İSTANBUL (AA) - İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinden İSPARK, İSTAÇ, BELTUR, BELBİM, Medya AŞ, İSFALT ve İSTGÜVEN şirketlerindeki görevlerine son verilen işçiler, belediye önündeki eylemlerini sürdürüyor.
Saraçhane'deki belediye binası önünde 28 Ağustos Çarşamba gününden bu yana eylem yapan işçiler, işe geri dönme taleplerini dile getiriyor.
İSTAÇ AŞ'de temizlik işçisi olarak çalışırken çıkarılan 30 yaşındaki Cem Aldemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1 hafta sonra bebeğinin dünyaya geleceğini söyledi.
İşten çıkarıldığı için yeni doğacak bebeğine nasıl bakacağını düşündüğünü ifade eden Aldemir, engelli annesi, babası ve kardeşine de kendisinin baktığını anlattı.
Aldemir, "Babam omurilik felci geçirdiği için yüzde 94 engeli var. Annem ise yüzde 91 engelli. Kendisinin hipertansiyon, KOAH, MS gibi çeşitli hastalıkları mevcut. 34,5 kilograma düşen annem Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatarak tedavi görüyor. Kardeşim de geçen yıl geçirdiği trafik kazası sonucu yüzde 85 ağır engelli oldu." dedi.
İş akdinin feshedildiğinin kendisine mesaj yoluyla iletildiğini dile getiren Aldemir, şöyle devam etti:
"Bize bundan önce, yeni atanan genel müdürümüz de 'Hiç kimse siyasi görüşü ne olursa olsun işten çıkarılmayacak.' demişti ki zaten benim siyasi bir görüşüm yok. Temizlik işçisiyim ve bundan gurur duyuyorum. İşimi geri istiyorum. Çocuğum doğduğunda mamasını, bezini nasıl alacağım? Nereye gitsem yaştan dolayı kapılar yüzüme kapanacak. Biz sadece mağduriyetimizin bir an önce giderilmesini istiyoruz. Genel müdürümüzün sözü üzerine, gidip kredi çekenler, ev alanlar oldu. Şu an benim de bir gelirim yok, yalnızca babamın emekli maaşı var."
- "4 çocuğumun okul ihtiyaçlarını alamadım"
İSTGÜVEN'in eski çalışanı 4 çocuk annesi 44 yaşındaki Arzu Çakır, 5 ay Küçükçamlıca Korusu'nda güvenlik görevlisi olarak çalıştığını anlattı.
Çakır, "Sayın İmamoğlu bu dönemde işe girmemizin adaletsiz olduğuna inanıyor. Ancak ben Temmuz 2018'de iş başvurusunda bulunmuştum, 8 ay sonra çağırdılar. 'Adaletsizlik' deniyor ancak bizim eski genel müdürümüz gitti onun yerine İYİ Parti kurucularından biri geldi. Madem ki adaletsizlik, kendisi İYİ Parti kurucularından neden bir genel müdür başımıza koyuyor? 'İş alımları olacak, haftaya size bilgi vereceğiz, o zaman siz de gelip CV'lerinizi verebilirsiniz.' diyor. Demek ki yerimize insanlar alınabilecek." diye konuştu.
Arzu Çakır, eşinden ayrıldığını, 4 çocuğunun tüm masraflarını kendisinin karşıladığını belirterek, şunları kaydetti:
"Şu anda annemin evinde oturuyorum, annemi ve babamı yeni kaybettim. Vefat etmeden önce onlara da ben bakıyordum. Kredi borçlarım ayrı çünkü buraya girmeden önce aldığım maaş çok düşüktü. Onunla da geçinemiyordum. 4 çocuğu okutmak zor. 3'ü servisle okula gidiyor. Öğretmenler bu yıl için okul listelerini atmışlar, ben daha kıyafetlerini almadım. Hepsine çanta, kıyafet, kırtasiye malzemeleri alınması gerekiyor ve bir haftaya okul başlıyor. Şu anda hiçbirini yapamadım. Ne yapacağım bilmiyorum."
