Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Bizim meselemiz öğretmen meselesidir. Çocuklar zaten hazırlar, onların hizmet için eğitim alması, bir eğitimden geçmesi gerekmiyor” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Eğitimde İnovasyon İçin Tasarım Odaklı Düşünme” programına katıldı. Burada bir konuşma yapan Bakan Selçuk, eğitimden söz edildiğinde sadece yerel bir bakış açısıyla hareket etmediklerini belirterek, “Çünkü mesajı insana olan her mesele önce evrensel bir çıkışa sahip olur, arkasından o coğrafyanın, o milletin, o toprakların rengiyle renklenir, duygusuyla duygulanır. Bu açıdan baktığımızda bizim ulusal ve uluslararası düzeylerdeki iş birliklerimizi önemsiyoruz. Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğümüzün bu bağlamda öğretmen arkadaşlarımız için bir sürekli eğitim çalışması düzenlemiş olmasının ayrı bir kıymeti var. Bizim meselemiz öğretmen meselesidir. Çocuklar zaten hazırlar, onların hizmet için eğitim alması, bir eğitimden geçmesi gerekmiyor, onlar zaten hazırlar. Biz kendimizden başlayan bir süreci sürekli bir tazelenme, yenilenme ve insanın hayvandan farklı olarak her an yeniyi ve farklı olanı düşünme ve ortaya koyma edinimini düşünmek durumundayız. Tekrar temelli bir bakış açısı yerine sürekli yeni ve karşılaşılmadık durumlarda nasıl bir tavır takınacağımızın öğretmenlerimiz tarafından içselleştirilmesi lazım. Bu bizim eğitim sistemimiz açısından en baştan gerekli. Öğretmen arkadaşlardan, okullardan, yöneticilerden herhangi bir şey talep etmeden önce bakanlık tasarım odaklı bir düşünme yapısına, algoritmasına sahip mi sorusuna cevap vermekte yarar var. Vizyon 2023 belgesi bu manada bütün eğitimsel alt sistemlerin birbiriyle ilişkilendirilmiş biçimde ve eşgüdümlü ve eş zamanlı olarak bir süreci hayata geçirme yaklaşımını taşıyor. Eğer biz bütün sistemlerin alt sistemlerini ve bileşenlerini birlikte tasarlama ve tasavvur etmezsek her bir alt sistem kendi başına diğerlerinden bağlantısız olarak bir gelişme seyri takip edebilir. Bu genellikle verimsizlikle neticelenebilir. Meselemiz çok fazla iş yapmak değil. Bizim meselemiz optimizasyon yapmaktır. Yani var olan kaynakları en iyi şekilde değerlendirmek ve bu kaynakların nerede nasıl, ne şekilde kullanılacağını karar destek sistemleriyle kanıta dayalı ortaya koyulmasını sağlamak” ifadelerini kullandı.
Eğitimin bir ekip işi olduğuna inandıklarını kaydeden Selçuk, “Değişimin ve gelişimin kendi doğasına uygun olmasını da önemsiyoruz. Biz her an yeniden tazelenen, canlanan bir varoluşsal yapı içerisindeyiz. Bu yapıya uyum sağlayabilmek için de insanların her an yeniden üreten, hayal eden, tasarlayan bir bakış açısıyla bütün kavram ve terimlerini ele alması ve mevcut kavramlarda da bir kavram cerrahisi içerisinde yeniden değerlendirmesi ve bu kavramları da yeniden inşa sürecine tabi tutmasında yarar vardır. Bu çalışmayla eğitimde inovasyon için tasarım odaklı düşünme mesleki gelişim programı başlamış oluyor. Bu çok küçük bir tohum ama büyüyecek bir tohum. Bir silsile içerisinde bütün okullarımızda bu tasarım anlayışının gelişmesiyle ilgili bir umudumuz var. Bu eğitimin düzenlenmesi önemli. Bizim içimizde bu tür bir tasarım odaklı düşünme, algoritmik yapılar, bir şekilde öğrenme analitiği gibi birçok hususu kendi içimizde tartışıyoruz ve bütün bu düşünsel, duygusal ve eylemsel alet çantasını yeniden hayata nasıl daha koşturabiliriz diye bakıyoruz. Bizim mesuliyetimiz çok farklı bir mesuliyet. Bir insan nasıl anne babasının rızasını almak zorundaysa öğretmenler de öğrencilerin rızasını almak zorunda. Eğer rızasını almıyorsa o zaman onun hukukunu koruyamıyor demektir. Bu tür becerilerle biz çocuklarımızın rızasını daha iyi alacağız” diye konuştu.
(İlker Turak - İbrahim Berat Yılmaz/İHA)