Programa İç işleri Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Murat Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Muhterem İnce, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Sahil Güvenlik Komutanı Vekili Tuğamiral Bülent Olcay, Ankara Valisi Ercan Topaca, Emniyet Genel Müdür Vekili Erhan Gülveren, Özel Harekât Başkanı Selami Türker ve şehit yakınlarıyla gaziler katıldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir konuşma yaparak şunları kaydetti: “Allah bu memlekete bir 15 Temmuz daha yaşatmasın. Hani türkülerimizde vardır ya şöyle bir söz geçer ‘Derdim çoktur hangisine yanayım?’ İşte bizim halimiz de budur. Abi kardeş polis olmuş, aslan gibi Ahmet-Mehmet ikizlere mi yanayım? 2,5 yaşındaki bebeği yetim bırakmış, yüzü de kalbi de nur gibi parlayan gencecik yaşta polis olmuş Demet anneye mi yanayım? Üniversitede maliye okumuş, şu üniforma aşkından yolu Mersin'den Ankara'ya düşmüş tertemiz ay yüzlü kızım Sevda kızımıza mı yanayım? 25 sene bu devlete hizmet etmiş, ‘Amirler önden gider’ deyip şehadete yürümüş Önder'ime mi yanayım? İmam dediğin öyle olmaz böyle olur şu Özel Harekât Camisinde her vakit şehitlerimize kuran okumuş da vakti gelince yanlarına şehadete koşmuş İmam Mustafa’ya mı yanayım? İstifa etmiş, emekli olmuş ama şehadetin kokusunu alınca koşa koşa buraya gelmiş Serkan'ıma mı yanayım? Yunus'uma mı, Ferhat'ıma mı, Zeynep'ime mi… Rabbim öyle işaret buyurmuş. Şehit olunca gideceği yeri kendine isim almış Cennet yiğit kızıma mı yanayım? Hakanlarıma, Turgutlarıma, Muratlarıma, Yasinlerime mi yanayım? Her biri destan yazmış, efsane olmuş. Kimisi köprüde, kimisi Külliye’de, kimisi Kızılay Meydanı’nda, kimisi görev yaptığı yerleri teslim etmemek için direnirken, kimisi İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin önünde direnirken. Bir gecede verdiğimiz 250 şehidin hangisine yanayım? Dediğim gibi bizim derdimiz çoktur. Bu ateş ne soğur ne küllenir. Bizi bir tek şey teselli eder. O da şu ay yıldızlı bayrağın nazlı nazlı dalgalanması. Devletin ve vatanın anahtarlarının yine milletin elinde olmasıdır. Şu güzel ülkede çocuklarımızın yarınları huzur içinde yaşamasıdır. Arzumuz, gayretimiz bunun içindir.”
Burada muhteşem bir topluluk olduğunu, kalplerinde dua olduğunu söyleyen Bakan Soylu “Biz şuna inanıyoruz. Cenab-ı Allah’ın ayeti var. “Onlar diridirler ama siz bilmezsiniz” diyor. Bu masalarda biz bu kadar kişi oturmuyoruz, kalabalığız hem de çok. Ne zannediyoruz 15 Temmuz’u kendimiz mi durdurduk. Bizler mi durdurduk. Bu millet büyük millettir. Bu millet asaletli bir millettir. Ve bu millet güçlü bir millettir. Ama bu milletin bir özelliği daha var, bu millet yalnız bir millet değildir. Bu millet dualı bir millettir. Bugün burada biz çok kalabalığız. Geçen yıl bir yoklama yaptık, işte şimdi o yoklamayı yine burada hep birlikte yapmak istiyoruz. Çünkü onlar buradalar.”
Bakan Soylu, Özel Harekât Şehitlerinin isimlerini tek tek zikretti, salonda bulunanlar da yoklamaya ‘Burada’ diyerek cevap verdi. Soylu sözlerini şöyle tamamladı: “Yoklama tamamdır. Hepsi buradadır. Allah hepsinden razı olsun. Biz, bu evlatlarımızı ve ismini okuyamadığımız diğer evlatlarımızı asla unutmayacağız. Ama bir kişiyi daha unutmayacağız. O gece güçlü bir liderlik ortaya koyan Başkomutanlık sıfatının hakkını veren sadece Cenab-ı Allah’a ve milletine dayanıp bu melaneti başımızdan atmamıza vesile olan, diz çökmeyen geri basmayan, dünyanın sözde efendilerine karşı dik duran ve bu milleti güzel bir geleceğe taşıyan Recep Tayyip Erdoğan da burada.”
