Esra Erol'un programında ortaya çıkan 'mehdi' iddiası, Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Bir annenin, kızının 'mehdi' olduğunu iddia eden bir kişi tarafından kandırıldığını açıklamasıyla başlayan olaylar zinciri, ülke çapında büyük bir tartışma başlattı. İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, konu hakkında sessizliğini bozarak, mehdi iddialarına sert bir şekilde tepki gösterdi.
Programa başvuran Fatma Olgun, kayıp kızı Mevlüde'nin peşine düşerken, Çanakkale Bayramiç'te bir termal otelde 300 kişinin 'mehdi' iddiasıyla zorla tutulduğunu öne sürdü. Olaylar geliştikçe 'mehdi' olduğunu iddia eden Mustafa Çabuk'un kaçak kazıda yakalandığı ortaya çıktı.
Tüm bu gelişmeler, mehdi konusunun yeniden tartışılmasına neden oldu. Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, mehdi iddialarına ilişkin, "Mehdi'nin bulunduğu dönemde deccal olacaktır. Şu anda deccal söz konusu değil. Dolayısıyla mehdi de yok" diyerek, bu tür iddiaların insanları yanılttığını ve zarara uğrattığını belirtti.
Hatipoğlu, mehdi konusunda insanların dikkatli olmaları gerektiğini vurgulayarak, "Akıl, ruh yönünden hasta olan insanlar kendilerini mehdi zannedebiliyorlar. Bir kısmı hasta olduğu için bunu yapıyor, bir kısmı da bilerek bundan bir rant sağlamak için yapıyor" dedi.
Esra Erol'un programında patlak veren ve Nihat Hatipoğlu'nun sert tepki gösterdiği 'mehdi' iddiası, Türkiye'nin dini ve sosyal gündemine damga vurdu. Bu olay, hem medyada hem de kamuoyunda, dini inançların ve iddiaların nasıl manipüle edilebileceğine dair ciddi bir tartışma başlattı. Hatipoğlu'nun açıklamaları, mehdi ve benzeri dini kavramların, kişisel çıkarlar için kullanılmasının önüne geçilmesi gerektiğinin altını çiziyor.