Medipol Pendik Üniversite Hastanesi'nden Diyetisyen Gizem Gençyürek, sahura kalkmadan oruç tutmanın bağışıklık sistemini savunmasız bırakabileceğine dikkati çekerek, "Bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak için, taze sebzelere ve meyvelere iftar ve sahur sofralarında mutlaka yer vermeliyiz" ifadelerinde bulundu.
14
Medipol'den yapılan açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Gençyürek, KOVİD-19 salgınında ihtiyaç duyulan güçlü bağışıklık sistemi için sahurda ve iftarda doğru beslenmenin önemine dikkati çekti. Gençyürek, "Sahur ve iftarda tüketeceğimiz besinler içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde çok daha önemli hale geldi. Ramazan ayı boyunca doğru beslenerek bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz." dedi.
Özellikle Ramazan ayında probiyotiklerden yoğurt ve kefir gibi besinlerin mutlaka tüketmesi gerektiğine vurgu yapan Gençyürek, "Et, yumurta, balık gibi kaliteli protein kaynakları beslenmemizde yer almalı. İyi C vitamini kaynağı olan kırmızı kapya biber, maydanoz, limon, portakal gibi besinleri sahur ve iftar sofralarına mutlaka eklemeliyiz." ifadesini kullandı.
"Bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak için, taze sebzelere ve meyvelere iftar ve sahur sofralarında mutlaka yer vermeliyiz. Zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı, fındık, badem, ceviz gibi sağlıklı yağ kaynaklarını tüketmeliyiz. Hazır paketli gıdalar, sofra şekeri, hamur işleri, asitli içecekler gibi basit karbonhidrat kaynaklarından uzak durmalıyız ve tam tahıllı kompleks karbonhidrat kaynaklarına yönelmeliyiz. İftarla sahur arasında 2 litre su tüketimini tamamlayıp, uyku düzenimize önem vermeliyiz."
Yemek ve salatalara ekstra tuz koymamak için tuzlukların sofralardan kaldırılması uyarısında bulunan Gençyürek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Özellikle Ramazan ayında turşu, şalgam suyu gibi sodyum içeriği yüksek besinler ile aşırı baharatlı ve acı yiyecek/içeceklerden uzak durmalıyız. Sahurda, reçel, bal, şekerli içecekler, ekstra şeker içeren komposto/hoşaf gibi besinlerden ve fazla porsiyonda meyve tüketiminden kaçınmalıyız. İftarla sahur arasında en az 10 bardak su tüketimi sağlamalıyız. İftar ve sahurda aşırı yağlı yiyeceklerden kaçınmalıyız."
Gençyürek, gün içinde iftara kadar tok tutacak besinlere ilişkin olarak "Süt, az tuzlu/tuzsuz peynir, yoğurt gibi kaliteli protein kaynakları ile çiğ fındık/badem, ceviz gibi yağlı tohumlar tok tutucu özellikleriyle mutlaka sahur sofralarında yer almalı. Beyaz ekmek, pide, makarna, pirinç pilavı gibi çabuk acıkmaya neden olabilecek basit karbonhidrat kaynakları yerine tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği gibi tokluk sağlayıcı besinler tüketilmeli." değerlendirmesinde bulundu.
24
Medipol'den yapılan açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Gençyürek, KOVİD-19 salgınında ihtiyaç duyulan güçlü bağışıklık sistemi için sahurda ve iftarda doğru beslenmenin önemine dikkati çekti. Gençyürek, "Sahur ve iftarda tüketeceğimiz besinler içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde çok daha önemli hale geldi. Ramazan ayı boyunca doğru beslenerek bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz." dedi.
Özellikle Ramazan ayında probiyotiklerden yoğurt ve kefir gibi besinlerin mutlaka tüketmesi gerektiğine vurgu yapan Gençyürek, "Et, yumurta, balık gibi kaliteli protein kaynakları beslenmemizde yer almalı. İyi C vitamini kaynağı olan kırmızı kapya biber, maydanoz, limon, portakal gibi besinleri sahur ve iftar sofralarına mutlaka eklemeliyiz." ifadesini kullandı.
"Bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak için, taze sebzelere ve meyvelere iftar ve sahur sofralarında mutlaka yer vermeliyiz. Zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı, fındık, badem, ceviz gibi sağlıklı yağ kaynaklarını tüketmeliyiz. Hazır paketli gıdalar, sofra şekeri, hamur işleri, asitli içecekler gibi basit karbonhidrat kaynaklarından uzak durmalıyız ve tam tahıllı kompleks karbonhidrat kaynaklarına yönelmeliyiz. İftarla sahur arasında 2 litre su tüketimini tamamlayıp, uyku düzenimize önem vermeliyiz."
Yemek ve salatalara ekstra tuz koymamak için tuzlukların sofralardan kaldırılması uyarısında bulunan Gençyürek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Özellikle Ramazan ayında turşu, şalgam suyu gibi sodyum içeriği yüksek besinler ile aşırı baharatlı ve acı yiyecek/içeceklerden uzak durmalıyız. Sahurda, reçel, bal, şekerli içecekler, ekstra şeker içeren komposto/hoşaf gibi besinlerden ve fazla porsiyonda meyve tüketiminden kaçınmalıyız. İftarla sahur arasında en az 10 bardak su tüketimi sağlamalıyız. İftar ve sahurda aşırı yağlı yiyeceklerden kaçınmalıyız."
Gençyürek, gün içinde iftara kadar tok tutacak besinlere ilişkin olarak "Süt, az tuzlu/tuzsuz peynir, yoğurt gibi kaliteli protein kaynakları ile çiğ fındık/badem, ceviz gibi yağlı tohumlar tok tutucu özellikleriyle mutlaka sahur sofralarında yer almalı. Beyaz ekmek, pide, makarna, pirinç pilavı gibi çabuk acıkmaya neden olabilecek basit karbonhidrat kaynakları yerine tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği gibi tokluk sağlayıcı besinler tüketilmeli." değerlendirmesinde bulundu.
34
Medipol'den yapılan açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Gençyürek, KOVİD-19 salgınında ihtiyaç duyulan güçlü bağışıklık sistemi için sahurda ve iftarda doğru beslenmenin önemine dikkati çekti. Gençyürek, "Sahur ve iftarda tüketeceğimiz besinler içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde çok daha önemli hale geldi. Ramazan ayı boyunca doğru beslenerek bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz." dedi.
Özellikle Ramazan ayında probiyotiklerden yoğurt ve kefir gibi besinlerin mutlaka tüketmesi gerektiğine vurgu yapan Gençyürek, "Et, yumurta, balık gibi kaliteli protein kaynakları beslenmemizde yer almalı. İyi C vitamini kaynağı olan kırmızı kapya biber, maydanoz, limon, portakal gibi besinleri sahur ve iftar sofralarına mutlaka eklemeliyiz." ifadesini kullandı.
"Bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak için, taze sebzelere ve meyvelere iftar ve sahur sofralarında mutlaka yer vermeliyiz. Zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı, fındık, badem, ceviz gibi sağlıklı yağ kaynaklarını tüketmeliyiz. Hazır paketli gıdalar, sofra şekeri, hamur işleri, asitli içecekler gibi basit karbonhidrat kaynaklarından uzak durmalıyız ve tam tahıllı kompleks karbonhidrat kaynaklarına yönelmeliyiz. İftarla sahur arasında 2 litre su tüketimini tamamlayıp, uyku düzenimize önem vermeliyiz."
