Reddi Miras Üç aylık ret süresi dolmadan mirasçı olarak terekenin yönetim niteliğinde olmayan kişiler mirası örtülü olarka kabul etmiş olur. Bu durumda mirasçının ret hakkı sona ermiş olur. Mirası ret ederek mirastan feragat etmek isteyen kişiler yazılı ya da sözlü olarak Sulh Mahkemesine başvurabilirler.
14
Günümüzde miras ile ilgili konularda pek çok problem yaşanıyor. Bu problemler arasında reddi miras da yer alıyor. Reddi miras bir miras bırakan kişinin ölümü üzerine yasal ya da atanmış mirasçıların ölenin her türlü borç ve alacaklarıyla ilgilenmektedir.
Mirasın hak ve yükümlülüklerinin reddedilmesiyle ilgili bir hukuk alanıdır. Kanun tarafından kimin mirasçı olacağı belirlenmiştir. Ancak genelde miras bırakan kişinin ölümü halinde çok geç haberdar olmak mümkün olabiliyor. Bu durum ne yazık ki miras bırakan kişinin borçlu olması halinde reddi miras sürecini kaçıran mirasçının sorun yaşamasına neden oluyor. Miras Türk Medeni Kanununda yer alan 599’unca maddede tanımlanmıştır.
Miras bırakan kişinin ölümü ile bu kanun hükümleri devreye girer. Mirasçıların mirasçı olduklarına dair bir irade açıklamasına gerek yoktur. Küllü halefiyet ilkesi sonucunda miras bir bütün olarak kendiliğinden mirasçılara geçecektir. Reddi miras yapıldığı zaman mirasçının o payı sanki o hayatta değilmiş gibi düşünülür ve hak diğer yasal hak sahiplerine düşer.
Reddi Miras Davası Nasıl Açılır?
Mirasın reddi davaları, bir başka deyişle reddi miras davaları, miras bırakan bir kişinin vefat etmesi halinde gündeme gelmektedir. Bu bağlamda yasal olarak mirastan pay alabilme hakkına sahip olan kişilerin ya da atanmış mirasçıların, vefat eden kişinin her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte gündeme gelen mirasının hak ve yükümlülüklerini reddetmesi sonucunda görülen Miras Hukuku davalarına reddi miras davaları denmektedir.
Borcu olan biri reddi miras yapabilir mi?
Miras hukukunda bu konuda göz önünde bulundurulan birtakım hukuki prensipler bulunmaktadır. Zira bunlardan en önemlisi olan külli halefiyet ilkesi, yasal ve atanmış mirasçıların, vefat etmesi sonucunda miras bırakan kişi hakkında doğal yoldan mirasçılık sıfatı kazandıklarına dikkat çekmektedir. Bu noktada söz konusu kişiler yani yasal ve atanmış mirasçılar, mirasçılık sıfatı kazanıldıktan sonra, miras bırakan kişinin ölümü üzerine gündeme gelen borçlardan yalnız tereke ile değil, kendi şahsi mal varlıkları kapsamında da yükümlü bir hale gelmektedirler.
Medeni Kanunu’nun 599. maddesinde miras bırakan bir kişinin vefat etmesi halinde mirasının, diğer mirasçılara kanunen geçtiği görülmektedir. Bu noktada mirasçıların bir irade kullanarak söz konusu miras hakkında bir açıklama yapmalarına gerek görülmemektedir. Bu süreçte hukuki açıdan mirasın derhal ve açıklama gereği gözetilmeden mirasçılara geçmesi beraberinde birçok hukuki ihtilafı da meydana getirmektedir. Zira yukarıda da bahsetmiş olduğumuz üzere külli halefiyet ilkesi doğrultusunda miras bölünmez bir bütün olarak ve otomatik bir şekilde mirasçılara geçmektedir.
Miras Bırakanın Borçları ve Alacakları
Miras bırakan kişinin vefat etmesi halinde mirasçılara derhal ve kendiliğinden geçirilen miras hususları sadece taşınır veya taşınmaz mallardan oluşmamaktadır. Miras hukukunda belirtildiği üzere kanunen belirlenen hükümler doğrultusunda vefatı sebebiyle miras bırakan kişinin tüm borçları ve alacakları da otomatik olarak söz konusu miras üzerinde hak sahibi olan yasal veya atanmış mirasçılara geçmektedir.
Mirasçılar, kendi üzerlerine geçen miras bırakan kişinin alacakları veya borçlarında sadece tereke ile değil, kendi kişisel mal varlıkları ile de de sorumlu görülmektedir. Dolayısıyla miras bırakan kişinin borca batık olması durumunda, yasal veya atanmış mirasçılar, bu borcu ödemekten sorumlu tutulmamak için reddi miras yapabilme hakkına sahiptir.
Mirasın reddi hakkı, Miras hukuku kapsamında ele alınan alt hukuk kurallarımızdan biridir. Dolayısıyla miras bırakan kişinin borçlarındaki sorumluluğu üstlenmemek isteyen hak sahipleri, bu haklarından vazgeçebilme imkanına sahip tutulmaktadır. Ancak bu hususta dikkat edilmesi gereken pek çok nokta bulunmaktadır. Bunlardan ilki de şüphesiz, mirasın reddi hakkına yasal ve atanmış mirasçıların sahip olduğudur. Bunun yanında mirasın reddinin gündeme gelmesi için mutlaka mirasın intikal etmiş olması gerekmektedir.
Miras bırakan kişinin vefat etmesi halinde kanunlarımızda yer aldığı şekilde kendiliğinden mirasçılara geçecek olan borçlar, bu sürecin gündeme gelmesinin ardından mirasın reddi hakkı doğmaktadır.
Dolayısıyla miras bırakan kişinin vefatından önce, her ne kadar bu kişinin borçları olduğu bilinse de mirasın reddi hakkı doğmamaktadır. Ancak miras bırakan kişinin vefatından önce söz konusu mirastan feragat etmenin de belli başlı yöntemleri bulunmaktadır. Bunlara değinilmesi gerekirse; mirastan feragat sözleşmesi yapılarak veya miras hakkının temliki istenilerek, miras bırakan kişinin vefatından önce borç yükümlülüğünden kurtulmak kanunların nezdinde mümkün olmaktadır.
Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?
