KİLİS (AA) - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Yargı Reformu Paketi'ne ilişkin, "Bu paket ve strateji belgesi, bir daha Türkiye'nin 15 Temmuz'a giden süreci yaşamamasını amaçlamaktadır. İşte tam da bu sebeple paketin ve strateji belgesinin desteklenmesi lazım." dedi.
Kilis Adliyesi Toplantı Salonu'nda düzenlenen Kilis Barosu 4. Olağan Genel Kuruluna katılmak üzere kente gelen Feyzioğlu, Genel Kurul öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Yargı Reformu Paketi'ni Türkiye’deki ilgili her kesimin birlikte yazdığını söyledi.
Feyzioğlu, yargıda beklenen reform paketine ilişkin, "Bu bir strateji belgesidir. Bir pakette hayata geçirilebilecek diye bir şey yok. Yıllar içerisinde ama öyle uzun ve ucu açık değil, 2-3 sene içerisinde çok somut sonuçlarını göreceksiniz. İlk paket de inşallah 2 Ekim’de TBMM açılır açılmaz gündemdedir." diye konuştu.
Paketin içeriğinin yargı reformu strateji belgesine yakışır şekilde dolu olduğuna işaret eden Feyzioğlu, şunları kaydetti:
“Konuyu sulandırmak veya önemini azaltmak isteyenler, bir tek pasaporttu, şuydu buydu oradan giriyorlar. Hayır efendim, şu anda düşünce özgürlüğüyle ilgili bağlantılı suçlarda tutuklu veya hükümlü olan yaklaşık 10 bin kişi istinaf mahkemesinin üstüne temyiz hakkı kazanıyor. Buna kim, hangi gerekçeyle karşı çıkabilir. 'Düşünce özgürlüğü tehdit altındadır, düşünce özgürlüğü tahditlenmiştir' diyen herkese, 'gelin bu paketi okuyun ondan sonra eleştirin, o zaman yapıcı olacaktır' diye incelemeye davet ediyorum. Yani bilgi sahibi olmaya davet ediyorum. Çok ciddi bir dezenformasyon yapılıyor. Bu dezenformasyona karşı, yanlış bilgilendirilmeye karşı kamuoyunu her vesileyle ve sizler sayesinde bilgilendiriyoruz. Örneğin gazetecilerimiz, sizler düşünce özgürlüğü sıkıntıda diyorsanız, eğer bazen haber yapıyoruz eleştiride bulunuyoruz ama bundan dolayı soruşturuluyoruz, ceza alıyoruz diyorsanız yanlış uygulamaları düzeltmek için arkaya Türkiye'nin en büyük mahkemesi Yargıtayı alıyoruz. Çünkü bugünkü sistemde istinaftan sonra Yargıtay denetleyemiyor.”
Cezaların 5 yılın altında olduğu zaman Yargıtaya gitmediğini ancak şimdi düşünce özgürlüğüyle ilgili hepsinin gidebileceğini ifade eden Feyzioğlu, bunun yanında seri bir mahkeme getirdiğini ve bununda son derece önemli olduğunu vurguladı.
Feyzioğlu, yeni sistemin insanların damgalanmasını ve mahkemelerin çok ağır işlerle bunalmasını önleyebileceğini, aynı zamanda Cumhuriyet savcısı, şüpheli ve şüphelinin avukatı, müdafi yan yana gelerek dosyayı açıp birlikte delilleri tartışacaklarını ve mahkemenin tek duruşmada işlemleri bitirebileceğini söyledi.
Yargıda çok ciddi sorunlar yaşandığını bu sıkıntıların da ancak Türkiye'nin ortak akıl ile hareket etmesi durumunda çözülebileceğini vurgulayan Feyzioğlu, şöyle devam etti:
“Adalet Bakanlığının ve Yargıtayın, özellikle ve birinci derecede Türkiye'nin kılcal damarlarına nüfuz etmiş olan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) belasıyla çok ciddi şekilde mücadele ettiklerini biliyorum. Bunun da altını çizmek istiyorum. Mücadele bir taraftan düşünce özgürlüğünü bir taraftan da kamu düzenini koruyacak bir dengeyi bulma mücadelesidir aynı zamanda. Çünkü FETÖ’nün yerini başka örgütlerin almaması, FETÖ tecrübesinden ders alıp Türkiye’nin yoluna devam etmesi için yargısını en güvenilir hale getirmesi ve hukuk devletini güçlendirmesi lazımdır. Bu paket ve strateji belgesi, bir daha Türkiye'nin 15 Temmuz’a giden süreci yaşamamasını amaçlamaktadır. İşte tam da bu sebeple paketin ve strateji belgesinin desteklenmesi lazım. 'Türkiye’nin bir daha böyle belalara girmemesinin kalıcı çözümü nedir' derseniz, hukuk devletini güçlendirmek, bu çerçevede yargısını güçlendirmek ve liyakat sistemini getirmektir.”
Türkiye’de her kesimin bir araya geldiğinde neler yapabileceğinin görüldüğünü belirten Feyzioğlu, esas kadar usule de önem verdiklerine işaret etti. Feyzioğlu, ortak aklın uygulanması halinde Türkiye'nin çözümleyemeyeceği bir sorunun olmadığını vurguladı.
Feyzioğlu, Kilis’e yaptığı daha önceki ziyaretlerinde zor ve sıkıntılı bir sürece şahitlik ettiğini hatırlatarak, “Kilis’e geçen yıllarda geldiğimde Katyuşa roketleri tepemizden yağıyordu. Her an hangi evin üzerine düşecek diye bekleniyordu. Dolayısıyla bizim dış politikada da güçlü olmamız lazım. Güçlü bir kolluk, güvenli bir askeri güce sahip olmamız lazım. Bütün bunların da çok güçlü olarak devam etmesi için muhakkak güçlü yargıya, güvenilir yargıya ihtiyacımız var." diye konuştu.