Amerikan Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Dilege, akciğer kanserinin hem erkekler hem de kadınlar arasında kanserden ölümlerin açık ara önde gelen nedeni olduğunu ve tüm kanser ölümlerinin neredeyse yüzde 25'ini oluşturduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Dilege, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin dünya çapında önde gelen bir ölüm nedeni olduğunu hatırlattı. Dilege, 2018'de yaklaşık 9,6 milyon kansere bağlı ölüm kaydedildiğini, bu istatistik içerisinde akciğer kanserinin 2 milyon civarı vaka ve yaklaşık 1,7 milyon ölüm sayısıyla en sık ve en ölümcül kanser tipi olarak zirvede yer aldığını aktardı.
Çoğu akciğer kanseri istatistiğinin hem küçük hücreli akciğer kanserini (SCLC) hem de küçük hücreli olmayan akciğer kanserini (NSCLC) içerdiğini dile getiren Dilege, genel olarak, tüm akciğer kanserlerinin yaklaşık yüzde 13'ünün SCLC ve yüzde 84'ünün NSCLC olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Dilege, Amerikan Kanser Derneği'nin ABD'deki 2020 yılı için akciğer kanseri tahminlerinin yaklaşık 228 bin 820 yeni akciğer kanseri vakası ve akciğer kanserinden yaklaşık 135 bin 720 ölüm olarak sunulduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
" Türkiye'de Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan 2016 Türkiye Veri Tabanı'na ait kanser istatistiklerine göre, akciğer kanseri erkeklerde 1. sırada, kadınlarda ise 5. sırada yer almaktadır. Yaşa göre standardize edilmiş hızlar değerlendirildiğinde, ülkemizde her 100 bin erkekten 57'sinin, kadınlarda ise her 100 bin kadından 9'unun akciğer kanserine yakalandığı görülmektedir. Akciğer kanseri esas olarak daha çok yaşlı bireylerde görülmektedir. Akciğer kanseri teşhisi konan çoğu kişi 65 yaş ve üzerinde, çok daha az sayıda kişi ise 45 yaşın altındadır. Teşhis konulan kişilerin ortalama yaşı yaklaşık 70'tir. Akciğer kanseri, hem erkekler hem de kadınlar arasında kanserden ölümlerin açık ara önde gelen nedenidir ve tüm kanser ölümlerinin neredeyse yüzde 25'ini oluşturmaktadır."
- Vakaların sadece yüzde 16'sı erken aşamada teşhis edilebiliyor
Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Dilege, "Her yıl kolon, meme ve prostat kanserlerinden daha fazla insan akciğer kanserinden ölmektedir. Akciğer kanserinde genel beş yıllık sağ kalım oranı, kolorektal, meme ve prostat gibi diğer birçok önde gelen kanser tipinden daha düşük kaydedilmektedir. Maalesef akciğer kanseri olan kişilerin yarısından fazlası, teşhis konulduktan sonraki bir yıl içinde kaybedilmektedir." şeklinde konuştu.
Dilege, akciğer kanseri vakalarının sadece yüzde 16'sının erken aşamada teşhis edilebildiğini, çoğunluğu oluşturan diğer organlara yayılmış ileri evre akciğer kanserinde ise beş yıllık sağ kalım oranının yüzde 5 düzeyinde olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Dilege, sigara içenler için riskin çok daha yüksek olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"Son yıllarda, düşük dozlu bilgisayarlı tomografi (BT) tetkikiyle akciğer kanserine yakalanma riski daha yüksek olan kişilere tarama uygulanmaktadır. BT taramasıyla akciğerlerde kanser olabilecek anormal görünümler yüksek başarıyla saptanabilmektedir. Araştırmalar, akciğer kanseri riski yüksek olan kişileri taramak için BT tetkikinin kullanılmasının basit göğüs röntgenlerine kıyasla daha fazla hayat kurtardığını göstermiştir. Daha yüksek riskli kişiler için semptomlar başlamadan önce yıllık BT taraması yaptırmak, akciğer kanserinden ölme riskini azaltmaya yardımcı olmaktadır. Hali hazırda sigara içenler, son 15 yılda sigarayı bırakmış olanlar ve en az 30 paket-yıllık sigara geçmişine sahip olanlarda yıllık BT tetkikiyle tarama yapılması önerilmektedir. Sigara kullanımında paket-yıl kavramı, sigara içtiğiniz yıl sayısının günlük paket sigara sayısıyla çarpımı ile hesaplanmaktadır."
- Akciğer kanseri ileri aşamaya gelene kadar semptom vermiyor
Genellikle akciğer kanseri semptomlarının hastalık ileri bir aşamaya gelene kadar ortaya çıkmadığını ifade eden Dilege, "Akciğer kanseri semptomlara neden olsa bile, birçok kişi bunları enfeksiyon veya sigaranın uzun vadeli etkileri gibi başka problemlerle karıştırabilir. Bu tip durumlar ve yaklaşımlar teşhisi geciktirebilmektedir. Akciğer kanseri erken bir aşamada, küçükken ve yayılmadan önce saptanabilirse, başarılı bir şekilde tedavi edilmesi daha olasıdır." diye konuştu.
Dilege, akciğer kanserinde temel risk faktörlerini değiştirmenin veya bunlardan kaçınmanın, kanseri önlemeye ya da riski azaltmaya anlamlı derecede katkı sağladığını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kontrol edilebilecek risk faktörlerinin değiştirilmesi kritik önem taşımaktadır. Akciğer kanseri riskini azaltmanın en iyi yolu, sigara içmemek ve başkalarının dumanını solumaktan (pasif içicilik) kaçınmaktır. Halihazırda sigara içen bir kişi sigarayı bıraktığında, hasarlı akciğer dokusu yavaş yavaş kendini onarmaya başlar. Yaşınız kaç olursa olsun veya ne kadar sigara içmiş olursanız olun, sigarayı bırakmak akciğer kanseri riskinizi azaltacak ve daha uzun yaşamanıza yardımcı olacaktır. Akciğer kanseri için çok daha nadir bilinen bir diğer risk faktörü olarak radon gazı maruziyetinden bahsedilmektedir. Yaşam alanınızın radon gazı açısından test edilmesi ve maruziyetin azaltılması, alınabilecek önlemler arasında sayılabilir. Bilinmesi gerekir ki akciğer kanserine yakalanan birçok kişinin altta yatan değiştirilebilir net bir risk faktörü bulunmamaktadır. Bu durum tarama tetkiklerinin önemini tekrar ortaya koymaktadır. Sağlıklı yaşam ve düzenli sağlık kontrolleri her kanserde olduğu gibi akciğer kanserinde de temel koruyucu ve önleyici ögelerdir."