Miras hukuku kapsamında değerlendirilen mirasın reddi işlemleri, görevli mahkemeye yapılacak olan başvuru neticesinde hayata geçirilmektedir. Bu bağlamda mirasın reddi için başvurulması gereken kurum Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Dolayısıyla mirasın reddi işlemini gerçekleştirmek isteyen yasal mirasçı veya atanmış mirasçıların, söz konusu mahkemeye başvurarak yazılı veya sözlü beyanda bulunmaları gerekmektedir.
Mirasın reddi yapılırken göz önünde bulundurulması gereken temel konulardan biri de ret beyanında bulunan kişilerin, mirasın tümünü kapsayacak şekilde hiçbir koşul öne sürmeden bu işlemi gerçekleştirmeleridir. Çünkü mirasın kısmen reddedilmesi hukuk kurallarımıza göre yasal değildir.
Mirasçı Olan Kişinin Borçlarından Sorumlu Olur muyum?
Evet. Miras bırakan kişinin alacak ve borçları da mirasçılara geçmiş olur. Bundan sadece miras bırakan kişinin tüm mal varlığı değil, kendi kişisel mal varlıkları da sorumlu tutulur. Bir adamın öldüğünü farz edelim. Ölen adamın çocukları onun mirasını kabul ettiği zaman bütün mal varlıkları ile birlikte onun borçlarından sorumlu olmuş olurlar.
Varsa borçları da aynı şekilde kendi mal varlıkları ile ödenecektir. Bu durumu önlemek için reddi miras yapılır.
Kimler Reddi Miras için Talepte Bulunabilir?
Mirasın reddi hakkına yasal ve atanmış olan öğrenciler sahip olacaktır. Yani kanunun tanıdığı miras.ılar kendilerine verilen süre içinde kişilerin reddi miras talebinde bulunması mümkündür. Normalde mirasçı olan kişiler miras bırakanın terekesi üzerinde külli halefiyet ilkesi gereğince hak sahibi olan kişilerdir.
Sağ kalan eş ve miras bırakan kişinin alt üst soyu bunlara örnek verilebilir. Miras bırakan kişinin torunları, çocukları, eşi, anne ve babası ile birlikte kardeşleri de bu zümre içine dahil edilebilir.
Reddi Miras Prosedürü Nasıl İşler?
Medeni Kanunda yer alan 609. Maddeye göre ayırt etme gücü olan ve 18 yaşını geçen mirasçıların tümü yazılı ve sözlü olarak mirası reddettiklerine dair beyanda bulunabilirler.Miras bırakan kişinin son yerleşim yerinde bulunan Sulh Hukuk Mahkemesine başvuru yapılması gerekir. Burada 2 önemli noktaya dikkat etmek gerekir.
İlki reddi miras işleminin yapılma süresidir. Çünkü bu işlem miras bırakan kişinin ölümünden en çok 3 ay içinde yapılmalıdır. İkinci nokta ise miras bırakan kişinin ölmüş olması ve mirasın ortaya çıkması gerekmesidir. Reddi miras ile miras bırakan kişinin borçlarından kurtulmak mümkündür. Ancak bu durumda mirasçı olma hakkının da ortadan kalkacağını bilmekte fayda var.
Reddi Miras Ne Zaman Yapılır?
Mirasın redd için kanunda ön görülen süre 3 ay olarak belirlenmiştir. Miras bırakanın ölümünden ya da mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren 3 aylık süre içinde mutlaka reddi miras talebinde bulunmak gerekir.
Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat etmedikleri sürece geçerli olur. Eğer bu süre içinde miras reddi yapılmazsa bu durumda miras mirasçı tarafından kabul edilmiş sayılır ve bu şekilde mirasçı, mirastan borçlarla da beraber sorumlu olur.
Mirasçının Mirası Geç Öğrenmesi Halinde Ne Olur?
Normal şartlar altında mirasın reddi için belirlene süre 3 aydır. Ancak mirasçıların bu haklarından başka bir tarihte haberi olmaları halinde, bu haberin ispat edilmesi ile birlikte sürenin yeniden başlatılması için talepte bulunabilir.
Kanuni mirasçı için bu süre öğrenimle birlikte başlayacaktır. Mirasçılık sıfatının sonradan öğrenilmesi halinde öğrenme tarihi başlangıç olarak kabul edilecektir. Yasal mirasçının ölümüne bağlı tasarruf ile miras dışında bırakılmış halinde ise ret süresi tasarrufun iptal edildiğinin mirasçı tarafından öğrenilmesinden itibaren başlayacaktır.
Reddi miras hakkının düştüğü durumlar olabilir. Yasal süresi içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur. Miras bırakan kişinin hem bütün mirasına sahip olurken hem de miras bırakanın borcunu ödemek konusunda yükümlü kişi haline gelir.
Üç aylık ret süresi dolmadan mirasçı olarak terekenin yönetim niteliğinde olmayan kişiler mirası örtülü olarka kabul etmiş olur. Bu durumda mirasçının ret hakkı sona ermiş olur. Mirası ret ederek mirastan feragat etmek isteyen kişiler yazılı ya da sözlü olarak Sulh Mahkemesine başvurabilirler.
Bu beyanı diğer ilgililere de yöneltmek mümkündür. Vasiyet alacakları, diğer mirasçılar ve tereke alacaklıları ilgili kişiler olarak ele alınabilir. Eğer mirasçılardan birisi ret süresi içinde terekeye ait bir malı gizlerse bu durumda mirası ret etme hakkı düşecektir ve mirası kabul etmiş sayılacaktır. Aynı durum terekeye ait bir malın kişinin kendisine mal edilmesi halinde de geçerli olacaktır.
Baba öldüğünde miras paylaşımı; babanın eşi ve çocukları arasında yapılır. Bütün çocuklar mirastan eşit pay alırken, eşin aldığı pay çocuklardan farklı olur. Babanın eşi paylaşılacak olan mirasın 4’te 1’ini alır. Kalan 4’te 3’lük miras ise çocuklar arasında eşit bir şekilde pay edilir.
Miras paylaşımına dahil olunabilinmesi için çocuğun resmi olarak nüfusta babanın üzerine kayıtlı olması gerekmez. Eğer baba ölmüş ise ve evlilik dışı ya da nüfusta üzerine kayıtlı olmayan bir çocuğu var ise, bu çocuk da babanın diğer çocuklarıyla beraber eşit miktarda pay alır. Diğer çocukların bu duruma itiraz etmesi durumunda, gerekli testler yapılarak ölen babanın çocuğu olduğu kanıtlanabilir. Üstelik bu çocuk Miras Paylaşım Davası açma hakkına da sahiptir.
Ölen Babanın Çocuğu Da Ölürse Miras Paylaşımı Nasıl Olur?
