Türkiye Kamu Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen) Genel Başkanı Önder Kahveci, çarşı pazarın hali ortadayken teklif edilen zammın memura uymayacağını bildirdi. Kahveci, “Bizim mangal gibi yüreğimiz, çelik gibi bileğimiz, hiç kimseye teslim etmediğimiz hür irademiz var. Bütçe onların, meydanlar bizimdir” dedi.
Türkiye Kamu-Sen, Hükümetin memura teklif ettiği zam oranlarını Türkiye genelinde ve Başkent Ankara’da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünde eş zamanlı olarak protesto etti. Yoğun kalabalık eşliğinde gerçekleşen eylemde hükümetin zam teklifini protesto eden kamu görevlileri ve emekliler “Sefalet zammını kabul etmiyoruz” diyerek, yeni bir teklif paketi hazırlanmasını istediler. Katılımcıların “Sarı sendika istemiyoruz” sloganları ile inleyen Çalışma Bakanlığı binası önünde hazırlanan sarı balonlar da patlatılarak, yetkili konfederasyona “Masada memuru pazarlamayın” uyarısında bulunuldu.
“BU ZAM TEKLİFİ MEMURA UYMAZ!”
Protesto eyleminde konuşan Genel Başkan Önder Kahveci, “Biz buçuklu toplu sözleşmeleri çok gördük, memurun masada yarım puana nasıl terk edildiğine hep beraber şahit olduk. Birilerini bilmeyiz ama bu teklif bu bütçeyi kurtarmaz; %4’ler filan bize uymaz!” diyerek, “Buradan bir kere daha ilan ediyorum: Toplu sözleşme görüşmeleri normal seyrinde ilerlemiyor! Ne yetkili konfederasyon ne de işveren tarafı konuları müzakere etmeye yanaşmıyor. Sözleşmelilere kadro, vergi dilimleri, 3600 ek gösterge, yardımcı hizmetliler, bütün ek ödemelerin emekliliğe sayılması, memurlara da bayram ikramiyesi verilmesi, liyakati yerle bir eden, adaletsizliğin kaynağı mülakatın kaldırılması gibi bütçeye getireceği ekonomik yükü sınırlı olan ya da hiçbir mali yük teşkil etmeyen konular masadan kaçırılıyor. 20 gündür, masayı verimli kullanmayıp pazarlıkları heba edenlerin, iki günde ne yapabilecekleri soru işaretidir” dedi.
“GÖRÜŞMELER HAYAL KIRIKLIĞI”
Genel Başkan Önder Kahveci açıklamasında şöyle dedi:
“Hepinizin bildiği gibi 3 milyon memur, 2 milyon emekli, aileleriyle birlikte 20 milyon vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren, nüfusumuzun 4’te 1’inin iki yıllık geleceğini şekillendirecek toplu sözleşme görüşmeleri büyük bir hayal kırıklığına doğru gitmektedir. Geçtiğimiz yıl gerçekleşen resmi enflasyon %20,3 oldu. 4 kişilik ailenin vaz geçemeyeceği, zorunlu harcama tutarı 1032 lira artarken memur maaşlarına koca bir yıl için toplam 441 lira zam yapıldı. TÜİK’in açıklamasına göre yalnızca kiraya son bir yıl içinde gelen zam 100 lira. Ailenin aylık gıda harcamasına gelen zam ortalama 197 lira. Doğalgaza bir yıl içinde gelen zam %18,6. Elektriğe %34,8 zam yapılmış. Mutfak yangın yerine dönmüş, memurun, emeklinin bütçesi tarumar olmuş… Hem resmi rakamlar hem de yaptığımız hesaplar, memur ve emeklinin alım gücünün düştüğünü gösteriyor.
“ÇARŞI PAZAR YANIYOR”
Hayat pahalılığının bütün zorluklarını hep birlikte yaşıyorken memura ve emekliye reva görülen zam, revize edilmiş hali ile 2020’nin tamamı için %8,2; 2021’in tamamı için %6,1… Teklifler böyleyken şu anda yıllık enflasyon, yaz ayları olmasına rağmen %16,65. Çarşının, pazarın durumunu görüyoruz; sadece kira ve gıda son bir yılda 297 lira zamlanmışken, bize son olarak teklif edilen %4; önümüzdeki yılın ilk 6 ayında ortalama maaşa 160, en düşük maaşa 120 lira artış demek.
