ABD Dış işleri Bakanlığı Uluslararası Cesur kadın ödülünün sahibi Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü kadına yönelik şiddetle mücadele ve Ailenin Korunması Kanununda yaşadıkları süreci anlattı. Güllü Kadına yönelik şiddetle mücadelede dünyadaki iyi örnek uygulamalarından bahsederken Türkiye'nin Kadına Yönelik Şiddetle mücadelede politika üretme konusunda uygulamada yetersiz olduğunu söyledi. Güllü Sivil toplum örgütlerinin silahı dilidir. Muhaliftir. Bu ülkede kimse kadınların öldürülmesinden mutlu değildir. Türkiye'yi şiddetten arınma gayretimizden tüm sivil toplum örgütleri ve gönüllülerle mücadele etmeye devam edeceğiz
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kurucusu ve Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ise platformu kurduklarında devletin kadın cinayetleri konusunda istatistik tutmadığını hatta devlet tarafından böyle bir kavramın kullanılmadığını belirtti. Bu ihtiyaçtan ötürü platformu kurduklarını anlatan Kav İstanbul Sözleşmesinin içeriği şüpheli kadın ölümlerinin aslında erkekler tarafından işlenen cinayetler olduğunun ortaya çıkartılmasındaki en önemli yasal dayanaktır dedi.
Türkiye Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Yetersiz
Medyada hala cinsiyetçi bir dil kullanmaya devam edildiğini ama bu alışkanlıklardan vazgeçenlerin de olduğunu söyleyen Gazeteci Yazar Mine Söğüt kadın basın emekçisi olmanın kendisi için bir zorluk olmadığını çünkü çevresinin eşitlikçi bakış açısına sahip olduğunu ancak yine basın sektöründe çalışan ve ayrımcılığa maruz kalan kadınlar olduğunu söyledi. Söğüt 1980 sonrasında basında sendikalaşma ve örgütlenme olmadığı için sadece pandemi döneminde değil öncesinde de işsiz bırakılan basın emekçileri konusunda örgütlü bir mücadele olmadığının da altını çizdi.
Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkanı Av. Aslı Arıhan da Gelincik Merkezinin çalışmaları ve diğer kamu kuruluşları ile kurdukları işbirliklerini anlattı. 6284 sayılı kanunun içeriği ile ilgili detaylı bilgi veren Arıhan Hukukun eril bakış açısını da anlattı.
Yerel yönetimlerde kadın çalışmalarının nasıl olması gerektiğini yorumlayan ABB Kadın Danışma Merkezleri ve Sığınmaevi Şefi Şenay Yılmaz ise ABBnin yerel eşitlik eylem planı mor haritam uygulaması ve kadın kooperatiflerine verdikleri destekleri anlattı. Yılmaz yayına diğer illerden katılan kadın kooperatiflerine de süreçle ilgili bilgi verdi.
ABD Dış işleri Bakanlığı Uluslararası Cesur kadın ödülünün sahibi Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü kadına yönelik şiddetle mücadele ve Ailenin Korunması Kanununda yaşadıkları süreci anlattı. Güllü Kadına yönelik şiddetle mücadelede dünyadaki iyi örnek uygulamalarından bahsederken Türkiye'nin Kadına Yönelik Şiddetle mücadelede politika üretme konusunda uygulamada yetersiz olduğunu söyledi. Güllü Sivil toplum örgütlerinin silahı dilidir. Muhaliftir. Bu ülkede kimse kadınların öldürülmesinden mutlu değildir. Türkiye'yi şiddetten arınma gayretimizden tüm sivil toplum örgütleri ve gönüllülerle mücadele etmeye devam edeceğiz
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kurucusu ve Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ise platformu kurduklarında devletin kadın cinayetleri konusunda istatistik tutmadığını hatta devlet tarafından böyle bir kavramın kullanılmadığını belirtti. Bu ihtiyaçtan ötürü platformu kurduklarını anlatan Kav İstanbul Sözleşmesinin içeriği şüpheli kadın ölümlerinin aslında erkekler tarafından işlenen cinayetler olduğunun ortaya çıkartılmasındaki en önemli yasal dayanaktır dedi.
Türkiye Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Yetersiz
Medyada hala cinsiyetçi bir dil kullanmaya devam edildiğini ama bu alışkanlıklardan vazgeçenlerin de olduğunu söyleyen Gazeteci Yazar Mine Söğüt kadın basın emekçisi olmanın kendisi için bir zorluk olmadığını çünkü çevresinin eşitlikçi bakış açısına sahip olduğunu ancak yine basın sektöründe çalışan ve ayrımcılığa maruz kalan kadınlar olduğunu söyledi. Söğüt 1980 sonrasında basında sendikalaşma ve örgütlenme olmadığı için sadece pandemi döneminde değil öncesinde de işsiz bırakılan basın emekçileri konusunda örgütlü bir mücadele olmadığının da altını çizdi.
Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkanı Av. Aslı Arıhan da Gelincik Merkezinin çalışmaları ve diğer kamu kuruluşları ile kurdukları işbirliklerini anlattı. 6284 sayılı kanunun içeriği ile ilgili detaylı bilgi veren Arıhan Hukukun eril bakış açısını da anlattı.
Yerel yönetimlerde kadın çalışmalarının nasıl olması gerektiğini yorumlayan ABB Kadın Danışma Merkezleri ve Sığınmaevi Şefi Şenay Yılmaz ise ABBnin yerel eşitlik eylem planı mor haritam uygulaması ve kadın kooperatiflerine verdikleri destekleri anlattı. Yılmaz yayına diğer illerden katılan kadın kooperatiflerine de süreçle ilgili bilgi verdi.
ABD Dış işleri Bakanlığı Uluslararası Cesur kadın ödülünün sahibi Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü kadına yönelik şiddetle mücadele ve Ailenin Korunması Kanununda yaşadıkları süreci anlattı. Güllü Kadına yönelik şiddetle mücadelede dünyadaki iyi örnek uygulamalarından bahsederken Türkiye'nin Kadına Yönelik Şiddetle mücadelede politika üretme konusunda uygulamada yetersiz olduğunu söyledi. Güllü Sivil toplum örgütlerinin silahı dilidir. Muhaliftir. Bu ülkede kimse kadınların öldürülmesinden mutlu değildir. Türkiye'yi şiddetten arınma gayretimizden tüm sivil toplum örgütleri ve gönüllülerle mücadele etmeye devam edeceğiz
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kurucusu ve Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ise platformu kurduklarında devletin kadın cinayetleri konusunda istatistik tutmadığını hatta devlet tarafından böyle bir kavramın kullanılmadığını belirtti. Bu ihtiyaçtan ötürü platformu kurduklarını anlatan Kav İstanbul Sözleşmesinin içeriği şüpheli kadın ölümlerinin aslında erkekler tarafından işlenen cinayetler olduğunun ortaya çıkartılmasındaki en önemli yasal dayanaktır dedi.
Türkiye Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Yetersiz
Medyada hala cinsiyetçi bir dil kullanmaya devam edildiğini ama bu alışkanlıklardan vazgeçenlerin de olduğunu söyleyen Gazeteci Yazar Mine Söğüt kadın basın emekçisi olmanın kendisi için bir zorluk olmadığını çünkü çevresinin eşitlikçi bakış açısına sahip olduğunu ancak yine basın sektöründe çalışan ve ayrımcılığa maruz kalan kadınlar olduğunu söyledi. Söğüt 1980 sonrasında basında sendikalaşma ve örgütlenme olmadığı için sadece pandemi döneminde değil öncesinde de işsiz bırakılan basın emekçileri konusunda örgütlü bir mücadele olmadığının da altını çizdi.
Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkanı Av. Aslı Arıhan da Gelincik Merkezinin çalışmaları ve diğer kamu kuruluşları ile kurdukları işbirliklerini anlattı. 6284 sayılı kanunun içeriği ile ilgili detaylı bilgi veren Arıhan Hukukun eril bakış açısını da anlattı.
Yerel yönetimlerde kadın çalışmalarının nasıl olması gerektiğini yorumlayan ABB Kadın Danışma Merkezleri ve Sığınmaevi Şefi Şenay Yılmaz ise ABBnin yerel eşitlik eylem planı mor haritam uygulaması ve kadın kooperatiflerine verdikleri destekleri anlattı. Yılmaz yayına diğer illerden katılan kadın kooperatiflerine de süreçle ilgili bilgi verdi.
ABD Dış işleri Bakanlığı Uluslararası Cesur kadın ödülünün sahibi Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü kadına yönelik şiddetle mücadele ve Ailenin Korunması Kanununda yaşadıkları süreci anlattı. Güllü Kadına yönelik şiddetle mücadelede dünyadaki iyi örnek uygulamalarından bahsederken Türkiye'nin Kadına Yönelik Şiddetle mücadelede politika üretme konusunda uygulamada yetersiz olduğunu söyledi. Güllü Sivil toplum örgütlerinin silahı dilidir. Muhaliftir. Bu ülkede kimse kadınların öldürülmesinden mutlu değildir. Türkiye'yi şiddetten arınma gayretimizden tüm sivil toplum örgütleri ve gönüllülerle mücadele etmeye devam edeceğiz
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kurucusu ve Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ise platformu kurduklarında devletin kadın cinayetleri konusunda istatistik tutmadığını hatta devlet tarafından böyle bir kavramın kullanılmadığını belirtti. Bu ihtiyaçtan ötürü platformu kurduklarını anlatan Kav İstanbul Sözleşmesinin içeriği şüpheli kadın ölümlerinin aslında erkekler tarafından işlenen cinayetler olduğunun ortaya çıkartılmasındaki en önemli yasal dayanaktır dedi.
