Kocanın eşine şiddet uyguladığı gerekçesiyle açılan boşanma davasında, kadının şikâyetinden vazgeçmesi üzerine şiddet eğilimli olan koca ceza almaktan kurtuldu. Ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi devreye girerek kocanın uyguladığı şiddeti boşanma nedeni olarak kabul etti.
Yargıtay’ın emsal niteliğindeki kararına konu olan boşanma davasında tartıştığı eşinin saçlarını koparan erkek hakkında ağır suç bulundu. Söz konusu boşanma davası ilk olarak Aile Mahkemesi’nde görüldü. Eşiyle tartışma yaşayan bir kadın fiziksel şiddet gördüğü gerekçesiyle soluğu mahkemede aldı. Tartışma esnasında öfkelenen kocanın saçlarını çekerek kopardığını delilleriyle birlikte sunan kadın, davadan vazgeçerek şikâyetini geri aldı.
Yargıtay Kararına Göre Eşler Arasındaki Şiddet Boşanma Nedeni
Aile Mahkemesi de kadının şikâyetini geri çekmesini gerekçe göstererek davanın reddine karar verdi. Bunun üzerine devreye giren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, davalı erkeğin hareketlerini davacı kadının kişilik haklarına zarar verecek onur kırıcı ve kötü davranışlar olarak kabul etti. Bunun üzerine Aile Mahkemesi’nin vermiş olduğu davanın reddi kararını bozarak eşlerin boşanmasına hükmetti.
Şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma nedenine dayanarak, 7. Aile Mahkemesi’ne boşanma davası açan kadın, mahkemenin boşanma talebini reddetmesiyle temyize gitti. Aile Mahkemesi tarafından bu kararın alınmasında tarafların yargılama sürecinde bir araya gelmesi ve davacı kadının şikâyetini geri alması etkili oldu. Bunun üzerine temyiz hakkını kullanan davacı kadın davayı Yüksek Mahkemeye taşıdı.
Yargıtay’dan Emsal Niteliğinde Karar
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, tarafları dinledi ve dava dosyasını inceledi. Bunun sonucunda boşanma davalarında emsal niteliğinde bir karara imza atarak, davacı kadın ve davalı kocanın boşanmalarına hükmetti. Yüksek Mahkeme’nin bu kararı almasında, erkek tarafından kadına uygulanan şiddetin etkisinin olduğu görüldü.
Buna göre; taraflar dava süresinde bir araya gelmiş olsalar da bu durumun delillerle ispatlanamadığı, kadının davadan vazgeçmesi ve şikâyetini geri almasının da erkeği cezadan kurtarmak için olduğuna dikkat çekildi.
Ayrıca Yargıtay, söz konusu durumun erkeği affettiği anlamına gelmediğini ve bu affın kanunen geçerli olabilmesi için kayıtsız şartsız bir irade beyanının olması gerektiğini belirtti. Buna istinaden uygulanan şiddet eyleminin apaçık ortada olduğu gerekçesiyle Türk Medeni Kanunu’nun 162. Maddesine dayalı olarak davanın kabulüne karar kılındı. Netice itibarıyla Aile Mahkemesi’nin boşanma davası vermiş olduğu davanın reddi kararını oy birliği ile bozdu.