Ankara’nın Keçiören ilçesine bulunan Aleybey Kalesi, Ankara’nın tarihi dokularından biri olmaya devam ediyor. Yılların vermiş olduğu yorgunlukla her gün Ankara’yı seyreden Alaybey Kalesi’nin hikayesi ise yüreklere dokundu, yürekleri dağladı! Peki, neler oluyor?
Devamı İçin Diğer Sayfaya Geçiniz!
Bir kaynağa geçen bilgiye göre; “Beldenin Dikmen mevkiinde kale kalıntıları bulunmaktadır. İşte bu kale, efsane odur ki, Alaybeyi'nin hüküm sürdüğü kaledir. Çok çok evvelden, koca çınarlar tohumken, bu yöreden bir adam askere gider. Yıllarca dönmez unutulur oralarda. Padişahın sağ kolu olur ve Alaybeyi unvanını alır. Başarısından dolayı padişah “oğlum sana mükafat olarak ne verelim, ne vermemizi istersin” der, O da cevap olarak 'Bana Çerkes Yolu'ndan üstünü verseniz yeter' der. Komutanı da 'oğlum oranın etrafını ne kadar zamanda dolaşabilirsin' der. O da 'bir sigara içene kadar' der ve oraların sahibi olur. Hak ettiği topraklarda hüküm sürmeye başlar...” hikayesi anlatıldı. Devamında ise milyonları şok etti.
Devamı İçin Diğer Sayfaya Geçiniz!
Kaynakta; “Hem de kalesinde bir alay askeri vardır. Artık askerlik hayatı bilmiştir ve sefa sürmeye başlar... Sohbetler, eğlenceler derken koca serveti eritmeye başlar. Bir gün kale önünden bir çoban geçer. O varlıklı Alaybeyi'nin sadece ala danası kalmıştır. Artık geçim sıkıntısının tadına da bakmıştır Alaybeyi. Karısı da alışmıştır bu duruma. Ekmek pişirmeyi öğrenmiştir. Alaybeyinden ekmek pişirmek için un almasını ister. Alaybeyi hiç parası olmadığı için şehre üzerinde gittiği kıratı satar ve eve unu götürür. Bir türkü yakar “Neler geldi geçti felekten, duyulmadı kıratta geçti elekten'. Karısı bunu duyunca kıratın satıldığını anlar ve hemen boğazındaki dizge altınları çıkarıp Alaybeye verir. 'Git hemen kıratı getir' der” sözleri geçiyor. Buradan da anlaşılıyor ki, Alaybey Kalesinin isminin hikayesinin hüzünlü olduğu görüldü.
Devamı İçin Diğer Sayfaya Geçiniz!