Yemek ve salatalara ekstra tuz koymamak için tuzlukların sofralardan kaldırılması uyarısında bulunan Gençyürek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Özellikle Ramazan ayında turşu, şalgam suyu gibi sodyum içeriği yüksek besinler ile aşırı baharatlı ve acı yiyecek/içeceklerden uzak durmalıyız. Sahurda, reçel, bal, şekerli içecekler, ekstra şeker içeren komposto/hoşaf gibi besinlerden ve fazla porsiyonda meyve tüketiminden kaçınmalıyız. İftarla sahur arasında en az 10 bardak su tüketimi sağlamalıyız. İftar ve sahurda aşırı yağlı yiyeceklerden kaçınmalıyız."
Gençyürek, gün içinde iftara kadar tok tutacak besinlere ilişkin olarak "Süt, az tuzlu/tuzsuz peynir, yoğurt gibi kaliteli protein kaynakları ile çiğ fındık/badem, ceviz gibi yağlı tohumlar tok tutucu özellikleriyle mutlaka sahur sofralarında yer almalı. Beyaz ekmek, pide, makarna, pirinç pilavı gibi çabuk acıkmaya neden olabilecek basit karbonhidrat kaynakları yerine tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği gibi tokluk sağlayıcı besinler tüketilmeli." değerlendirmesinde bulundu.
44
Medipol'den yapılan açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Gençyürek, KOVİD-19 salgınında ihtiyaç duyulan güçlü bağışıklık sistemi için sahurda ve iftarda doğru beslenmenin önemine dikkati çekti. Gençyürek, "Sahur ve iftarda tüketeceğimiz besinler içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde çok daha önemli hale geldi. Ramazan ayı boyunca doğru beslenerek bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz." dedi.
Özellikle Ramazan ayında probiyotiklerden yoğurt ve kefir gibi besinlerin mutlaka tüketmesi gerektiğine vurgu yapan Gençyürek, "Et, yumurta, balık gibi kaliteli protein kaynakları beslenmemizde yer almalı. İyi C vitamini kaynağı olan kırmızı kapya biber, maydanoz, limon, portakal gibi besinleri sahur ve iftar sofralarına mutlaka eklemeliyiz." ifadesini kullandı.
"Bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak için, taze sebzelere ve meyvelere iftar ve sahur sofralarında mutlaka yer vermeliyiz. Zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı, fındık, badem, ceviz gibi sağlıklı yağ kaynaklarını tüketmeliyiz. Hazır paketli gıdalar, sofra şekeri, hamur işleri, asitli içecekler gibi basit karbonhidrat kaynaklarından uzak durmalıyız ve tam tahıllı kompleks karbonhidrat kaynaklarına yönelmeliyiz. İftarla sahur arasında 2 litre su tüketimini tamamlayıp, uyku düzenimize önem vermeliyiz."
Yemek ve salatalara ekstra tuz koymamak için tuzlukların sofralardan kaldırılması uyarısında bulunan Gençyürek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Özellikle Ramazan ayında turşu, şalgam suyu gibi sodyum içeriği yüksek besinler ile aşırı baharatlı ve acı yiyecek/içeceklerden uzak durmalıyız. Sahurda, reçel, bal, şekerli içecekler, ekstra şeker içeren komposto/hoşaf gibi besinlerden ve fazla porsiyonda meyve tüketiminden kaçınmalıyız. İftarla sahur arasında en az 10 bardak su tüketimi sağlamalıyız. İftar ve sahurda aşırı yağlı yiyeceklerden kaçınmalıyız."
Gençyürek, gün içinde iftara kadar tok tutacak besinlere ilişkin olarak "Süt, az tuzlu/tuzsuz peynir, yoğurt gibi kaliteli protein kaynakları ile çiğ fındık/badem, ceviz gibi yağlı tohumlar tok tutucu özellikleriyle mutlaka sahur sofralarında yer almalı. Beyaz ekmek, pide, makarna, pirinç pilavı gibi çabuk acıkmaya neden olabilecek basit karbonhidrat kaynakları yerine tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği gibi tokluk sağlayıcı besinler tüketilmeli." değerlendirmesinde bulundu.