Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları / Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Doç. Dr. Sare Güntülü Şık, hava sıcaklıklarının günden güne arttığı bu günlerde çocuklarda güneş çarpmasına çok sık rastlandığını belirterek, “Bu nedenle özellikle güneş ışınlarının en dik geldiği 11.00-15.00 saatleri arasında çocukları güneşe çıkarmaktan mutlaka kaçınılmalı. Besin hijyenine çok dikkat edilmeli, çocuğun bol sıvı tüketmesi sağlanmalı ve ince bol giysiler tercih edilmelidir.” diyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları / Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Doç. Dr. Sare Güntülü Şık, çocukları yaz aylarında bekleyen 5 tehlikeyi anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
GÜNEŞ ÇARPMASI
Uzun süre yüksek sıcağa maruz kalma sonucu oluşan yorgunluk ve bitkinlik hali güneş çarpması olarak tanımlanıyor. Bu tabloda çocukta; ateş, halsizlik, solukluk, baş ağrısı, baş dönmesi, uyku hali, kusma ve bilinç değişikliği görülebiliyor. Doç. Dr. Sare Güntülü Şık, sıcak çarpmasında çocuğun mutlaka gölge ve serin bir yere alınması gerektiğini vurgulayarak, “Ardından kıyafetlerini çıkarmalı ve vücudunu ıslak bezle soğutmalısınız. Bilinci açıksa ve içebilecekse su vermeniz de çok önemli. Eğer uyuklama hali, bilinç değişikliği veya ateş nedeniyle ortaya çıkan havale durumu varsa, acil olarak en yakın hastaneye götürmelisiniz” diyor.
Nasıl korumalı?
Çocuğunuzun susamasını beklemeden bol sıvı tüketmesini sağlayın. Güneşin en yoğun olduğu 11.00-15.00 saatleri arasında güneşe çıkarmayın Özellikle güneşin en etkili olduğu öğle saatlerinde ince, pamuklu ve açık renkli giysileri tercih edin. Başını güneşten korumak için mutlaka şapka kullanın. Sık sık ılık duş aldırın ve uzun süre güneş altında kalmamasına dikkat edin.
GÜNEŞ YANIKLARI
Uzun süre güneş altında kalmak ciltte hasara ve yanıklara neden olabiliyor. Hafif yanıklarda (1.derece) ciltte kızarıklık, hassasiyet ve ağrı gelişiyor. Bu durumda ağrı kesiciler, nemlendiriciler ve bol sıvı tüketimi yeterli oluyor. Daha ağır yanıklarda ise ciddi su toplanması sonucu su kesecikleri, ateş, bulantı, kusma ve yanık alanında şişme, tabloya eklenebiliyor. Doç. Dr. Sare Güntülü Şık, bu durumda dehidratasyona (sıvı kaybı) bağlı elektrolit dengesizliği ve havale gelişebileceği için en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiği uyarısında bulunuyor.
Nasıl korumalı?
Güneşin en yoğun olduğu 11.00-15.00 saatleri arasında güneşten uzak tutun. Yüksek koruma faktörlü (+50 faktör) güneş kremlerini tercih edin. Güneş kremlerini güneşe çıkmadan 20-30 dakika önce sürün ve bu işlemi her 2 saatte bir tekrarlayın. Güneşin göze zararlı etki yapmaması için geniş kenarlı şapka ve güneş gözlükleri kullanın.
SİNEK VE BÖCEK ISIRIKLARI
Sinek ve böcek ısırıkları ciltte kızarıklık, kaşıntılı kabarcıklar ve ağrı gibi yakınmalara yol açsa da genellikle şikayetler kısa sürede geçiyor. Ancak alerjik çocuklarda daha ağır seyredebiliyor. Özellikle arı sokması alerjik yapılı çocuklarda anafilaksi denilen şok tablosuna neden olarak hayatı tehdit edebiliyor. Alerjik bir reaksiyon yoksa böcek ısırmalarında genellikle ilkyardım tedavisinin yeterli geldiğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları / Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Doç. Dr. Sare Güntülü Şık, “Isırılan bölgeyi enfeksiyon riskine karşı su ve sabunla yıkayın.
Yapacağınız buz uygulaması da ağrı ile kaşıntının azalmasını sağlayacaktır. Arı sokmasında da yapmanız gereken ilk şey, zehrin yayılmasını önlemek için iğnesini çıkarmak olmalı. Ancak iğneyi cildini sıkarak çıkarmayın, zira daha fazla zehir vücuda yayılabilir. Kene ısırıklarında ise hiçbir müdahalede bulunmadan mümkün olan en kısa sürede doktora başvurmanız çok önemli” uyarısında bulunuyor.
