Kaybedilen sıvıyla birlikte mineral tuzlar veya elektrolitler, özellikle sodyum ve potasyum dengesinde bozukluklar oluşuyor. Kaybedilen suyun yerine konulmaması vücutta ciddi problemlere yol açabiliyor. Özellikle yaz aylarında fark etmeden gelişebilen, aşırı terleme ve yetersiz sıvı alımı ile görülebilen dehidrasyona çok dikkat edilmesi gerekiyor. Memorial Şişli Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Yeliz Zıhlı Kızak, dehidratasyon hakkında bilgi verdi.
Vücut gün boyu 2,5 litre su kaybediyor
Yetişkin bir insanın vücut ağırlığının yaklaşık %65’i sudan meydana gelir. Su, hücrelerin içinde, kan damarlarının içinde ve hücreler arasında bulunur. Normal şartlar altında vücut günde yaklaşık 2-2,5 litre su kaybeder ve bu miktarın tekrar vücuda girmesi gerekir. Su vücudu sıklıkla ter, idrar ve dışkı yolu ile terk eder. Bu kayıplar günlük olarak yeteri kadar sıvı tüketimi ile telafi edilemezse dehidratasyon meydana gelir ve vücut normal fonksiyonlarını yerine getiremez.
Dehidratasyon kaybedilen sıvının miktarına göre hafif, orta ve şiddetli olmak üzere 3 gruba ayrılır. Hafif dehidratasyon yaygındır ve genellikle gün boyunca yetersiz sıvı alımından kaynaklanır. Çocuklarda ishale bağlı dehidratasyonu sık görülmektedir. Şiddetli dehidratasyonda sudan daha fazla sodyum kaybedilir. Bu tip dehidratasyonda hiponatremi gelişebilir. Hiponatremi kandaki sodyum oranının 135 mEq/ L'den düşük olmasıdır.
Dehidratasyonun birçok nedeni bulunuyor
Yetersiz beslenme ve yetersiz sıvı alımı: Sağlıklı bir kişinin günlük ortalama 2-2,5 litre su tüketmesi gerekir. Bu miktar yaş, kilo ve günlük fiziksel aktiviteye bağlı olarak değişiklik gösterir. Kişinin günlük ihtiyacı kadar su tüketmemesi dehidratasyon ile sonuçlanabilir.
Kusma ve ishal: Bazı hastalıklara bağlı olarak gelişen şiddetli bir şekilde ortaya çıkan akut veya uzun süren kronik ishaller, özellikle kusma da eşlik ediyorsa çok fazla su ve elektrolit kaybına neden olabilmektedir. Bu iki rahatsızlık ayrı ayrı da dehidratasyona sebep olabilmektedir. İshal bakteri, virüs veya parazit kaynaklı olabilmektedir. Bebeklerde, çocuklarda, yaşlılarda ve yeme bozukluğu (örneğin bulimia) olan kişilerde kusma nedeniyle dehidratasyon riski daha yüksektir.
Aşırı terleme: Ter ve terleme, vücudun ısı, nem ve fiziksel aktivite durumlarında kullandığı bir soğutma mekanizmasıdır. Yüksek hava sıcaklıkları ter yolu ile sıvı kaybına neden olmaktadır. Hipertiroidi gibi bazı kronik hastalıklar ve yoğun egzersize bağlı olarak da fazla terlenmesi eğer yeterli sıvı tüketilmezse dehidratasyona eğilim yaratır. Çok sıcak bölgelerde yaşayan ve güneş altında durmak zorunda olanlar da dehidratasyon açısından risk altındadır.
Yüksek ateş: Ateşin 38 derecenin üzerinde seyrettiği hastalıklarda sıvı kaybı görülebilir ve sıvı açığının yerine konmaması dehidratasyona neden olur. Güneş yanıkları da sıvı kaybına neden oldukları için dehidratasyon sebebidir.
Diyabet: Kan şeker seviyeleri yüksek seyrettiğinde böbrekler şekeri vücuttan atmak için idrar miktarını artırarak sıvı kaybına neden olur.
Böbrek hastalıkları: Böbreklerin su tutma özelliğini kaybetmesine neden olan günlük idrar miktarının arttığı hastalıklarda yeterli sıvı desteği sağlanmazsa dehidratasyon görülebilmektedir.
Şiddetli dehidratasyon yaşamı tehdit ediyor
Dehidratasyon sonucu ortaya çıkan belirtiler, sıvı kaybı şiddetine göre değişiklik gösterir. Hafif dehidratasyonda halsizlik, yorgunluk, ağız kuruluğu, susama hissi, cilt kuruluğu, idrar miktarında azalma, kabızlık gözlenmektedir. Şiddetli dehidratasyon vakalarında genel durum bozukluğu, bilinç bulanıklığı, kan basıncında düşme, gözlerde kararma, baş dönmesi, baş ağrısı ve çarpıntı gibi yakınmalar gelişir. Şiddetli dehidratasyon yaşamı tehdit eden ciddi bir acil durumdur.
Dehidratasyon derecesi ve nedenine göre tedavi şekillendiriliyor
Amaç kaybedilen sıvı ve elektrolitlerin yerine konulmasıdır. Hafif ve orta derecedeki dehidratasyonun tedavisinde hastaların yeterli miktarda sıvı alması sağlanır. İshal, kusma ve böbrekler yolu ile aşırı sıvı kaybı olan vakalarda ağızdan verilen sıvı yetersiz kalıp, damar yolu ile elektrolit içeren sıvılar verilir. Bayılma, bilinç kaybı veya diğer ciddi bulgularla seyreden şiddetli dehidratasyon vakalarında acil müdahale gereklidir. Hastaların elektrolit durumunun da değerlendirilmesiyle sıvı eksikliği damar yolu ile dengeli elektrolit içeren sıvılar kullanılarak yerine konulur.
Bebekler, çocuklar ve ileri yaşlılar risk altında
Dehidratasyon herkesin başına gelebilir ama bazı insanlar daha yüksek risk altındadır. En çok risk altında olanlar şunlardır; Susama hissine verdikleri tepkiler veya suya erişme konusundaki yetersizlikleri sebebiyle bebekler, çocuklar ve ileri yaşlılar, Yüksek irtifalarda yaşayan insanlar,Özellikle maraton, triatlon ve bisiklet turnuvaları gibi dayanıklılık sporları yapan sporcular,Diyabet, böbrek hastalığı, kistik fibroz, alkolizm ve adrenal bez bozuklukları gibi kronik hastalıkları olan kişiler dehidratasyon açısından daha fazla risk altındadır.