Kiralayan-Kiracı İlişkisi
Kiralayan, sahip oluğu taşınır/taşınmaz şey üzerinde kiracı lehine olmak üzere bir irtifak hakkı kurar. Buna göre, mal sahibi olarak kiralayan, kiraladığı şey üzerindeki mülkiyet haklarının icrasından, kira sözleşmesinin yürürlükte olduğu müddet ne kadarsa o kadar süre için vazgeçer. Böylece, kiracının kiraladığı şey üzerinde bir “kullanma ve yararlanma” hakkı doğar.
Yazının konusu, bir daire/ev üzerinde kurulmuş olan kira sözleşmeleri olduğu için, sadece bu alanı ele alan bilgiler vereceğiz. Bir evi/daireyi kiracıya kiralayan ev sahibi, o ev üzerindeki kullanım haklarından bir süreliğine kiracı lehine vazgeçer. Bu durum da, kiracıya bir “oturma hakkı (sükna hakkı)” sağlar. Kiracı, bu hakkına dayanarak kiraladığı evde oturur.
Kiracının Evden Çıkarılması
Öncelikle belirtelim ki, Türk hukukunda ortaya konan düzenlemeler, genellikle kiracı lehine yorum yapmayı bir genel koşul olarak öngörmüştür. Yani, Türkiye’de kiracılar kiralayanlara göre daha sağlam bir kanuni korumaya sahiptir. Bu nedenle, özellikle güncel hukukta kiracıların ciddi avantaj sahibi olduklarını da peşinen belirtmemiz gerekir. Bunun sebebinin, Türkiye’deki nüfusun ciddi bir çoğunluğunun bir “kiracı” olması olduğu düşünülmektedir. Ek olarak, öteki hukuk devletlerinin de uygulamalarının kiracı lehine olduğunu biliyoruz.
Güncel hukukta yaşanan gelişmeler, artık ev sahibinin işinin biraz daha zorlaştığını gösteriyor. Şöyle ki, artık sözlü bir beyanla “çık” denilmesi, kiracının evi tahliye etmesi için yeterli ve makul bir gerekçe oluşturmamaktadır.
Bunun için birkaç aşamalı bir süreç ev sahibini beklemektedir. Öncelikle, ev sahibinin kiracıyı tahliye etmek için, Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili (md.299 ve devamı) maddelerince ortaya konan HAKLI SEBEPLERE ihtiyacı olması sebebiyle kira hukuku avukatları ile danışmanlık ve yardım alına bilinir.
Boşanma Davasında Avukat Desteği
Boşanma her ne kadar evlenme gibi kanuni bir hak ve hukuki bir süreç olsa da, eşler açısından veya çocuklar açısından olumlu süreçler değildir.
Bu sebeple ve yanı sıra boşanmaya neden olan sebeplerle boşanma sürecinin en hızlı şekilde sonlanması veya çeşitli nedenlerle uzaması birden fazla kişiyi etkileyen bir durumda.
Genel olarak boşanma talep eden kişi için en kısa süre içerisinde bitmesi en çok istenen durumdur, zira bu süreç kendisini ekonomik ve psikolojik olarak olumsuz yönde etkilemektedir.
Ancak boşanmanın hukuki süreci aşaması, boşanmanın psikolojik etkilerinden ayrı olarak değerlendirilmelidir.
Boşanma konusunu düzenleyen Türk Medeni Kanunu ve ilgili maddelerinin yanı sıra, boşanma davası konusunda hukuk sistemimiz içerisindeki usuller bu konuda açılacak davalar hakkında, deneyim ve bilgi birikiminin olmasını zorunlu kılar.
Ankara boşanma avukatı, cümlesi toplumda telaffuz edilse de aslında böyle bir kriter bulunmamaktadır. Aslında avukatlar arasında Boşanma avukatı gibi branşlaşma yoktur. Bununla birlikte avukatların kariyerleri esnasında girdikleri dava türlerinin fazlalaşması, o konuda ki dava türlerinde bilgi ve deneyim sahibi olmalarına sebep olur.
Hal böyle olunca bazı avukatlar örneğin boşanma davalarının tüm türleri konusunda işleyişe tam anlamıyla hakim olurlar. Avukat seçimi yapılırken Ankara avukat içerisinde hangisi şeklinde arayışa girilmesi, durumunuza en iyi hukuki desteği sağlayacak avukatın seçilmesini sağlayacak önemli bir etken olur.