Nasıl korumalı?
Kapı ve pencerelerde tül sineklikler, yatakta cibinlik ve bebek arabaları için koruyucu tüller kullanın. Sinek ve böcekler vücuduna girebileceği için açık havada kısa kollu ve kısa paçalı kıyafetler giydirmeyin. Arıların ilgilerini çekebilecek pembe, sarı ve kırmızı gibi çiçekleri andıran renkte ve çiçekli giysilerden kaçının. Cildine doğal içerikli koruyucular sürün. Çiçek kokusu yayabilecek krem veya kolonya sürmeyin.
BESİN ZEHİRLENMESİ
Besin zehirlenmeleri bakteri, virüs, toksin veya kimyasal içeren gıdaların tüketimi sonucu oluşan ve çocuklarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir tablodur. Besin alımının ardından 6 -24 saat içinde kusma, ishal bulantı, karın ağrısı, iştahsızlık, yorgunluk ve halsizlik yakınmalarıyla ortaya çıkabiliyor. Çoğu kendiliğinden iyileşirken, ağır zehirlenmelerde ise (özellikle ağır sıvı kaybı- dehidratasyonun eşlik ettiği) en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gerekiyor.
Nasıl korumalı?
Beklemiş, açıkta bırakılmış yiyeceklerden uzak durun. Güvenilmeyen yerlerden et ve et ürünleri ile süt ve süt ürünleri almayın. Dışarıda yiyecekseniz hijyen kurallarına uyum sağlayan mekanları tercih edin. Kırmızı et, tavuk, balık, süt ve süt ürünleri gibi kolay bozulabilen riskli besinleri uygun süre ve sıcaklıkta pişirin, pişmiş yemekleri oda sıcaklığında 1 saatten fazla bekletmeyin.
İyi yıkanmamış sebze ve meyveleri, temiz olmayan içme sularını ve pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerini tüketmeyin. Dondurulmuş besinleri, çözdürmek için bir gün öncesinden buzdolabına alarak 0-4°C aralığında veya mikrodalga fırınlarda çözdürün ve çözdürdüğünüz besinleri tekrar dondurmayın. Buzdolabından çıkararak ısıttığınız bir yiyeceği, yeniden buzdolabına geri koyup tekrar ısıtmayın.
YAZ İSHALLERİ
Çocuklarda sık karşılaşılan yaz ishallerine temiz olmayan havuz veya deniz suyunun yutulması, uygun koşullarda temizlenmeyen veya saklanmayan gıdaların tüketilmesi, kirli su veya kirli suyla yıkanan gıdalar ile sinek veya böcekle temas eden gıdalar neden olabiliyor. Sulu dışkıya; bulantı, kusma, karın ağrısı ve halsizlik eşlik edebiliyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları / Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Doç. Dr. Sare Güntülü Şık, zehirlenmelerde olduğu gibi ishallerde de sıvı ve mineral kaybı yerine konulmazsa ciddi sağlık sorunlarının gelişebileceği uyarısında bulunarak, “Bu nedenle ishallerde öncelikle kaybedilen sıvı ve elektrolitlerin takviyesi için ağızdan ve gerekli durumlarda damardan sıvı tedavisi gerekiyor.
Mikrobik ishallerde dışkı incelemesi sonuçlarına göre bakteriyel nedenler düşünülüyorsa uygun antibiyotik tedavisi yapılıyor. Genelde viral enfeksiyonlarda sıvı replasmanı, mide koruyucu ilaçlar, bağırsak florasını düzelten uygun probiyotiğin kullanımı yeterli oluyor. Bu dönemde ağır ve yağlı yiyecekler yenmemeli, yine bağırsak hareketlerini arttıran gıdalardan kaçınılmalıdır” diyor.
Nasıl korumalı?
Sık el yıkama ve kişisel hijyen kurallarına dikkat edin.Temiz sıvılar ve taze gıdalar tüketmesini sağlayın. Özellikle yemekten önce ve tuvalet kullanımının ardından ellerini en az 20 saniye boyunca yıkayın. Meyve ve sebzelerin temiz suda iyice yıkandığından emin olun.Biberonlarını her seferinde yıkayın ve beklemiş mamaları kullanmayın. Açık büfede sunulan ve açıkta satılan yiyeceklerden uzak durun. Temizliğinden emin olmadığınız havuzlardan kaçının.