Direnmeye devam edeceklerinin altını çizen Çakır, "Bize 'İşe gelmiyordu, işini yapmıyordu, yüz kızartıcı suç işlemişti.' şeklinde bir sebep varsa göstersin. Ancak İYİ Parti'den, CHP'den başkalarını alıyorsa bizi çıkartması hakkaniyet mi?" ifadesini kullandı.
- "Hiçbir zaman İstanbullunun emanetine ihanet etmedim"
Eski İSTGÜVEN AŞ çalışanı 30 yaşındaki Mehmet Akgül, Caddebostan ile Bostancı sahil parklarında görev yaparken üst düzey güvenlik sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
Akgül, şöyle devam etti:
"Emniyet birimimizin Caddebostan ile Bostancı sahillerindeki uyuşturucu operasyonuna iki kez destek vererek uyuşturucu içen gençleri tespit ettim ve durumu polislerimize bildirdim. Gençlerimiz için bu çalışmayı yaptım ancak sonrasında da birçok yerden tehdit aldım. Ayrıca parkta içerisinde gram altınlar, dolarlar, yurt dışı kimlikleri bulunan birçok çanta buldum ve onları sahiplerine teslim ettim. Hepsinin kayıtları bende var. Genel Müdürlüğümüzden takdir beklerken başka bir lokasyona gönderildim. Allah'a şükürler olsun benim evlatlarım da büyüdüklerinde, 'Benim babam haindi, bankamatikçiydi, milletin parasını yiyen bir insandı.' diyemezler."
Mehmet Akgül, evli ve 2 çocuk babası olduğunu aktararak, "4 yaşındaki oğlum astım bronşit hastası. Nefes alamıyor bu nedenle sürekli hastaneye gidiyoruz. Ayrıca kredi borçlarım da var. Eşim çalışmıyor, çocuklarımıza bakıyor. Durumumuz şu anda çok sıkışık. Ben hiçbir zaman İstanbullunun hiçbir ferdine ve bana emanet ettiği hiçbir şeye ihanet etmedim, etmem de." şeklinde konuştu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na seslenen Akgül, "Siz de haklının yanındasınız, her zaman, 'Ben işçinin yanındayım.' dediniz. Gelin bugün de bizim tarafımızda olun. Eşimizin çocuğumuzun ve kardeşlerimizin yüzünü güldürün. Bizim işimizi, ekmeğimizi, kutsal İstanbul'u bize yeniden emanet edin." dedi.
- "50'den fazla insanı sırtımda taşıyarak kurtardım"
İSTGÜVEN'de çalışırken işine son verilen 25 yaşındaki Ebubekir Genç, işten çıkarılmadan önce Eminönü istasyonunda güvenlik görevlisi olarak çalıştığını anlattı.
Genç, İstanbul genelinde ağustosta etkili olan sağanakta ilçedeki tramvay istasyonunda mahsur kalan insanları kurtardığını belirterek, şunları kaydetti:
"Sel olayının olduğu gün tek başıma kulübede duruyordum. Yolcular, araçlar ve tramvaylar sıkışarak iç içe kaldılar. İnsanlar boğulma tehlikesi yaşadı. Bunlar sosyal medyada yer almadı ama güvenlik kamerasında mevcut. Şefler ve müdürler beni izledi. 50'den fazla insan kurtardım sırtımda taşıyarak. Yanımızda arabalar durdu. Arabaların camına kadar sular girdi. Vatandaşın zor durumda kalmasına güvenlik olarak içim elvermedi. Kendimi sel suyunun içerisine attım. Vücudumun yarısına kadar suya girdim, onları kurtardım. Bana sarıldılar ağladılar. Vicdanen çok rahattım, güzel bir şey yaptığımı düşünüyordum. Ödül bekliyordum ama şu an belediye başkanı tarafından işten atıldım. Anne ve babamı da 3 yıl önce Batman'daki bir trafik kazasında kaybettim. Yetim bir insanım, yetim insanın hakkına girmenin Allah katında çok büyük bir vebali var."