Ölen babanın çocuklarından biri ölür ise, ölen çocuğun miras hakkı kendi çocuklarına geçer. Çocukları ve var ise kişinin eşi arasında kanunlar çerçevesinde belirlenen oranlar ile mal paylaşımı yapılır.
24
Günümüzde miras ile ilgili konularda pek çok problem yaşanıyor. Bu problemler arasında reddi miras da yer alıyor. Reddi miras bir miras bırakan kişinin ölümü üzerine yasal ya da atanmış mirasçıların ölenin her türlü borç ve alacaklarıyla ilgilenmektedir.
Mirasın hak ve yükümlülüklerinin reddedilmesiyle ilgili bir hukuk alanıdır. Kanun tarafından kimin mirasçı olacağı belirlenmiştir. Ancak genelde miras bırakan kişinin ölümü halinde çok geç haberdar olmak mümkün olabiliyor. Bu durum ne yazık ki miras bırakan kişinin borçlu olması halinde reddi miras sürecini kaçıran mirasçının sorun yaşamasına neden oluyor. Miras Türk Medeni Kanununda yer alan 599’unca maddede tanımlanmıştır.
Miras bırakan kişinin ölümü ile bu kanun hükümleri devreye girer. Mirasçıların mirasçı olduklarına dair bir irade açıklamasına gerek yoktur. Küllü halefiyet ilkesi sonucunda miras bir bütün olarak kendiliğinden mirasçılara geçecektir. Reddi miras yapıldığı zaman mirasçının o payı sanki o hayatta değilmiş gibi düşünülür ve hak diğer yasal hak sahiplerine düşer.
Reddi Miras Davası Nasıl Açılır?
Mirasın reddi davaları, bir başka deyişle reddi miras davaları, miras bırakan bir kişinin vefat etmesi halinde gündeme gelmektedir. Bu bağlamda yasal olarak mirastan pay alabilme hakkına sahip olan kişilerin ya da atanmış mirasçıların, vefat eden kişinin her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte gündeme gelen mirasının hak ve yükümlülüklerini reddetmesi sonucunda görülen Miras Hukuku davalarına reddi miras davaları denmektedir.
Borcu olan biri reddi miras yapabilir mi?
Miras hukukunda bu konuda göz önünde bulundurulan birtakım hukuki prensipler bulunmaktadır. Zira bunlardan en önemlisi olan külli halefiyet ilkesi, yasal ve atanmış mirasçıların, vefat etmesi sonucunda miras bırakan kişi hakkında doğal yoldan mirasçılık sıfatı kazandıklarına dikkat çekmektedir. Bu noktada söz konusu kişiler yani yasal ve atanmış mirasçılar, mirasçılık sıfatı kazanıldıktan sonra, miras bırakan kişinin ölümü üzerine gündeme gelen borçlardan yalnız tereke ile değil, kendi şahsi mal varlıkları kapsamında da yükümlü bir hale gelmektedirler.
Medeni Kanunu’nun 599. maddesinde miras bırakan bir kişinin vefat etmesi halinde mirasının, diğer mirasçılara kanunen geçtiği görülmektedir. Bu noktada mirasçıların bir irade kullanarak söz konusu miras hakkında bir açıklama yapmalarına gerek görülmemektedir. Bu süreçte hukuki açıdan mirasın derhal ve açıklama gereği gözetilmeden mirasçılara geçmesi beraberinde birçok hukuki ihtilafı da meydana getirmektedir. Zira yukarıda da bahsetmiş olduğumuz üzere külli halefiyet ilkesi doğrultusunda miras bölünmez bir bütün olarak ve otomatik bir şekilde mirasçılara geçmektedir.
Miras Bırakanın Borçları ve Alacakları
Miras bırakan kişinin vefat etmesi halinde mirasçılara derhal ve kendiliğinden geçirilen miras hususları sadece taşınır veya taşınmaz mallardan oluşmamaktadır. Miras hukukunda belirtildiği üzere kanunen belirlenen hükümler doğrultusunda vefatı sebebiyle miras bırakan kişinin tüm borçları ve alacakları da otomatik olarak söz konusu miras üzerinde hak sahibi olan yasal veya atanmış mirasçılara geçmektedir.
Mirasçılar, kendi üzerlerine geçen miras bırakan kişinin alacakları veya borçlarında sadece tereke ile değil, kendi kişisel mal varlıkları ile de de sorumlu görülmektedir. Dolayısıyla miras bırakan kişinin borca batık olması durumunda, yasal veya atanmış mirasçılar, bu borcu ödemekten sorumlu tutulmamak için reddi miras yapabilme hakkına sahiptir.
Mirasın reddi hakkı, Miras hukuku kapsamında ele alınan alt hukuk kurallarımızdan biridir. Dolayısıyla miras bırakan kişinin borçlarındaki sorumluluğu üstlenmemek isteyen hak sahipleri, bu haklarından vazgeçebilme imkanına sahip tutulmaktadır. Ancak bu hususta dikkat edilmesi gereken pek çok nokta bulunmaktadır. Bunlardan ilki de şüphesiz, mirasın reddi hakkına yasal ve atanmış mirasçıların sahip olduğudur. Bunun yanında mirasın reddinin gündeme gelmesi için mutlaka mirasın intikal etmiş olması gerekmektedir.
Miras bırakan kişinin vefat etmesi halinde kanunlarımızda yer aldığı şekilde kendiliğinden mirasçılara geçecek olan borçlar, bu sürecin gündeme gelmesinin ardından mirasın reddi hakkı doğmaktadır.
Dolayısıyla miras bırakan kişinin vefatından önce, her ne kadar bu kişinin borçları olduğu bilinse de mirasın reddi hakkı doğmamaktadır. Ancak miras bırakan kişinin vefatından önce söz konusu mirastan feragat etmenin de belli başlı yöntemleri bulunmaktadır. Bunlara değinilmesi gerekirse; mirastan feragat sözleşmesi yapılarak veya miras hakkının temliki istenilerek, miras bırakan kişinin vefatından önce borç yükümlülüğünden kurtulmak kanunların nezdinde mümkün olmaktadır.
Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?
Miras hukuku kapsamında değerlendirilen mirasın reddi işlemleri, görevli mahkemeye yapılacak olan başvuru neticesinde hayata geçirilmektedir. Bu bağlamda mirasın reddi için başvurulması gereken kurum Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Dolayısıyla mirasın reddi işlemini gerçekleştirmek isteyen yasal mirasçı veya atanmış mirasçıların, söz konusu mahkemeye başvurarak yazılı veya sözlü beyanda bulunmaları gerekmektedir.
