ANKARA (AA) - Öğrencisi tarafından 2 Ocak 2019'da öldürülen Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel'in babası Mustafa Damar, her cinayetin insanlık dramı olduğunu belirterek, "Ölen bizim kızımız, ama tehdit bütün toplum içindir. Şehit olan bizim kızımız, ama ölen insanlıktır." dedi.
Baba Damar, kızının öldürülmesine ilişkin 27 Eylül Cuma görülmeye başlanacak duruşma öncesinde Müteşebbis Gelişim Vakfında basın toplantısı düzenledi.
"Bu toplumun bir daha böyle vahşetle karşılaşmamasını murat ediyorum." diyen Damar, açıklaması sırasında sanık Hasan İsmail Hikmet'in adını anmadı ve ondan "katil" diye bahsetti.
Damar, savcılığın Hikmet hakkında kamu görevlisini görevi nedeniyle canavarca hisle kasten öldürmek, ayrıca kendisini kovalayan bir öğrenciye de silahla ateş etmekten dava açtığını hatırlattı.
Olay günü 11.30'da kızının medeni usul hukuku sınavında gözetmen olduğunu, katil zanlısının da sınava girdiğini anlatan Damar, Hikmet'in içlerini çıkarttığı 5 tükenmez kaleme koyduğu küçük puntolarla yazılmış notlarla kopya çektiğini söyledi.
Kızının kopya çekmekten vazgeçmesi için bir süre Hikmet'in çevresinde dolandığını, ancak vazgeçmeyince "Kopyaları alayım" dediğini ifade eden Damar, diğer gözetmenle birlikte kızının, fakülte dekanının talimatıyla Hikmet'i sınavdan çıkardığını anlattı.
Damar, otoparka giden Hikmet'in burada bir arkadaşına, "Kopyada yakalandım. Şimdi eve gidip silah alacağım ve Ceren Hoca'yı öldüreceğim" dediğini aktardı.
Arkadaşının, "Daha iki sınavın var. Gereksiz hareketler yapma. Boş geçme, sınavına gir" sözlerine rağmen Hikmet'in Gölbaşı'ndaki evlerinden babasına ait tabanca ve 28,5 santimetre uzunluğunda özel yapım bıçağı alarak fakülteye döndüğünü anlatan Damar, cinayet için plan yapan sanığın, akşam saatlerinde Ceren Damar Şenel'in odasına gittiğini aktardı.
Hikmet'in, kızını beklemeksizin önce sırtından 2 el ateş ettikten sonra 17 defa da bıçakladığını anlattı.
Sesleri duyan başka hocaların odaya gelmesinin ardından Hikmet'in olay yerinden uzaklaştığını, bir öğrencinin Hikmet'i kovalamaya başladığını, ancak sanığın kendisine doğru iki defa ateş etmesi üzerine öğrencinin de kovalamaktan vazgeçtiği bilgisini veren Damar, kızının ise olay yerinde hayatını kaybettiğini hatırlattı.
- "Bir canavar yaratılıyor"
Damar, toplumun cinayetin nasıl olduğuyla ilgilendiğini ancak bunun buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu ifade etti.
Sanığın annesi Hatice Hikmet'in 2010'da bir gazeteye "Biz çocuklarımızı yarı polis gibi yetiştiriyoruz." şeklinde mülakat verdiğini aktaran Damar, ayrıca katil zanlısı hakkında eski kız arkadaşının mahrem fotoğraflarını sosyal medyada yaydığı gerekçesiyle dava açıldığının da medyaya yansıdığına işaret etti.
Hikmet'in cinayetten dört ay sonra ifadesini değiştirerek, "Ceren Damar ile ilişkileri olduğunu" iddia ettiğine dikkati çeken Damar, "Katilin ve ailesinin olayın başından beri çelişkili ifade vermeleri, delil karartmaya çalışmaları, 'kutsal savunma hakkı' denilen teorik boyutu aşmıştır, bir ölünün hatırasına saldıracak şekilde iftiraya dönüşmüştür." diye konuştu.
- Sanığın annesi FETÖ'den ihraç edilmiş
Hasan İsmail Hikmet'in babasının emekli polis olduğunu, annesinin ise cinayetin ardından alınan ifadesinde "FETÖ üyeliği nedeniyle polislikten ihraç edildiğini" beyan ettiğini aktaran Damar, buna rağmen anne Hatice Hikmet'in cinayetin ardından emniyette "polis gibi davrandığını" savundu.
Damar, "Böyle bir olayda böyle bir katilin kamu düzenini korumakla görevli polisler tarafından korunmasının tek nedeninin polis çocuğu olması ve ailenin bunu bir biçimde dikte ettirmesinden kaynaklanabileceğini düşünüyorum. Katil zanlısına en ağır ceza olan ağırlaştırılmış müebbet bile verilse sanık maksimum 30 yıl cezaevinde kalacak. Bu mu tecellisini beklediğiniz adalet?" değerlendirmesinde bulundu.
Kızının öldürülmesine ilişkin davanın 27 Eylül 2019 Cuma görülmeye başlayacağına işaret eden Damar, yaşadıkları zorlu süreçte, bizzat yanlarında bulunan, telefonla, mesajla ya da sosyal medya aracılığıyla acılarını paylaşan, taziyelerini ve desteklerini ileten başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, tüm devlet yetkililerine, siyasi parti başkanlarına ve diğer herkese teşekkür etti.