocam ben boğuluyorum, nefes alamıyorum..."
İlk başta ek hastalığı olan yaşlı hastaları kaybediyorken, artık genç hastaları da kaybetmeye başladıklarını aktaran Esra Adıyeke, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu hastalar solunum sıkıntısı, hava açlığı yaşarken bilinçleri açık ve inanın çok üzücü bir durum bizim için. Çünkü bizler de insanız bir süre sonra bizler de etkileniyoruz. Hem psikolojik olarak hem fiziksel olarak yoruluyoruz. İnsanlar hava açlığı duyuyor. Siz solunum desteği sağlıyorsunuz, oksijen veriyorsunuz, tedavilerini karşılamaya çalışıyorsunuz. Ama buna rağmen çok ciddi hava açlığı duyuyorlar. Hastalar 'Hocam ben boğuluyorum, nefes alamıyorum. Hocam ben ölmek üzereyim, bana müdahale edin, ölmek istemiyorum, beni kurtarın.' veya 'Bakmak zorunda olduğum çocuklarım var, annem var...' böyle konuşurken, siz onun kandaki oksijen değerinin düştüğünü, artık uyutmanız gerektiğini gözlemleyip uyutuyorsunuz. Saatler içerisinde belki günler içerisinde kaybediyorsunuz. Bu çok uzun sürede sağlık ekibinin psikolojik olarak devam ettirebileceği bir durum değil. O yüzden sizlerden ricamız yapacağımız şey şu maskeyi takmak, mesafeli durmak ve el dezenfektesi. Bütün bunlar sorunu çözüyor, bu kadar basit önlemler. Eğer sizler destek olursanız bizler sahada bu kadar zor bir tabloyla karşılaşmayız."
- "Gençler de ölebileceğini unutmasın"
Uzm. Dr. Esra Adıyeke, "Birçok vakamız var, birçok vakayla ilgili çok acı tecrübelerimiz var. Bu acı tecrübelerimizden sadece birisini anlatacağım." diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"27 yaşında genç bir erkek hasta evlilik hazırlığı yapıyor ve evlilik hazırlığı yaparken Kovid-19 ile karşılaşıyor ve biz yoğun bakıma alıyoruz. Yoğun bakımda saatler içerisinde kaybettiğimiz bir hasta, geldiğinde oksijen değerleri oldukça düşüktü. 'Ölmek istemiyorum' diye nefes nefese bağırıyordu. Siz bu hastayı uyutmak zorunda kalıyorsunuz, sonrasında da ne yazık ki müdahalelerinize rağmen bir yerde ölümünü izlemek zorunda kalıyorsunuz. Saatler içerisinde kaybettiğim, evlilik hazırlığı yapan genç bir hastaydı. Çok etkilenmiştim. Lütfen gençler de ölebileceğini, o nedenle ciddi önlemler alması gerektiğini unutmasın."
34
Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yeni tip koronavirüs ( Kovid-19) ile mücadelede görev alan Uzm. Dr. Esra Adıyeke, hastalık nedeniyle yoğun bakımda ölüm, kalım savaşı veren hastaların yaşadığı zorlukları anlattı.
Tüm dünyayı etkilemesinin yanı sıra yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından biri haline dönüşen Kovid-19'a karşı ilk günden bu yana mücadele eden sağlık çalışanları, görevlerini fedakarca sürdürmeye devam ediyor.
O isimlerden biri olan Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlusu Uzm. Dr. Esra Adıyeke, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu süreçte hem hastaların hem de Kovid-19'a karşı cephede savaşanlar olarak sağlık personelinin yaşadıklarını anlattı.
Mart ayından itibaren hastane olarak Kovid-19 ile ciddi bir mücadele halinde olduklarını ancak sayıların artmasının, hastaların genç yaşta da gözleniyor olmasının kendilerini endişelendirdiğini dile getiren Adıyeke, bu nedenle alınacak çok basit önlemlerle hayatın korunabileceğini hatırlattı.