Bu ne anlama geliyor arkadaşlar? Hükümet, enflasyon hedefinin bile altında zam teklif ederek resmen bizleri sefalete sürüklüyor. Biz buçuklu toplu sözleşmeleri çok gördük, memurun masada yarım puana nasıl terk edildiğine hep beraber şahit olduk. Birilerini bilmeyiz ama bu teklif bu bütçeyi kurtarmaz; %4’ler filan bize uymaz! Biz, bütün taleplerimizin haklı gerekçelerini açıklıyor, resmi verilerle destekliyoruz. Kamu işveren tarafından da %4+4 zammın gerekçesini bekliyoruz. Hedefiniz nedir, amacınız nedir? Enflasyon hedefinin %9,8 olduğu yerde memura %4+4 zam teklif etmenizdeki gerekçeniz nedir? Biz, toplu sözleşmenin başından beri hep “Hedef enflasyona endeksli maaş zammından vaz geçin” dedik. Ama bu konuda bile bizi yanlış anladılar. Biz “Enflasyonun üzerinde zam yapın, refah artışı sağlayın” dedik. Onlar, enflasyon hedefinin de altında teklif ettiler.
“REFAH İSTEDİK SEFALAT ÖNERDİLER”
Biz refah istedik; onlar sefalet önerdi. Biz, ekonomik kurtuluş istedik; onlar, “Esarete devam” dedi. Bu teklif, 20 milyon vatandaşımızı adeta ateşe atmak anlamı taşıyor. Bu teklif, bizlere başınızın çaresine bakın demek oluyor.
Buradan bir kere daha ilan ediyorum: Toplu sözleşme görüşmeleri normal seyrinde ilerlemiyor! Pazarlıkların başından beri ısrarla bir müzakere sürecine geçilmesi gerektiğini ifade ettim.
Ne yetkili konfederasyon ne de işveren tarafı konuları müzakere etmeye yanaşmıyor. Sözleşmelilere kadro, vergi dilimleri, 3600 ek gösterge, yardımcı hizmetliler, bütün ek ödemelerin emekliliğe sayılması, memurlara da bayram ikramiyesi verilmesi, liyakati yerle bir eden, adaletsizliğin kaynağı mülakatın kaldırılması gibi bütçeye getireceği ekonomik yükü sınırlı olan ya da hiçbir mali yük teşkil etmeyen konular masadan kaçırılıyor. Maliyeti dahi olmayan konularda yıllardır çözüm bekleyen milyonlarca memur ve emeklinin beklentilerini boşa çıkarmak vicdani değildir. Neden yetkili konfederasyon hiç olmazsa bu konularla ilgili müzakereden 20 gün boyunca imtina etmiştir? Biz toplu sözleşmenin başından beri bütün meselelerin masaya getirilip müzakere edilmesi için mücadele ediyoruz. 20 gündür, masayı verimli kullanmayıp pazarlıkları heba edenlerin, iki günde ne yapabilecekleri soru işaretidir.
“KABUL ETMİYOR, YOK SAYIYORUZ”
Süreç henüz sonlanmamışken, bir şansımız daha varken sözleşmeliler, vergi dilimleri, yardımcı hizmetliler, ek gösterge, bayram ikramiyesi gibi az önce ifade ettiğim konularda adım atılması yönündeki ısrarımızı bir kere daha yineliyorum. Gelin bir memur paketi hazırlayalım ve bu saydığım konuları 1 Ekim’de TBMM gündemine getirerek memurların yaralarını saralım.
Bizim üretimden gelen gücümüz var. Bizim birlikteliğimizden gelen gücümüz var. Kamu görevlileri ve emeklilerle adeta alay edenlere verilecek güçlü bir cevabımız elbette vardır. Milyonlarca dar ve sabit gelirliyi enflasyona ezdirecek bu yaklaşımı kabul etmiyor, bu teklifi yok sayıyoruz. Kamu işveren tarafından tez zamanda mali ve diğer taleplerimizi içeren yeni bir teklif paketi sunmasını istiyoruz. “Eylem kültürümüz var” diyenleri de bu kültürlerini bir kere olsun memur ve emekliler için hayata geçirmeye davet ediyor, alanlara bekliyoruz. 420 bin üyemizle, haklarımız için yapılacak her türlü mücadeleye yasal sınırlar içinde olmak kaydıyla desteğe hazır olduğumuzu buradan bir kere daha ilan ediyoruz.”