Türkiye Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Yetersiz
Medyada hala cinsiyetçi bir dil kullanmaya devam edildiğini ama bu alışkanlıklardan vazgeçenlerin de olduğunu söyleyen Gazeteci Yazar Mine Söğüt kadın basın emekçisi olmanın kendisi için bir zorluk olmadığını çünkü çevresinin eşitlikçi bakış açısına sahip olduğunu ancak yine basın sektöründe çalışan ve ayrımcılığa maruz kalan kadınlar olduğunu söyledi. Söğüt 1980 sonrasında basında sendikalaşma ve örgütlenme olmadığı için sadece pandemi döneminde değil öncesinde de işsiz bırakılan basın emekçileri konusunda örgütlü bir mücadele olmadığının da altını çizdi.
Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkanı Av. Aslı Arıhan da Gelincik Merkezinin çalışmaları ve diğer kamu kuruluşları ile kurdukları işbirliklerini anlattı. 6284 sayılı kanunun içeriği ile ilgili detaylı bilgi veren Arıhan Hukukun eril bakış açısını da anlattı.
Yerel yönetimlerde kadın çalışmalarının nasıl olması gerektiğini yorumlayan ABB Kadın Danışma Merkezleri ve Sığınmaevi Şefi Şenay Yılmaz ise ABBnin yerel eşitlik eylem planı mor haritam uygulaması ve kadın kooperatiflerine verdikleri destekleri anlattı. Yılmaz yayına diğer illerden katılan kadın kooperatiflerine de süreçle ilgili bilgi verdi.
ABD Dış işleri Bakanlığı Uluslararası Cesur kadın ödülünün sahibi Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü kadına yönelik şiddetle mücadele ve Ailenin Korunması Kanununda yaşadıkları süreci anlattı. Güllü Kadına yönelik şiddetle mücadelede dünyadaki iyi örnek uygulamalarından bahsederken Türkiye'nin Kadına Yönelik Şiddetle mücadelede politika üretme konusunda uygulamada yetersiz olduğunu söyledi. Güllü Sivil toplum örgütlerinin silahı dilidir. Muhaliftir. Bu ülkede kimse kadınların öldürülmesinden mutlu değildir. Türkiye'yi şiddetten arınma gayretimizden tüm sivil toplum örgütleri ve gönüllülerle mücadele etmeye devam edeceğiz
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kurucusu ve Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ise platformu kurduklarında devletin kadın cinayetleri konusunda istatistik tutmadığını hatta devlet tarafından böyle bir kavramın kullanılmadığını belirtti. Bu ihtiyaçtan ötürü platformu kurduklarını anlatan Kav İstanbul Sözleşmesinin içeriği şüpheli kadın ölümlerinin aslında erkekler tarafından işlenen cinayetler olduğunun ortaya çıkartılmasındaki en önemli yasal dayanaktır dedi.
Türkiye Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Yetersiz
Medyada hala cinsiyetçi bir dil kullanmaya devam edildiğini ama bu alışkanlıklardan vazgeçenlerin de olduğunu söyleyen Gazeteci Yazar Mine Söğüt kadın basın emekçisi olmanın kendisi için bir zorluk olmadığını çünkü çevresinin eşitlikçi bakış açısına sahip olduğunu ancak yine basın sektöründe çalışan ve ayrımcılığa maruz kalan kadınlar olduğunu söyledi. Söğüt 1980 sonrasında basında sendikalaşma ve örgütlenme olmadığı için sadece pandemi döneminde değil öncesinde de işsiz bırakılan basın emekçileri konusunda örgütlü bir mücadele olmadığının da altını çizdi.
Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkanı Av. Aslı Arıhan da Gelincik Merkezinin çalışmaları ve diğer kamu kuruluşları ile kurdukları işbirliklerini anlattı. 6284 sayılı kanunun içeriği ile ilgili detaylı bilgi veren Arıhan Hukukun eril bakış açısını da anlattı.
Yerel yönetimlerde kadın çalışmalarının nasıl olması gerektiğini yorumlayan ABB Kadın Danışma Merkezleri ve Sığınmaevi Şefi Şenay Yılmaz ise ABBnin yerel eşitlik eylem planı mor haritam uygulaması ve kadın kooperatiflerine verdikleri destekleri anlattı. Yılmaz yayına diğer illerden katılan kadın kooperatiflerine de süreçle ilgili bilgi verdi.