Mirasın reddi yapılırken göz önünde bulundurulması gereken temel konulardan biri de ret beyanında bulunan kişilerin, mirasın tümünü kapsayacak şekilde hiçbir koşul öne sürmeden bu işlemi gerçekleştirmeleridir. Çünkü mirasın kısmen reddedilmesi hukuk kurallarımıza göre yasal değildir.
Mirasçı Olan Kişinin Borçlarından Sorumlu Olur muyum?
Evet. Miras bırakan kişinin alacak ve borçları da mirasçılara geçmiş olur. Bundan sadece miras bırakan kişinin tüm mal varlığı değil, kendi kişisel mal varlıkları da sorumlu tutulur. Bir adamın öldüğünü farz edelim. Ölen adamın çocukları onun mirasını kabul ettiği zaman bütün mal varlıkları ile birlikte onun borçlarından sorumlu olmuş olurlar.
Varsa borçları da aynı şekilde kendi mal varlıkları ile ödenecektir. Bu durumu önlemek için reddi miras yapılır.
Kimler Reddi Miras için Talepte Bulunabilir?
Mirasın reddi hakkına yasal ve atanmış olan öğrenciler sahip olacaktır. Yani kanunun tanıdığı miras.ılar kendilerine verilen süre içinde kişilerin reddi miras talebinde bulunması mümkündür. Normalde mirasçı olan kişiler miras bırakanın terekesi üzerinde külli halefiyet ilkesi gereğince hak sahibi olan kişilerdir.
Sağ kalan eş ve miras bırakan kişinin alt üst soyu bunlara örnek verilebilir. Miras bırakan kişinin torunları, çocukları, eşi, anne ve babası ile birlikte kardeşleri de bu zümre içine dahil edilebilir.
Reddi Miras Prosedürü Nasıl İşler?
Medeni Kanunda yer alan 609. Maddeye göre ayırt etme gücü olan ve 18 yaşını geçen mirasçıların tümü yazılı ve sözlü olarak mirası reddettiklerine dair beyanda bulunabilirler.Miras bırakan kişinin son yerleşim yerinde bulunan Sulh Hukuk Mahkemesine başvuru yapılması gerekir. Burada 2 önemli noktaya dikkat etmek gerekir.
İlki reddi miras işleminin yapılma süresidir. Çünkü bu işlem miras bırakan kişinin ölümünden en çok 3 ay içinde yapılmalıdır. İkinci nokta ise miras bırakan kişinin ölmüş olması ve mirasın ortaya çıkması gerekmesidir. Reddi miras ile miras bırakan kişinin borçlarından kurtulmak mümkündür. Ancak bu durumda mirasçı olma hakkının da ortadan kalkacağını bilmekte fayda var.
Reddi Miras Ne Zaman Yapılır?
Mirasın redd için kanunda ön görülen süre 3 ay olarak belirlenmiştir. Miras bırakanın ölümünden ya da mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren 3 aylık süre içinde mutlaka reddi miras talebinde bulunmak gerekir.
Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat etmedikleri sürece geçerli olur. Eğer bu süre içinde miras reddi yapılmazsa bu durumda miras mirasçı tarafından kabul edilmiş sayılır ve bu şekilde mirasçı, mirastan borçlarla da beraber sorumlu olur.
Mirasçının Mirası Geç Öğrenmesi Halinde Ne Olur?
Normal şartlar altında mirasın reddi için belirlene süre 3 aydır. Ancak mirasçıların bu haklarından başka bir tarihte haberi olmaları halinde, bu haberin ispat edilmesi ile birlikte sürenin yeniden başlatılması için talepte bulunabilir.
Kanuni mirasçı için bu süre öğrenimle birlikte başlayacaktır. Mirasçılık sıfatının sonradan öğrenilmesi halinde öğrenme tarihi başlangıç olarak kabul edilecektir. Yasal mirasçının ölümüne bağlı tasarruf ile miras dışında bırakılmış halinde ise ret süresi tasarrufun iptal edildiğinin mirasçı tarafından öğrenilmesinden itibaren başlayacaktır.
Reddi miras hakkının düştüğü durumlar olabilir. Yasal süresi içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur. Miras bırakan kişinin hem bütün mirasına sahip olurken hem de miras bırakanın borcunu ödemek konusunda yükümlü kişi haline gelir.
Üç aylık ret süresi dolmadan mirasçı olarak terekenin yönetim niteliğinde olmayan kişiler mirası örtülü olarka kabul etmiş olur. Bu durumda mirasçının ret hakkı sona ermiş olur. Mirası ret ederek mirastan feragat etmek isteyen kişiler yazılı ya da sözlü olarak Sulh Mahkemesine başvurabilirler.
Bu beyanı diğer ilgililere de yöneltmek mümkündür. Vasiyet alacakları, diğer mirasçılar ve tereke alacaklıları ilgili kişiler olarak ele alınabilir. Eğer mirasçılardan birisi ret süresi içinde terekeye ait bir malı gizlerse bu durumda mirası ret etme hakkı düşecektir ve mirası kabul etmiş sayılacaktır. Aynı durum terekeye ait bir malın kişinin kendisine mal edilmesi halinde de geçerli olacaktır.
Baba öldüğünde miras paylaşımı; babanın eşi ve çocukları arasında yapılır. Bütün çocuklar mirastan eşit pay alırken, eşin aldığı pay çocuklardan farklı olur. Babanın eşi paylaşılacak olan mirasın 4’te 1’ini alır. Kalan 4’te 3’lük miras ise çocuklar arasında eşit bir şekilde pay edilir.
Miras paylaşımına dahil olunabilinmesi için çocuğun resmi olarak nüfusta babanın üzerine kayıtlı olması gerekmez. Eğer baba ölmüş ise ve evlilik dışı ya da nüfusta üzerine kayıtlı olmayan bir çocuğu var ise, bu çocuk da babanın diğer çocuklarıyla beraber eşit miktarda pay alır. Diğer çocukların bu duruma itiraz etmesi durumunda, gerekli testler yapılarak ölen babanın çocuğu olduğu kanıtlanabilir. Üstelik bu çocuk Miras Paylaşım Davası açma hakkına da sahiptir.
Ölen Babanın Çocuğu Da Ölürse Miras Paylaşımı Nasıl Olur?
