Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın’ın, Gazeteci Yazar Yalçın Doğan'ın partisi ve Genel Başkan Devlet Bahçeli ile ilgili yazısına cevap verdi. Semih Yalçın, 8 Ekim'deki yazısıyla ilgili olarak yazarın MHP karşıtlığından medet umduğunu bildirdi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın’ın, Gazeteci Yazar Yalçın Doğan'ın yazısıyla ilgili olarak yaptığı açıklama şöyle:
"Gerek başarısız, tarafgir ve garazkâr gazeteciliğinden, gerekse rağbet edeni kalmamış dünya görüşünden ötürü bir köşede garip kalıp unutulduğun için, galiba şu sıralar MHP karşıtlığından medet umuyorsun!
O hâlde senin hakkını avucuna verelim ve sen de bundan bir nebze nemalan. Böylece vatandaş “Aaa sahi, bir zamanlar bir Yalçın Doğan vardı; sahi, o yaşıyor muymuş?” diyerek senceğizi hatırlasın.
TÜRKÇE DERSİ
Sana önce biraz Türkçe dersi verelim.
Medet ummak; aciz, muhtaç, düşkün ve zavallı durumdaki birinin bir başkasından, ümitsizce yardım ve fayda görmeyi beklemesidir.
Yani tam da senin yaptığın gibi…
Ya MHP?
MHP; fikriyatı ve davası gereği, her türlü bölücülük ve ayrılıkçılık konusunda en tavizsiz parti olmuştur.
MHP; PKK meselesinin emperyalist aktörlerce Türkiye’nin başına musallat edildiği günden beri de milletin terörle mücadelede bilinçlenmesi, maşeri vicdanın harekete geçmesi için çabalamış, emeğinin karşılığını almıştır.
MHP, terörle mücadelenin devlet politikası hâline gelebilmesi için siyaset kulvarında canla başla çalışmış ve başarılı da olmuştur.
Sen hiç MHP’nin siyasi çizgisinden saptığını, bin yıllık kardeşlik hukukunun kıyamete kadar yaşatılması konusundaki tutarlı fikir ve politikalarından bir katre taviz verdiğini gördün mü?
Bugün Türkiye’de siyasetin dominant aktörü konumundaki MHP ve onun etkin Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “bölücübaşının mektubundan medet ummak” şeklindeki tarife asla girmeyeceğini, her aklı başında insan kabul eder.
Bu hakikati etse etse senin gibi iflah olmaz, akılsız MHP muarızları inkâr eder.
Sen ve senin gibilerin mezhebi, meşrebi, dini, imanı; MHP ve Ülkücü düşmanlığıdır.
Bölücübaşı Öcalan’ın HDP’yi uyaran mektubu hakkında fikir serdetmek ne zamandan beri medet ummak olmuştur?
Senin gibi ucuz gazeteci taslakları, MHP’nin millet nezdindeki ve siyasetteki itibarını sarsamayacağı gibi, güvenilirliğini de sorgulayamaz.
Senin gibi düşünenlerin bir yerlerine batan, bölücübaşının mektubu hakkında MHP Lideri Sayın Bahçeli’nin değerlendirmesi değil; partimizin siyaset kulvarındaki müessiriyeti, muarızlarını altında ezen özgül ağırlığı ve kamu vicdanındaki saygın konumudur.
Senin gibilerin eline, MHP aleyhinde algı oluşturmak için beyhude gayret göstermekten; yeis, hayal kırıklığı, umutsuzluk ve hatta zaman zaman pişmanlık yaşamaktan başka bir şey geçmez.
Biz seni ve senin gibilerin tıynetini ve niyetini iyi biliriz.
Üzüm yemek yerine bağcıyı dövmek istiyorsun ama boşuna uğraşıyorsun.
Buna gücün de yetmez, mecalin de…
İstediğin kadar yırtın, kendini parala ey Yalçın Doğan!
Sen, kayadan toz götürecek üfürük bile değilsin.
Kendini hem savcı hem hâkim yerine koyarak verdiğin boş hükümlerin ne bizim, ne de milletimizin nezdinde beş paralık değeri vardır.
SEVİYESİZ İTHAMLAR
Çok kıymetli MHP Liderinin Türk siyasetinde üstün bir oyun kurucu, ileriyi gören bir siyaset ustası olduğunu bilmeyen kalmamışken; senin seviyesiz ithamlarını kimse ciddiye almaz.
Skandal ve macera gibi kelimeler kullanarak aklınca MHP’yi karalamaya çalışıyorsun ama kara vicdanını ve kirli yüreğini daha çok pisliğe bulamaktan öte geçemiyorsun.