Esra Adıyeke, "Bu basit önlemleri almadığımız için şu an hastane olarak çok fazla hastayla başbaşayız. Yoğun bakım yatışlarımız da arttı. Evet kapasite olarak biz şu an karşılayabiliyoruz ama bundan sonraki süreçte nasıl olur, karşılayabilir miyiz bilmiyoruz. Çünkü artık sonbahar ve kış sezonuyla birlikte diğer viral enfeksiyonlar, bakteriyel enfeksiyonlar da işin içine girecek. Bu enfeksiyonlarla birlikte Kovid-19 da eşlik ederse bu hastaları kurtarmak tıbben çok daha zor olacak. Dolayısıyla kayıplarımız çok daha artacak. Biz sağlık çalışanları olarak endişelerimizi her zaman dile getiriyoruz. Ama sürecin uzun olmasından dolayı ne yazık ki insanlarda bir rehavete kapılma söz konusu. Ne yazık ki biz sahada çok hasta görüyoruz, takip ediyoruz. Çok fazla kayıplarımız da var." şeklinde konuştu.
- "Hocam ben boğuluyorum, nefes alamıyorum..."
İlk başta ek hastalığı olan yaşlı hastaları kaybediyorken, artık genç hastaları da kaybetmeye başladıklarını aktaran Esra Adıyeke, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu hastalar solunum sıkıntısı, hava açlığı yaşarken bilinçleri açık ve inanın çok üzücü bir durum bizim için. Çünkü bizler de insanız bir süre sonra bizler de etkileniyoruz. Hem psikolojik olarak hem fiziksel olarak yoruluyoruz. İnsanlar hava açlığı duyuyor. Siz solunum desteği sağlıyorsunuz, oksijen veriyorsunuz, tedavilerini karşılamaya çalışıyorsunuz. Ama buna rağmen çok ciddi hava açlığı duyuyorlar. Hastalar 'Hocam ben boğuluyorum, nefes alamıyorum. Hocam ben ölmek üzereyim, bana müdahale edin, ölmek istemiyorum, beni kurtarın.' veya 'Bakmak zorunda olduğum çocuklarım var, annem var...' böyle konuşurken, siz onun kandaki oksijen değerinin düştüğünü, artık uyutmanız gerektiğini gözlemleyip uyutuyorsunuz. Saatler içerisinde belki günler içerisinde kaybediyorsunuz. Bu çok uzun sürede sağlık ekibinin psikolojik olarak devam ettirebileceği bir durum değil. O yüzden sizlerden ricamız yapacağımız şey şu maskeyi takmak, mesafeli durmak ve el dezenfektesi. Bütün bunlar sorunu çözüyor, bu kadar basit önlemler. Eğer sizler destek olursanız bizler sahada bu kadar zor bir tabloyla karşılaşmayız."
- "Gençler de ölebileceğini unutmasın"
Uzm. Dr. Esra Adıyeke, "Birçok vakamız var, birçok vakayla ilgili çok acı tecrübelerimiz var. Bu acı tecrübelerimizden sadece birisini anlatacağım." diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"27 yaşında genç bir erkek hasta evlilik hazırlığı yapıyor ve evlilik hazırlığı yaparken Kovid-19 ile karşılaşıyor ve biz yoğun bakıma alıyoruz. Yoğun bakımda saatler içerisinde kaybettiğimiz bir hasta, geldiğinde oksijen değerleri oldukça düşüktü. 'Ölmek istemiyorum' diye nefes nefese bağırıyordu. Siz bu hastayı uyutmak zorunda kalıyorsunuz, sonrasında da ne yazık ki müdahalelerinize rağmen bir yerde ölümünü izlemek zorunda kalıyorsunuz. Saatler içerisinde kaybettiğim, evlilik hazırlığı yapan genç bir hastaydı. Çok etkilenmiştim. Lütfen gençler de ölebileceğini, o nedenle ciddi önlemler alması gerektiğini unutmasın."
44
Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yeni tip koronavirüs ( Kovid-19) ile mücadelede görev alan Uzm. Dr. Esra Adıyeke, hastalık nedeniyle yoğun bakımda ölüm, kalım savaşı veren hastaların yaşadığı zorlukları anlattı.
Tüm dünyayı etkilemesinin yanı sıra yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından biri haline dönüşen Kovid-19'a karşı ilk günden bu yana mücadele eden sağlık çalışanları, görevlerini fedakarca sürdürmeye devam ediyor.
O isimlerden biri olan Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlusu Uzm. Dr. Esra Adıyeke, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu süreçte hem hastaların hem de Kovid-19'a karşı cephede savaşanlar olarak sağlık personelinin yaşadıklarını anlattı.
