Namazgah Restore Edildi! Amaç Uğurlama Geleneğini Tekrar Yaşatmak!

SALİH BARAN - Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyonu tamamlanan Hacılarezanı Namazgahı'nda, uzun yıllar devam eden ancak günümüzde unutulmaya yüz tutan hacca ve umreye gideceklerin uğurlanması geleneği yeniden hayat bulacak.

Edirne'den hac ve umreye gidenlerin kurban kesilerek uğurlandığı Hacılarezanı Namazgahı'nda, bir süre önce Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyon ve çevre düzenlemesi çalışması başlatıldı.

Restorasyon sonrası yeniden ibadete açılan ve yarım asır öncesine kadar kutsal topraklara gideceklerin uğurlanma yeri olarak kullanılan İstanbul yolundaki namazgahta, unutulmaya yüz tutan geleneğin sürdürülmesi için de harekete geçildi.

Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy, AA muhabirine, kitabesine göre 1799 yılında Ahmet Ağa tarafından yaptırılan kare planlı, baldaken tarzda inşa edilen namazgah ve çeşmesinin, geçen yıl Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyona alındığını söyledi.

Restorasyonu tamamlanan namazgah ve çevresinde pek çok işlemin yapıldığını anlatan Ersoy, "Dua kubbesinde araştırma raspası yapılmış, çimento sıvalar temizlenmiş, kubbe üzerindeki çimento tabaka kaldırılarak kurşun kaplama yapılmış, yarım mermer alem tamamlanmış, taş sütunlarda eksikleri olan taşlar çürütülerek kaplaması yapılmıştır." dedi.

Ersoy, çeşme ve namazgahın temizliğinin yapılarak derzlerinin yenilendiğini ifade etti.

Namazgahın beton gergi elemanlarının çelik miller ile değiştirilip üzerine ahşap kaplama yapıldığını aktaran Ersoy, "Kubbe altı zemindeki imitasyon tuğlalar sökülmüş, yağmur suyunun birikmesi nedeniyle zemin kotu yükseltilmiş, kubbe altına tuğla, çeşme-namazgah arasına traverten taş kaplama yapılmış, çeşme-namazgah arasındaki bordürler sökülerek kotu yükseltilip yeniden döşenmiş, eksik kısımları yeni taşlarla tamamlanmış ve bahçeye kot ayarlaması yapılmıştır." diye konuştu.

Ersoy, çeşmenin kullanılır hale getirilmesinin yanında bölgeye çocuk parkı ve yürüyüş yollarının da yapıldığını dile getirdi.

Namazgahın aslına uygun bir işlevle naif bir geleneğin sürdürüleceği bir yer olacağının altını çizen Ersoy, şunları kaydetti:

"Edirne'nin İstanbul yönünde bulunan bu alan, her ne kadar bugün şehir içinde kalmışsa da evvelce şehrin dışında bulunmaktaydı. Edirne'den yola çıkacak hacı adayları yolculuğa başlamadan önce burada toplanır, ezan okurlar ve kurban keserlerdi. Naif bir gelenek olan hacıların yolcu edilmesi ve karşılanmasının nadide örneklerinden birisi durumundaki Edirne Namazgahı ve Çeşmesi'nin faaliyete geçmesiyle, bundan böyle hacca ve umre ziyaretine gidecek kişilerin buradan uğurlanıp karşılanması sağlanacak. Unutulmaya yüz tutmuş bir Edirne geleneği yeniden yaşatılmış ve hiç kuşkusuz Edirne'nin manevi zenginliklerinden biri daha gün yüzüne çıkarılmış olacak."

SALİH BARAN - Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyonu tamamlanan Hacılarezanı Namazgahı'nda, uzun yıllar devam eden ancak günümüzde unutulmaya yüz tutan hacca ve umreye gideceklerin uğurlanması geleneği yeniden hayat bulacak.

Edirne'den hac ve umreye gidenlerin kurban kesilerek uğurlandığı Hacılarezanı Namazgahı'nda, bir süre önce Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyon ve çevre düzenlemesi çalışması başlatıldı.

Restorasyon sonrası yeniden ibadete açılan ve yarım asır öncesine kadar kutsal topraklara gideceklerin uğurlanma yeri olarak kullanılan İstanbul yolundaki namazgahta, unutulmaya yüz tutan geleneğin sürdürülmesi için de harekete geçildi.

Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy, AA muhabirine, kitabesine göre 1799 yılında Ahmet Ağa tarafından yaptırılan kare planlı, baldaken tarzda inşa edilen namazgah ve çeşmesinin, geçen yıl Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyona alındığını söyledi.

Restorasyonu tamamlanan namazgah ve çevresinde pek çok işlemin yapıldığını anlatan Ersoy, "Dua kubbesinde araştırma raspası yapılmış, çimento sıvalar temizlenmiş, kubbe üzerindeki çimento tabaka kaldırılarak kurşun kaplama yapılmış, yarım mermer alem tamamlanmış, taş sütunlarda eksikleri olan taşlar çürütülerek kaplaması yapılmıştır." dedi.

Ersoy, çeşme ve namazgahın temizliğinin yapılarak derzlerinin yenilendiğini ifade etti.