Doğru ya, senin dünya görüşün, hayata aşırı soldan şaşı bakışın; insanlar ve olaylar hakkında adil, dürüst, hakkaniyetli ve insaflı olmana izin vermiyor!
Köhne fikriyatın ve inancın, haklının hakkını teslim etmene müsaade etmiyor.
Cibilliyetin icabı hep saldırganlık ve düşmanlık sergiliyorsun.
Asıl skandal nedir biliyor musun Ey Yalçın Doğan?
Asıl skandal, ülkede hâlâ senin zihniyetindeki gazeteci müsveddelerinin kalem oynatabilmesidir!
Türkiye 21. yüzyılda yepyeni bir yola girmişken, dünyada yükselen milliyetçilik emperyalist ülkelerin yıkıcı rollerine son verirken; uzay çağında katıra binmiş her Marksist artığı gibi, sen de yüz yıl geriden geliyorsun.
Görmüyor musun kuzum, sen ve senin gibi kötülük erbabının çağdışı gazeteciliği artık prim yapmıyor.
Macera konusunda da bir iki kelam edelim, yeri gelmişken.
PKK, uzun yıllardır macera peşinde ama devletin caydırıcılığı, milletin cesaret ve kararlılığı onu giderek yok ediyor.
15 Temmuz’da FETÖ’cü hainler bir maceraya girdiler ve sonları hüsran oldu.
Bütün bu bölücü mihrakları adalet arayışı ve demokratik haklar bahanesiyle kim savunuyor? CHP.
Devletin FETÖ ile hâlâ süren mücadelesini kim sulandırmaya çabalıyor? CHP.
Türkiye küresel aktörler karşısında hem bölgesinde hem de dünyada egemenlik ve bağımsızlık mücadelesi verirken, alternatif toplantı ve gündemlerle devletin ayağına kim kurşun sıkıyor? CHP.
Asıl maceraperest, serüven meraklısı CHP’dir, CHP…
Doğrudur, MHP geçmişte Ak Parti iktidarlarını çokça eleştirmiştir.
Özellikle açılım ve çözüm saçmalıkları konusunda en sert tenkitlerde bulunmuştur.
Ama 15 Temmuz sonrasında artık Türkiye başka bir yola girmiş ve iktidar da kendine yeni bir siyaset belirlemiştir.
SEN CHP İLE UĞRAŞ!
Buna karşılık açılım ve çözüm rezaletinin tek heveskârı kalmıştır, o da CHP’dir.
Sen bu hakikati neden görmezden geliyorsun, ey Yalçın Doğan?
CHP’nin bölücü örgütün siyasi acentesi konumundaki HDP’yi kucaklayıcı tutumundan söz etmek dururken, sen neden MHP ile uğraşıyorsun?
PKK’nın kültürde ve dilde eşit anayasal statü isteklerinin bir benzerini 2014’te dönemin Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu vasıtasıyla bir yasa önergesi vererek TBMM’ye taşıyan CHP’nin, şu sıralar sözde Kürt raporu hazırlığının sebeplerini niçin irdelemiyorsun?
Diyarbakır’da HDP’den çocuklarının akıbetini soran ailelerin feryadına CHP’nin sessiz kalmasını neden sorgulamıyorsun?
Belediyenin imkânlarını terör örgütüne akıtan HDP’li başkanlara destek için Diyarbakır’a giden CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın acılı ailelerle ilgilenmemesini neden kınamıyorsun?
CHP-HDP ilişkisini araştırmak üzere MHP’nin kurduğu komisyonun mantığı ve gerekçesi, daha yüzlercesi eklenecek bütün bu soruların cevabında gizlidir.
MHP Lideri basit bir mektubu yorumlayınca bir bardak suda fırtına koparan, pireyi deve yapan basiretsizlik ve tarafgirliğin; CHP-HDP işbirliğini görmezden gelmene mani oluyor.
Ey Yalçın Doğan; sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?
Senin ölçüsüz ve telaş içeren tepkilerine bakınca; PKK’nin siyasi kanadı HDP ile iş tutan CHP hakkında araştırma grubu kurmakta MHP yönetiminin ne kadar haklı olduğu, hedefi tam on ikiden vurduğu, açık surette anlaşılmaktadır.
Şüphe yok ki sen kör bir kuyuda debelenmektesin.
Bu gidişle son sergüzeştini o kuyuda yaşayarak ömrünü tamamlayacaksın."