Ölen babanın çocuklarından biri ölür ise, ölen çocuğun miras hakkı kendi çocuklarına geçer. Çocukları ve var ise kişinin eşi arasında kanunlar çerçevesinde belirlenen oranlar ile mal paylaşımı yapılır.
34
Günümüzde miras ile ilgili konularda pek çok problem yaşanıyor. Bu problemler arasında reddi miras da yer alıyor. Reddi miras bir miras bırakan kişinin ölümü üzerine yasal ya da atanmış mirasçıların ölenin her türlü borç ve alacaklarıyla ilgilenmektedir.
Mirasın hak ve yükümlülüklerinin reddedilmesiyle ilgili bir hukuk alanıdır. Kanun tarafından kimin mirasçı olacağı belirlenmiştir. Ancak genelde miras bırakan kişinin ölümü halinde çok geç haberdar olmak mümkün olabiliyor. Bu durum ne yazık ki miras bırakan kişinin borçlu olması halinde reddi miras sürecini kaçıran mirasçının sorun yaşamasına neden oluyor. Miras Türk Medeni Kanununda yer alan 599’unca maddede tanımlanmıştır.
Miras bırakan kişinin ölümü ile bu kanun hükümleri devreye girer. Mirasçıların mirasçı olduklarına dair bir irade açıklamasına gerek yoktur. Küllü halefiyet ilkesi sonucunda miras bir bütün olarak kendiliğinden mirasçılara geçecektir. Reddi miras yapıldığı zaman mirasçının o payı sanki o hayatta değilmiş gibi düşünülür ve hak diğer yasal hak sahiplerine düşer.
Reddi Miras Davası Nasıl Açılır?
Mirasın reddi davaları, bir başka deyişle reddi miras davaları, miras bırakan bir kişinin vefat etmesi halinde gündeme gelmektedir. Bu bağlamda yasal olarak mirastan pay alabilme hakkına sahip olan kişilerin ya da atanmış mirasçıların, vefat eden kişinin her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte gündeme gelen mirasının hak ve yükümlülüklerini reddetmesi sonucunda görülen Miras Hukuku davalarına reddi miras davaları denmektedir.
Borcu olan biri reddi miras yapabilir mi?
Miras hukukunda bu konuda göz önünde bulundurulan birtakım hukuki prensipler bulunmaktadır. Zira bunlardan en önemlisi olan külli halefiyet ilkesi, yasal ve atanmış mirasçıların, vefat etmesi sonucunda miras bırakan kişi hakkında doğal yoldan mirasçılık sıfatı kazandıklarına dikkat çekmektedir. Bu noktada söz konusu kişiler yani yasal ve atanmış mirasçılar, mirasçılık sıfatı kazanıldıktan sonra, miras bırakan kişinin ölümü üzerine gündeme gelen borçlardan yalnız tereke ile değil, kendi şahsi mal varlıkları kapsamında da yükümlü bir hale gelmektedirler.
Medeni Kanunu’nun 599. maddesinde miras bırakan bir kişinin vefat etmesi halinde mirasının, diğer mirasçılara kanunen geçtiği görülmektedir. Bu noktada mirasçıların bir irade kullanarak söz konusu miras hakkında bir açıklama yapmalarına gerek görülmemektedir. Bu süreçte hukuki açıdan mirasın derhal ve açıklama gereği gözetilmeden mirasçılara geçmesi beraberinde birçok hukuki ihtilafı da meydana getirmektedir. Zira yukarıda da bahsetmiş olduğumuz üzere külli halefiyet ilkesi doğrultusunda miras bölünmez bir bütün olarak ve otomatik bir şekilde mirasçılara geçmektedir.
Miras Bırakanın Borçları ve Alacakları
Miras bırakan kişinin vefat etmesi halinde mirasçılara derhal ve kendiliğinden geçirilen miras hususları sadece taşınır veya taşınmaz mallardan oluşmamaktadır. Miras hukukunda belirtildiği üzere kanunen belirlenen hükümler doğrultusunda vefatı sebebiyle miras bırakan kişinin tüm borçları ve alacakları da otomatik olarak söz konusu miras üzerinde hak sahibi olan yasal veya atanmış mirasçılara geçmektedir.
Mirasçılar, kendi üzerlerine geçen miras bırakan kişinin alacakları veya borçlarında sadece tereke ile değil, kendi kişisel mal varlıkları ile de de sorumlu görülmektedir. Dolayısıyla miras bırakan kişinin borca batık olması durumunda, yasal veya atanmış mirasçılar, bu borcu ödemekten sorumlu tutulmamak için reddi miras yapabilme hakkına sahiptir.
Mirasın reddi hakkı, Miras hukuku kapsamında ele alınan alt hukuk kurallarımızdan biridir. Dolayısıyla miras bırakan kişinin borçlarındaki sorumluluğu üstlenmemek isteyen hak sahipleri, bu haklarından vazgeçebilme imkanına sahip tutulmaktadır. Ancak bu hususta dikkat edilmesi gereken pek çok nokta bulunmaktadır. Bunlardan ilki de şüphesiz, mirasın reddi hakkına yasal ve atanmış mirasçıların sahip olduğudur. Bunun yanında mirasın reddinin gündeme gelmesi için mutlaka mirasın intikal etmiş olması gerekmektedir.
Miras bırakan kişinin vefat etmesi halinde kanunlarımızda yer aldığı şekilde kendiliğinden mirasçılara geçecek olan borçlar, bu sürecin gündeme gelmesinin ardından mirasın reddi hakkı doğmaktadır.
Dolayısıyla miras bırakan kişinin vefatından önce, her ne kadar bu kişinin borçları olduğu bilinse de mirasın reddi hakkı doğmamaktadır. Ancak miras bırakan kişinin vefatından önce söz konusu mirastan feragat etmenin de belli başlı yöntemleri bulunmaktadır. Bunlara değinilmesi gerekirse; mirastan feragat sözleşmesi yapılarak veya miras hakkının temliki istenilerek, miras bırakan kişinin vefatından önce borç yükümlülüğünden kurtulmak kanunların nezdinde mümkün olmaktadır.
Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?
Miras hukuku kapsamında değerlendirilen mirasın reddi işlemleri, görevli mahkemeye yapılacak olan başvuru neticesinde hayata geçirilmektedir. Bu bağlamda mirasın reddi için başvurulması gereken kurum Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Dolayısıyla mirasın reddi işlemini gerçekleştirmek isteyen yasal mirasçı veya atanmış mirasçıların, söz konusu mahkemeye başvurarak yazılı veya sözlü beyanda bulunmaları gerekmektedir.
