Dünyanın ender merkezlerinden biri olan Kapadokya, Türkiye’nin de sahip olduğu benzersiz güzellikler arasında yer alıyor. Bulunduğu bölgenin, yıl içerisinde tüm dönemlerde yerli ve yabancı turistler tarafından turizm merkezi olarak görülmesinde önemli rol üstlenen Kapadokya, sahip olduğu doğal güzellikler ile nefes kesici bir atmosferde tarihe yolculuk edilmesini sağlıyor. Bu yazımızda Anadolu’nun turistik merkezlerinden biri olan Kapadokya hakkında bilinmesi gereken tüm bilgileri ve merak edilen detayları bulabilirsiniz.
Kapadokya bulunduğu konum itibarıyla, Orta Anadolu’nun Nevşehir, Kayseri, Kırşehir, Aksaray ve Niğde illeri çevresinde şekillenen tarihi bir bölge olarak öne çıkmaktadır. Kapadokya dünya üzerinde benzeri zor görülen eşsiz doğal güzelliklere sahip olmasıyla dikkat çeken bir tarihi mekan. Nitekim sahip olduğu bu benzersiz görünümü ve peribacalarını da sönmüş volkan lavlarının aşınmasına borçludur. Tarih boyunca Hristiyan kaynaklarda kültürel olarak ismiyle kullanılan Kapadokya, özellikle peribacaları ve zengin tarihi ile ülkemiz topraklarında bulunan en önemli kültürel miras alanlarından biri olarak kabul edilmektedir.
Günümüzde pek çok şehrin kesişim noktasında bulunan Kapadokya, turistik açıdan özellikle yabancı turistlerin en uğrak noktalarından biri olması sebebiyle öne çıkmaktadır. Zira Kapadokya’nın konumu itibarıyla belirttiğimiz şehirlerin dışında bölgeye yakın olan iller arasında Konya, Kırıkkale, Ankara ve Sivas da eklenebilmektedir. Bu alanda benzersiz doğal güzelliklere sahip olmasıyla Orta Anadolu’nun rakipsiz turistik merkezi haline gelmiştir.
Kapadokya Tarihi
Kapadokya’nın en dikkat çekici doğal güzelliklerinin başında muhakkak peribacaları gelmektedir. Bu kültürel ve tarihi bölge hakkında fikir sahibi olmak isteyen pek çok yerli ve yabancı turist öncelikle Kapadokya’nın sahip olduğu bu peribacalarının nasıl ve ne şekilde oluştuğunu merak etmektedir. Kapadokya konumu itibarıyla Erciyes ve Hasandağı arasında kalan bir bölgede görülen volkanik hareketlilikler sonucu oluşmuştur.
Jeolojik bilgiler doğrultusunda günümüzden 60 milyon yıl önce söz konusu dağların püskürttüğü lav ve küller, bu bölümde toplanarak Kapadokya’nın ana yapısını oluşturmuştur. Düz tabaka şeklinde yayılan lav ve küllerin milyonlarca yıl boyunca rüzgar ve yağmur tarafından aşınması halinde farklılaşan tabakalar, günümüzdeki peribacalarını ve diğer ilgi çekici jeolojik yapıları meydana getirmiştir.
Kapadokya bölgesinde ilk yerleşimler Paleolitik Dönem’e kadar uzanmaktadır. Tarihi kaynaklar ışığında ilk olarak Hitilerin yaşadığı bilinen bu topraklar sonraki dönemlerde Hristiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olarak görülmüştür. Nitekim Kapadokya’nın etrafında bulunan kayalıklarda yapılmış oyna evler ve kiliseler, bölgenin ilk Hristiyanlar tarafından sığınak olarak kullanılmasından sonra yapılmıştır. O dönemlerde Roma İmparatorluğu’ndan kaçan Hristiyanlar bu evlerde uzun bir süre yaşamlarını devam ettirmişlerdir.
Tarihi kaynaklar incelendiğinde Kapadokya’nın tarihinin Hititler ile başladığı görülmektedir. Bununla birlikte tarihin hemen hemen bütün bölümünde önemli bir merkez olarak görülen Kapadokya tarih boyunca da ticaret kolonisi bulunan ülkelerin ticari ve siyasi merkezlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Milattan Önce 12. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun çarpışması, bölgenin tarihi açıdan karanlık bir dönem girerek önemini yitirmesine neden oldu. Ancak milattan sonra üçüncü yüzyılda Hristiyanların Kapadokya’ya yerleşmesi ile bölge bir eğitim merkezi olarak tekrar canlandı.
Kapadokya’daki Önemli Turistik Yerler
Kapadokya’da bulunan önemli turistik yerleşim yerleri; Ürgüp, Göreme, Ihlara Vadisi, Selime, Güzelyurt, Uçhisar, Avanos ve Zelve’dir. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin akın akın geldiği Kapadokya’da görülmesi gereken turistik yerler sadece bunlar ile sınırlı değildir. Zira Derinkuyu, Kaymaklı, Gaziemir ve Özkonak da turistlerin dikkatini çeken yerleşim yerleri olarak öne çıkmaktadır.
Kapadokya’nın söz konusu turistik bölgelerinde yer alan çok sayıdaki mağara, günümüzde turistik açıdan değerlendirilmek üzere butik otellere dönüştürülmüştür. Dolayısıyla yerli ve yabancı turistler, bu mağaralar içinde yer alan otellerde konaklayarak, dönemin atmosferini yakından yaşama imkanına sahip olmaktadır.
Bunun dışında Kapadokya’nın dünyaca ünlü simgelerinden biri haline gelen turistik aktivitelerinden biri de sıcak hava balonudur. Göreme bölümünde bu alanda faaliyet gösteren pek çok firma bulunmaktadır. Balon turları gün doğmadan başlatıldığı için güneşin doğuşuyla beraber eşsiz bir manzara ile yerli ve yabancı turistlere Kapadokya’nın benzersiz dünyasının kapıları açılmaktadır. Çünkü balon ile tur yapıldığında karadan da gidilebilen Ihlara Vadisi, Manastır Vadisi, Ürgüp ve Göreme dahil olmak üzere her yeri havadan görebilme imkanı sağlanmaktadır.