Hacı Bayram BELMEK’te, her biri uzman eğitmenler tarafından verilen, geleneksel sanatlardan hat, tezhip ile çini kurslarının yanı sıra suyun üzerinde yapılan resim sanatı“ebru”,kendine özgü tekniklerle yapılıyor. Tekneye alınan suyun üzerinde boyalarla oluşturulan desenlerin kağıda aktarılmasıyla yapılan ebru sanatının en büyük özelliği, ortaya çıkan bir eserin, sanatçısı dahil hiç kimse tarafından aynısının bir kez daha yapılamayacak, yani emsalsiz olması.
“SINIRSIZ HAYAL GÜCÜYLE ORTAYA ÇIKAN GÖRSEL ŞÖLEN”
Hacı Bayram BELMEK’te 22 yıldır ebru hocalığı yapan Ayşe Çağatay, ebrunun, sanatçının sınırsız hayal gücünü suya yansıtarak muhteşem desenler ortaya çıkarabileceği çok özel bir geleneksel sanat olduğunu söyledi. Kurslarda usta-çırak ilişkisi içinde uygulamalı eğitim verildiğini belirten Çağatay,“Ebru, toprak boyaların, yoğunluğu (akışkanlığı) kitreyle artırılmış tekne içindeki su yüzeyine, at kılından yapılan fırçalarla serpilmesiyle elde edilen renkli desenlerin, kâğıda veya beze aktarılmasıyla gerçekleştirilir”dedi.
ARKADAŞLIKLARI PEKİŞTİREN SANAT; EBRU...
Bir teknenin çevresinde toplanarak suyun üzerinde yapılan desenlerin kağıda aktarmasını büyük bir heyecanla bekleyen Hacı Bayram BELMEK’teki ebru kursiyerlerinden Sema Aksu, emekli olduktan sonra başladığı ebru sanatını çok sevdiğini ifade etti. Sanatın, farklı kültürel geçmişleri olan insanlar arasındaki toplumsal önyargıları ortadan kaldıran, kültürler arasındaki iletişimi kolaylaştırarak sosyal bağları güçlendiren bir ortam olduğunu belirten Aksu, ebrunun da hayata dair şeylerin yanı sıra insanın ruh halini yansıttığını kaydetti.
“RUH HALİMİZ, SUDAKİ DESENE YANSIYOR”
Sanatın her dalına gönül veren kursiyerlerden biri olan 2 çocuk annesi Emine Esen, hobi olarak yaptığı resim çalışmalarının ardından, bu yıl ilk kez geldiği BELMEK’lerde, çini ve ebru olmak üzere iki kursa birden devam ettiğini, kurslarda verilen eğitimlerin de çok profesyonel olduğunu söyledi. Ebruyu, insanın ruh halini en iyi yansıtan sanat dalı olarak gördüğünü kaydeden Esen, “Eğer üzgün ve stresliysek, sudaki desenlere yansıyor. Resim karanlık ve karışık çıkıyor. Mutlu ve huzurluysak da resmimiz aydınlık, parlak çıkıyor. Kurslar sayesinde eve hep mutlu gidiyorum” dedi.
“BURASI ŞAHANE BİR YER”
Kendini mesleği dolayısıyla sanatçı-biyolog olarak tanımlayan kursiyer Filiz Teker de çini ve ebru kurslarına devam ediyor. Sanatın büyülü dünyasıyla tanıştıktan sonra kopmanın imkansız olduğunu kaydeden Teker,"Gerek modern, gerekse geleneksel sanatlarla ilgilenmenin, insan yaşamını güzelleştirdiğini düşünüyorum. Buraya gelmek, benim için bir lütuf. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Burası, bizlere hayat veren şahane bir yer”diyerek düşüncelerini dile getirdi.