Namazgahın beton gergi elemanlarının çelik miller ile değiştirilip üzerine ahşap kaplama yapıldığını aktaran Ersoy, "Kubbe altı zemindeki imitasyon tuğlalar sökülmüş, yağmur suyunun birikmesi nedeniyle zemin kotu yükseltilmiş, kubbe altına tuğla, çeşme-namazgah arasına traverten taş kaplama yapılmış, çeşme-namazgah arasındaki bordürler sökülerek kotu yükseltilip yeniden döşenmiş, eksik kısımları yeni taşlarla tamamlanmış ve bahçeye kot ayarlaması yapılmıştır." diye konuştu.

Ersoy, çeşmenin kullanılır hale getirilmesinin yanında bölgeye çocuk parkı ve yürüyüş yollarının da yapıldığını dile getirdi.

Namazgahın aslına uygun bir işlevle naif bir geleneğin sürdürüleceği bir yer olacağının altını çizen Ersoy, şunları kaydetti:

"Edirne'nin İstanbul yönünde bulunan bu alan, her ne kadar bugün şehir içinde kalmışsa da evvelce şehrin dışında bulunmaktaydı. Edirne'den yola çıkacak hacı adayları yolculuğa başlamadan önce burada toplanır, ezan okurlar ve kurban keserlerdi. Naif bir gelenek olan hacıların yolcu edilmesi ve karşılanmasının nadide örneklerinden birisi durumundaki Edirne Namazgahı ve Çeşmesi'nin faaliyete geçmesiyle, bundan böyle hacca ve umre ziyaretine gidecek kişilerin buradan uğurlanıp karşılanması sağlanacak. Unutulmaya yüz tutmuş bir Edirne geleneği yeniden yaşatılmış ve hiç kuşkusuz Edirne'nin manevi zenginliklerinden biri daha gün yüzüne çıkarılmış olacak."

SALİH BARAN - Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyonu tamamlanan Hacılarezanı Namazgahı'nda, uzun yıllar devam eden ancak günümüzde unutulmaya yüz tutan hacca ve umreye gideceklerin uğurlanması geleneği yeniden hayat bulacak.

Edirne'den hac ve umreye gidenlerin kurban kesilerek uğurlandığı Hacılarezanı Namazgahı'nda, bir süre önce Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyon ve çevre düzenlemesi çalışması başlatıldı.

Restorasyon sonrası yeniden ibadete açılan ve yarım asır öncesine kadar kutsal topraklara gideceklerin uğurlanma yeri olarak kullanılan İstanbul yolundaki namazgahta, unutulmaya yüz tutan geleneğin sürdürülmesi için de harekete geçildi.

Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy, AA muhabirine, kitabesine göre 1799 yılında Ahmet Ağa tarafından yaptırılan kare planlı, baldaken tarzda inşa edilen namazgah ve çeşmesinin, geçen yıl Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyona alındığını söyledi.

Restorasyonu tamamlanan namazgah ve çevresinde pek çok işlemin yapıldığını anlatan Ersoy, "Dua kubbesinde araştırma raspası yapılmış, çimento sıvalar temizlenmiş, kubbe üzerindeki çimento tabaka kaldırılarak kurşun kaplama yapılmış, yarım mermer alem tamamlanmış, taş sütunlarda eksikleri olan taşlar çürütülerek kaplaması yapılmıştır." dedi.

Ersoy, çeşme ve namazgahın temizliğinin yapılarak derzlerinin yenilendiğini ifade etti.

Namazgahın beton gergi elemanlarının çelik miller ile değiştirilip üzerine ahşap kaplama yapıldığını aktaran Ersoy, "Kubbe altı zemindeki imitasyon tuğlalar sökülmüş, yağmur suyunun birikmesi nedeniyle zemin kotu yükseltilmiş, kubbe altına tuğla, çeşme-namazgah arasına traverten taş kaplama yapılmış, çeşme-namazgah arasındaki bordürler sökülerek kotu yükseltilip yeniden döşenmiş, eksik kısımları yeni taşlarla tamamlanmış ve bahçeye kot ayarlaması yapılmıştır." diye konuştu.

Ersoy, çeşmenin kullanılır hale getirilmesinin yanında bölgeye çocuk parkı ve yürüyüş yollarının da yapıldığını dile getirdi.

Namazgahın aslına uygun bir işlevle naif bir geleneğin sürdürüleceği bir yer olacağının altını çizen Ersoy, şunları kaydetti:

"Edirne'nin İstanbul yönünde bulunan bu alan, her ne kadar bugün şehir içinde kalmışsa da evvelce şehrin dışında bulunmaktaydı. Edirne'den yola çıkacak hacı adayları yolculuğa başlamadan önce burada toplanır, ezan okurlar ve kurban keserlerdi. Naif bir gelenek olan hacıların yolcu edilmesi ve karşılanmasının nadide örneklerinden birisi durumundaki Edirne Namazgahı ve Çeşmesi'nin faaliyete geçmesiyle, bundan böyle hacca ve umre ziyaretine gidecek kişilerin buradan uğurlanıp karşılanması sağlanacak. Unutulmaya yüz tutmuş bir Edirne geleneği yeniden yaşatılmış ve hiç kuşkusuz Edirne'nin manevi zenginliklerinden biri daha gün yüzüne çıkarılmış olacak."