2020 yılında Kraliyet Ailesi’nden ayrıldıktan sonra, Sussex Dükü ve Düşesi Harry ve Meghan'ın koruma hizmetlerinin, şimdi Kral Charles III yönetiminde kesilmesi, kraliyetin modern çağdaki rolleri ve sorumlulukları üzerine tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Byline Times’ın ortaya attığı iddialar, kraliyetin bir yandan monarşinin saygınlığını korumaya çalışırken, diğer yandan Sussex çiftinin kendi yollarını çizme kararını nasıl ele aldığını gözler önüne seriyor. Bir zamanların medya yıldızları, şu anda korumasız ve kendi bağımsız yolculuklarına devam ederken, Charles'ın tahta çıkmasının ardından bu durum daha da belirgin bir hale gelmiş gibi görünüyor.
Harry'nin güvenlik hizmetlerinin devamı için yaptığı başvurular ve özel olarak ödeme yapma teklifleri de ne yazık ki sonuçsuz kaldı. Bu, kraliyetin iç işleyişine dair nadir bir bakış açısı sunarak, halkın monarşi hakkında nasıl bir algıya sahip olduğunun ve bu algının kraliyetin kararlarını nasıl etkilediğinin altını çiziyor.
Meghan ve Harry'nin Kraliyet Ailesi'nden ayrılma kararı ve sonrasındaki gelişmeler, monarşi kurumunun modern dünya ile olan ilişkisini ve bu ilişkinin gelecekte nasıl evrileceğini de sorgulatıyor. Çiftin Amerika'da yaptıkları anlaşmalar, röportajlar ve hayır işleriyle yollarına devam etmeleri, özgür iradelerini kullanarak kendi hayatlarını inşa etme hakkını da gösteriyor.
Her ne kadar bu konuda kamuoyunun fikirleri bölünmüş olsa da, Sussex çiftinin hikayesi, geleneksel kurumların ve medyanın modern dünyada nasıl adapte olması gerektiği sorusunu da akıllara getiriyor. Bu da, monarşinin ve ünlü kişiliklerin halkın gözünde nasıl göründüğüne ve halk nezdindeki değerlerine dair daha büyük bir sosyal ve kültürel tartışmanın parçası.