Mirasın reddi yapılırken göz önünde bulundurulması gereken temel konulardan biri de ret beyanında bulunan kişilerin, mirasın tümünü kapsayacak şekilde hiçbir koşul öne sürmeden bu işlemi gerçekleştirmeleridir. Çünkü mirasın kısmen reddedilmesi hukuk kurallarımıza göre yasal değildir.
Mirasçı Olan Kişinin Borçlarından Sorumlu Olur muyum?
Evet. Miras bırakan kişinin alacak ve borçları da mirasçılara geçmiş olur. Bundan sadece miras bırakan kişinin tüm mal varlığı değil, kendi kişisel mal varlıkları da sorumlu tutulur. Bir adamın öldüğünü farz edelim. Ölen adamın çocukları onun mirasını kabul ettiği zaman bütün mal varlıkları ile birlikte onun borçlarından sorumlu olmuş olurlar.
Varsa borçları da aynı şekilde kendi mal varlıkları ile ödenecektir. Bu durumu önlemek için reddi miras yapılır.
Kimler Reddi Miras için Talepte Bulunabilir?
Mirasın reddi hakkına yasal ve atanmış olan öğrenciler sahip olacaktır. Yani kanunun tanıdığı miras.ılar kendilerine verilen süre içinde kişilerin reddi miras talebinde bulunması mümkündür. Normalde mirasçı olan kişiler miras bırakanın terekesi üzerinde külli halefiyet ilkesi gereğince hak sahibi olan kişilerdir.
Sağ kalan eş ve miras bırakan kişinin alt üst soyu bunlara örnek verilebilir. Miras bırakan kişinin torunları, çocukları, eşi, anne ve babası ile birlikte kardeşleri de bu zümre içine dahil edilebilir.
Reddi Miras Prosedürü Nasıl İşler?
Medeni Kanunda yer alan 609. Maddeye göre ayırt etme gücü olan ve 18 yaşını geçen mirasçıların tümü yazılı ve sözlü olarak mirası reddettiklerine dair beyanda bulunabilirler.Miras bırakan kişinin son yerleşim yerinde bulunan Sulh Hukuk Mahkemesine başvuru yapılması gerekir. Burada 2 önemli noktaya dikkat etmek gerekir.
İlki reddi miras işleminin yapılma süresidir. Çünkü bu işlem miras bırakan kişinin ölümünden en çok 3 ay içinde yapılmalıdır. İkinci nokta ise miras bırakan kişinin ölmüş olması ve mirasın ortaya çıkması gerekmesidir. Reddi miras ile miras bırakan kişinin borçlarından kurtulmak mümkündür. Ancak bu durumda mirasçı olma hakkının da ortadan kalkacağını bilmekte fayda var.
Reddi Miras Ne Zaman Yapılır?
Mirasın redd için kanunda ön görülen süre 3 ay olarak belirlenmiştir. Miras bırakanın ölümünden ya da mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren 3 aylık süre içinde mutlaka reddi miras talebinde bulunmak gerekir.
Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat etmedikleri sürece geçerli olur. Eğer bu süre içinde miras reddi yapılmazsa bu durumda miras mirasçı tarafından kabul edilmiş sayılır ve bu şekilde mirasçı, mirastan borçlarla da beraber sorumlu olur.
Mirasçının Mirası Geç Öğrenmesi Halinde Ne Olur?
Normal şartlar altında mirasın reddi için belirlene süre 3 aydır. Ancak mirasçıların bu haklarından başka bir tarihte haberi olmaları halinde, bu haberin ispat edilmesi ile birlikte sürenin yeniden başlatılması için talepte bulunabilir.
Kanuni mirasçı için bu süre öğrenimle birlikte başlayacaktır. Mirasçılık sıfatının sonradan öğrenilmesi halinde öğrenme tarihi başlangıç olarak kabul edilecektir. Yasal mirasçının ölümüne bağlı tasarruf ile miras dışında bırakılmış halinde ise ret süresi tasarrufun iptal edildiğinin mirasçı tarafından öğrenilmesinden itibaren başlayacaktır.
Reddi miras hakkının düştüğü durumlar olabilir. Yasal süresi içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur. Miras bırakan kişinin hem bütün mirasına sahip olurken hem de miras bırakanın borcunu ödemek konusunda yükümlü kişi haline gelir.
Üç aylık ret süresi dolmadan mirasçı olarak terekenin yönetim niteliğinde olmayan kişiler mirası örtülü olarka kabul etmiş olur. Bu durumda mirasçının ret hakkı sona ermiş olur. Mirası ret ederek mirastan feragat etmek isteyen kişiler yazılı ya da sözlü olarak Sulh Mahkemesine başvurabilirler.
Bu beyanı diğer ilgililere de yöneltmek mümkündür. Vasiyet alacakları, diğer mirasçılar ve tereke alacaklıları ilgili kişiler olarak ele alınabilir. Eğer mirasçılardan birisi ret süresi içinde terekeye ait bir malı gizlerse bu durumda mirası ret etme hakkı düşecektir ve mirası kabul etmiş sayılacaktır. Aynı durum terekeye ait bir malın kişinin kendisine mal edilmesi halinde de geçerli olacaktır.
Baba öldüğünde miras paylaşımı; babanın eşi ve çocukları arasında yapılır. Bütün çocuklar mirastan eşit pay alırken, eşin aldığı pay çocuklardan farklı olur. Babanın eşi paylaşılacak olan mirasın 4’te 1’ini alır. Kalan 4’te 3’lük miras ise çocuklar arasında eşit bir şekilde pay edilir.
Miras paylaşımına dahil olunabilinmesi için çocuğun resmi olarak nüfusta babanın üzerine kayıtlı olması gerekmez. Eğer baba ölmüş ise ve evlilik dışı ya da nüfusta üzerine kayıtlı olmayan bir çocuğu var ise, bu çocuk da babanın diğer çocuklarıyla beraber eşit miktarda pay alır. Diğer çocukların bu duruma itiraz etmesi durumunda, gerekli testler yapılarak ölen babanın çocuğu olduğu kanıtlanabilir. Üstelik bu çocuk Miras Paylaşım Davası açma hakkına da sahiptir.
Ölen Babanın Çocuğu Da Ölürse Miras Paylaşımı Nasıl Olur?
Ölen babanın çocuklarından biri ölür ise, ölen çocuğun miras hakkı kendi çocuklarına geçer. Çocukları ve var ise kişinin eşi arasında kanunlar çerçevesinde belirlenen oranlar ile mal paylaşımı yapılır.