Mart ayından itibaren hastane olarak Kovid-19 ile ciddi bir mücadele halinde olduklarını ancak sayıların artmasının, hastaların genç yaşta da gözleniyor olmasının kendilerini endişelendirdiğini dile getiren Adıyeke, bu nedenle alınacak çok basit önlemlerle hayatın korunabileceğini hatırlattı.
Esra Adıyeke, "Bu basit önlemleri almadığımız için şu an hastane olarak çok fazla hastayla başbaşayız. Yoğun bakım yatışlarımız da arttı. Evet kapasite olarak biz şu an karşılayabiliyoruz ama bundan sonraki süreçte nasıl olur, karşılayabilir miyiz bilmiyoruz. Çünkü artık sonbahar ve kış sezonuyla birlikte diğer viral enfeksiyonlar, bakteriyel enfeksiyonlar da işin içine girecek. Bu enfeksiyonlarla birlikte Kovid-19 da eşlik ederse bu hastaları kurtarmak tıbben çok daha zor olacak. Dolayısıyla kayıplarımız çok daha artacak. Biz sağlık çalışanları olarak endişelerimizi her zaman dile getiriyoruz. Ama sürecin uzun olmasından dolayı ne yazık ki insanlarda bir rehavete kapılma söz konusu. Ne yazık ki biz sahada çok hasta görüyoruz, takip ediyoruz. Çok fazla kayıplarımız da var." şeklinde konuştu.
- "Hocam ben boğuluyorum, nefes alamıyorum..."
İlk başta ek hastalığı olan yaşlı hastaları kaybediyorken, artık genç hastaları da kaybetmeye başladıklarını aktaran Esra Adıyeke, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu hastalar solunum sıkıntısı, hava açlığı yaşarken bilinçleri açık ve inanın çok üzücü bir durum bizim için. Çünkü bizler de insanız bir süre sonra bizler de etkileniyoruz. Hem psikolojik olarak hem fiziksel olarak yoruluyoruz. İnsanlar hava açlığı duyuyor. Siz solunum desteği sağlıyorsunuz, oksijen veriyorsunuz, tedavilerini karşılamaya çalışıyorsunuz. Ama buna rağmen çok ciddi hava açlığı duyuyorlar. Hastalar 'Hocam ben boğuluyorum, nefes alamıyorum. Hocam ben ölmek üzereyim, bana müdahale edin, ölmek istemiyorum, beni kurtarın.' veya 'Bakmak zorunda olduğum çocuklarım var, annem var...' böyle konuşurken, siz onun kandaki oksijen değerinin düştüğünü, artık uyutmanız gerektiğini gözlemleyip uyutuyorsunuz. Saatler içerisinde belki günler içerisinde kaybediyorsunuz. Bu çok uzun sürede sağlık ekibinin psikolojik olarak devam ettirebileceği bir durum değil. O yüzden sizlerden ricamız yapacağımız şey şu maskeyi takmak, mesafeli durmak ve el dezenfektesi. Bütün bunlar sorunu çözüyor, bu kadar basit önlemler. Eğer sizler destek olursanız bizler sahada bu kadar zor bir tabloyla karşılaşmayız."
- "Gençler de ölebileceğini unutmasın"
Uzm. Dr. Esra Adıyeke, "Birçok vakamız var, birçok vakayla ilgili çok acı tecrübelerimiz var. Bu acı tecrübelerimizden sadece birisini anlatacağım." diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"27 yaşında genç bir erkek hasta evlilik hazırlığı yapıyor ve evlilik hazırlığı yaparken Kovid-19 ile karşılaşıyor ve biz yoğun bakıma alıyoruz. Yoğun bakımda saatler içerisinde kaybettiğimiz bir hasta, geldiğinde oksijen değerleri oldukça düşüktü. 'Ölmek istemiyorum' diye nefes nefese bağırıyordu. Siz bu hastayı uyutmak zorunda kalıyorsunuz, sonrasında da ne yazık ki müdahalelerinize rağmen bir yerde ölümünü izlemek zorunda kalıyorsunuz. Saatler içerisinde kaybettiğim, evlilik hazırlığı yapan genç bir hastaydı. Çok etkilenmiştim. Lütfen gençler de ölebileceğini, o nedenle ciddi önlemler alması gerektiğini unutmasın."