44
Günümüzde miras ile ilgili konularda pek çok problem yaşanıyor. Bu problemler arasında reddi miras da yer alıyor. Reddi miras bir miras bırakan kişinin ölümü üzerine yasal ya da atanmış mirasçıların ölenin her türlü borç ve alacaklarıyla ilgilenmektedir.
Mirasın hak ve yükümlülüklerinin reddedilmesiyle ilgili bir hukuk alanıdır. Kanun tarafından kimin mirasçı olacağı belirlenmiştir. Ancak genelde miras bırakan kişinin ölümü halinde çok geç haberdar olmak mümkün olabiliyor. Bu durum ne yazık ki miras bırakan kişinin borçlu olması halinde reddi miras sürecini kaçıran mirasçının sorun yaşamasına neden oluyor. Miras Türk Medeni Kanununda yer alan 599’unca maddede tanımlanmıştır.
Miras bırakan kişinin ölümü ile bu kanun hükümleri devreye girer. Mirasçıların mirasçı olduklarına dair bir irade açıklamasına gerek yoktur. Küllü halefiyet ilkesi sonucunda miras bir bütün olarak kendiliğinden mirasçılara geçecektir. Reddi miras yapıldığı zaman mirasçının o payı sanki o hayatta değilmiş gibi düşünülür ve hak diğer yasal hak sahiplerine düşer.
Reddi Miras Davası Nasıl Açılır?
Mirasın reddi davaları, bir başka deyişle reddi miras davaları, miras bırakan bir kişinin vefat etmesi halinde gündeme gelmektedir. Bu bağlamda yasal olarak mirastan pay alabilme hakkına sahip olan kişilerin ya da atanmış mirasçıların, vefat eden kişinin her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte gündeme gelen mirasının hak ve yükümlülüklerini reddetmesi sonucunda görülen Miras Hukuku davalarına reddi miras davaları denmektedir.
Borcu olan biri reddi miras yapabilir mi?
Miras hukukunda bu konuda göz önünde bulundurulan birtakım hukuki prensipler bulunmaktadır. Zira bunlardan en önemlisi olan külli halefiyet ilkesi, yasal ve atanmış mirasçıların, vefat etmesi sonucunda miras bırakan kişi hakkında doğal yoldan mirasçılık sıfatı kazandıklarına dikkat çekmektedir. Bu noktada söz konusu kişiler yani yasal ve atanmış mirasçılar, mirasçılık sıfatı kazanıldıktan sonra, miras bırakan kişinin ölümü üzerine gündeme gelen borçlardan yalnız tereke ile değil, kendi şahsi mal varlıkları kapsamında da yükümlü bir hale gelmektedirler.
Medeni Kanunu’nun 599. maddesinde miras bırakan bir kişinin vefat etmesi halinde mirasının, diğer mirasçılara kanunen geçtiği görülmektedir. Bu noktada mirasçıların bir irade kullanarak söz konusu miras hakkında bir açıklama yapmalarına gerek görülmemektedir. Bu süreçte hukuki açıdan mirasın derhal ve açıklama gereği gözetilmeden mirasçılara geçmesi beraberinde birçok hukuki ihtilafı da meydana getirmektedir. Zira yukarıda da bahsetmiş olduğumuz üzere külli halefiyet ilkesi doğrultusunda miras bölünmez bir bütün olarak ve otomatik bir şekilde mirasçılara geçmektedir.
Miras Bırakanın Borçları ve Alacakları
Miras bırakan kişinin vefat etmesi halinde mirasçılara derhal ve kendiliğinden geçirilen miras hususları sadece taşınır veya taşınmaz mallardan oluşmamaktadır. Miras hukukunda belirtildiği üzere kanunen belirlenen hükümler doğrultusunda vefatı sebebiyle miras bırakan kişinin tüm borçları ve alacakları da otomatik olarak söz konusu miras üzerinde hak sahibi olan yasal veya atanmış mirasçılara geçmektedir.
Mirasçılar, kendi üzerlerine geçen miras bırakan kişinin alacakları veya borçlarında sadece tereke ile değil, kendi kişisel mal varlıkları ile de de sorumlu görülmektedir. Dolayısıyla miras bırakan kişinin borca batık olması durumunda, yasal veya atanmış mirasçılar, bu borcu ödemekten sorumlu tutulmamak için reddi miras yapabilme hakkına sahiptir.
Mirasın reddi hakkı, Miras hukuku kapsamında ele alınan alt hukuk kurallarımızdan biridir. Dolayısıyla miras bırakan kişinin borçlarındaki sorumluluğu üstlenmemek isteyen hak sahipleri, bu haklarından vazgeçebilme imkanına sahip tutulmaktadır. Ancak bu hususta dikkat edilmesi gereken pek çok nokta bulunmaktadır. Bunlardan ilki de şüphesiz, mirasın reddi hakkına yasal ve atanmış mirasçıların sahip olduğudur. Bunun yanında mirasın reddinin gündeme gelmesi için mutlaka mirasın intikal etmiş olması gerekmektedir.
Miras bırakan kişinin vefat etmesi halinde kanunlarımızda yer aldığı şekilde kendiliğinden mirasçılara geçecek olan borçlar, bu sürecin gündeme gelmesinin ardından mirasın reddi hakkı doğmaktadır.
Dolayısıyla miras bırakan kişinin vefatından önce, her ne kadar bu kişinin borçları olduğu bilinse de mirasın reddi hakkı doğmamaktadır. Ancak miras bırakan kişinin vefatından önce söz konusu mirastan feragat etmenin de belli başlı yöntemleri bulunmaktadır. Bunlara değinilmesi gerekirse; mirastan feragat sözleşmesi yapılarak veya miras hakkının temliki istenilerek, miras bırakan kişinin vefatından önce borç yükümlülüğünden kurtulmak kanunların nezdinde mümkün olmaktadır.
Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?
Miras hukuku kapsamında değerlendirilen mirasın reddi işlemleri, görevli mahkemeye yapılacak olan başvuru neticesinde hayata geçirilmektedir. Bu bağlamda mirasın reddi için başvurulması gereken kurum Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Dolayısıyla mirasın reddi işlemini gerçekleştirmek isteyen yasal mirasçı veya atanmış mirasçıların, söz konusu mahkemeye başvurarak yazılı veya sözlü beyanda bulunmaları gerekmektedir.
Mirasın reddi yapılırken göz önünde bulundurulması gereken temel konulardan biri de ret beyanında bulunan kişilerin, mirasın tümünü kapsayacak şekilde hiçbir koşul öne sürmeden bu işlemi gerçekleştirmeleridir. Çünkü mirasın kısmen reddedilmesi hukuk kurallarımıza göre yasal değildir.
Mirasçı Olan Kişinin Borçlarından Sorumlu Olur muyum?
Evet. Miras bırakan kişinin alacak ve borçları da mirasçılara geçmiş olur. Bundan sadece miras bırakan kişinin tüm mal varlığı değil, kendi kişisel mal varlıkları da sorumlu tutulur. Bir adamın öldüğünü farz edelim. Ölen adamın çocukları onun mirasını kabul ettiği zaman bütün mal varlıkları ile birlikte onun borçlarından sorumlu olmuş olurlar.
Varsa borçları da aynı şekilde kendi mal varlıkları ile ödenecektir. Bu durumu önlemek için reddi miras yapılır.
Kimler Reddi Miras için Talepte Bulunabilir?
Mirasın reddi hakkına yasal ve atanmış olan öğrenciler sahip olacaktır. Yani kanunun tanıdığı miras.ılar kendilerine verilen süre içinde kişilerin reddi miras talebinde bulunması mümkündür. Normalde mirasçı olan kişiler miras bırakanın terekesi üzerinde külli halefiyet ilkesi gereğince hak sahibi olan kişilerdir.
Sağ kalan eş ve miras bırakan kişinin alt üst soyu bunlara örnek verilebilir. Miras bırakan kişinin torunları, çocukları, eşi, anne ve babası ile birlikte kardeşleri de bu zümre içine dahil edilebilir.
Reddi Miras Prosedürü Nasıl İşler?
Medeni Kanunda yer alan 609. Maddeye göre ayırt etme gücü olan ve 18 yaşını geçen mirasçıların tümü yazılı ve sözlü olarak mirası reddettiklerine dair beyanda bulunabilirler.Miras bırakan kişinin son yerleşim yerinde bulunan Sulh Hukuk Mahkemesine başvuru yapılması gerekir. Burada 2 önemli noktaya dikkat etmek gerekir.
İlki reddi miras işleminin yapılma süresidir. Çünkü bu işlem miras bırakan kişinin ölümünden en çok 3 ay içinde yapılmalıdır. İkinci nokta ise miras bırakan kişinin ölmüş olması ve mirasın ortaya çıkması gerekmesidir. Reddi miras ile miras bırakan kişinin borçlarından kurtulmak mümkündür. Ancak bu durumda mirasçı olma hakkının da ortadan kalkacağını bilmekte fayda var.
Reddi Miras Ne Zaman Yapılır?
Mirasın redd için kanunda ön görülen süre 3 ay olarak belirlenmiştir. Miras bırakanın ölümünden ya da mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren 3 aylık süre içinde mutlaka reddi miras talebinde bulunmak gerekir.
Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat etmedikleri sürece geçerli olur. Eğer bu süre içinde miras reddi yapılmazsa bu durumda miras mirasçı tarafından kabul edilmiş sayılır ve bu şekilde mirasçı, mirastan borçlarla da beraber sorumlu olur.
Mirasçının Mirası Geç Öğrenmesi Halinde Ne Olur?
Normal şartlar altında mirasın reddi için belirlene süre 3 aydır. Ancak mirasçıların bu haklarından başka bir tarihte haberi olmaları halinde, bu haberin ispat edilmesi ile birlikte sürenin yeniden başlatılması için talepte bulunabilir.
Kanuni mirasçı için bu süre öğrenimle birlikte başlayacaktır. Mirasçılık sıfatının sonradan öğrenilmesi halinde öğrenme tarihi başlangıç olarak kabul edilecektir. Yasal mirasçının ölümüne bağlı tasarruf ile miras dışında bırakılmış halinde ise ret süresi tasarrufun iptal edildiğinin mirasçı tarafından öğrenilmesinden itibaren başlayacaktır.
Reddi miras hakkının düştüğü durumlar olabilir. Yasal süresi içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur. Miras bırakan kişinin hem bütün mirasına sahip olurken hem de miras bırakanın borcunu ödemek konusunda yükümlü kişi haline gelir.
Üç aylık ret süresi dolmadan mirasçı olarak terekenin yönetim niteliğinde olmayan kişiler mirası örtülü olarka kabul etmiş olur. Bu durumda mirasçının ret hakkı sona ermiş olur. Mirası ret ederek mirastan feragat etmek isteyen kişiler yazılı ya da sözlü olarak Sulh Mahkemesine başvurabilirler.
Bu beyanı diğer ilgililere de yöneltmek mümkündür. Vasiyet alacakları, diğer mirasçılar ve tereke alacaklıları ilgili kişiler olarak ele alınabilir. Eğer mirasçılardan birisi ret süresi içinde terekeye ait bir malı gizlerse bu durumda mirası ret etme hakkı düşecektir ve mirası kabul etmiş sayılacaktır. Aynı durum terekeye ait bir malın kişinin kendisine mal edilmesi halinde de geçerli olacaktır.
Baba öldüğünde miras paylaşımı; babanın eşi ve çocukları arasında yapılır. Bütün çocuklar mirastan eşit pay alırken, eşin aldığı pay çocuklardan farklı olur. Babanın eşi paylaşılacak olan mirasın 4’te 1’ini alır. Kalan 4’te 3’lük miras ise çocuklar arasında eşit bir şekilde pay edilir.
Miras paylaşımına dahil olunabilinmesi için çocuğun resmi olarak nüfusta babanın üzerine kayıtlı olması gerekmez. Eğer baba ölmüş ise ve evlilik dışı ya da nüfusta üzerine kayıtlı olmayan bir çocuğu var ise, bu çocuk da babanın diğer çocuklarıyla beraber eşit miktarda pay alır. Diğer çocukların bu duruma itiraz etmesi durumunda, gerekli testler yapılarak ölen babanın çocuğu olduğu kanıtlanabilir. Üstelik bu çocuk Miras Paylaşım Davası açma hakkına da sahiptir.
Ölen Babanın Çocuğu Da Ölürse Miras Paylaşımı Nasıl Olur?
Ölen babanın çocuklarından biri ölür ise, ölen çocuğun miras hakkı kendi çocuklarına geçer. Çocukları ve var ise kişinin eşi arasında kanunlar çerçevesinde belirlenen oranlar ile mal paylaşımı yapılır.