Ankara Valisi Ercan Topaca programda yaptığı konuşmada 15 Temmuz gecesi Hakkın rahmetine kavuşan kahraman şehitlerimizi anmak, onlara dua etmek ve kahramanlarımıza şükranlarımızı sunmak üzere bir arada olduklarını belirterek “15 Temmuz gecesi milletimiz çok büyük bir ihanetle karşı karşıya kaldı ve bu ihanete de yine çok büyük bir kahramanlıkla Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde çok büyük bir karşılık verildi. Bu vesileyle bu mücadelede milletimizin birliğine ve istiklaline sahip çıkan bütün şehitlerimize, gazilerimize ve bu mücadeleye katkı veren vatandaşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Bu ihanetleri, bu acıları bir daha yaşamamak temenni ediyoruz.” diye konuştu.
Özel Harekât Başkanı Selami Türker, kararlı ve dik duruşlarıyla tarih yazan aziz şehitlerimize Allahtan rahmet, gazilerimize şükranlarını sunduktan sonra şöyle devam etti: “Özel Harekât Başkanlığımız kurulduğu günden bu güne kadar terörün, suçun, devlet ve millete doğrultulmuş silahın, bayrağa uzanmış kirli ellerin olduğu her yerde kararlılıkla mücadele etmiş; gazi olmuş, şehitler vermiş, aziz milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahip olmuş bir teşkilattır. Silah arkadaşlarımız Türkiye’nin her yerinde her köşesinde hiç bir zorluktan yılmadan milletimizin duası ve Cenab-ı Hakkın rızasının peşinde, şehadeti nimet bilmek sureti ile görev yapmıştır ve yapmaya da devam etmektedir. Başta hain FETÖ olmak üzere ülkemizin bölünmez bütünlüğünü tehdit eden, aziz milletimizin birlik beraberliğini bozmaya çalışan her türlü suç unsuru ile mücadele etmemiz kararlılıkla devam edecektir. Bu vesile ile vatan uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle, minnetle anarken gazilerimize de Allah’tan şifa diliyoruz.”
15 Temmuz günü Özel Harekât Başkanlığında darbe girişimine karşı mücadele ederken yaralanarak gazi olan Erol Ay da yaptığı konuşmada 15 Temmuz 2016 gecesi istirahatteyken amirlerinden gelen bir mesajla hain darbe girişiminin bilgisini aldığını ve buraya geldiğini belirterek “Şehre inip kalkışmayı önlemek için hazırlıklarımızı tamamlamıştık. Araçlara bineceğimiz sırada F16 uçaklarıyla, kahpece bize saldırdılar. Bir Özel Harekâtçı olarak gazi şehit olmak kadar onur verici başka ne olabilir ki. Bana gaziliği nasip eden Yüce Rabbime şükrediyorum. Bu ülkeyi dize getirmeyi düşünenler bilsinler ki, onları mağlup eden vatanımıza, milletimize duyduğumuz aşk ve Cenab-ı Hakkın bize verdiği kuvvettir. Mücadelemize devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Allah devletimizi payidar, milletimizi bahtiyar eylesin.” dedi.
Şehit Emniyet Müdürü Önder Güzel’in eşi Yeşim Güzel ise yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Özel Harekât Başkanlığında bizim için maneviyatı büyük olan bu mekânda şehit olan Önder Güzel’in eşiyim. Yaşadığımız acının tarifi yoktur. Ama bizler tabii ki de bu hayatı bilerek isteyerek seçmiş, Cenab-ı Hakkın takdirine inanan, şehadet ve gaziliğin bir nasip olduğuna inanan, bunu arzu eden insanlar olarak acı ve hüzün bizim sadece içinde taşıdığımız ve yüzleştiğimiz duygulardır. Ama biz sizlerle bu gururu, bir vatan sevdasını, şehitlerimizin bize bıraktığı millî duruşu paylaşmak istiyoruz. 15 Temmuz bize göstermiştir ki terörist sadece dağlarda olmaz, teröristin eli sadece silah tutmaz; kalem tutanlardan da vatana ihanet edip terörist çıkanlar olabilir. Bir insan eline silah alır ve masum insanlara devletine askerine ve polisine kurşun sıkar ülkesine bayrağına ve vatandaşına ihanet ederse, başka ülkelere uşaklık ederse işte o insanın tek sıfatı teröristtir. Örgütünün adı hiç önemli değildir. İhaneti neyin uğruna yaptığı hiç önemli değildir. Terör terördür. Terörist teröristtir. Bizim eşlerimiz FETÖ ile mücadele ederken şehit oldular. PKK ile ve başka terör örgütü ile mücadele eden kardeşlerimizin aileleri de buradalar. Terör örgütlerinin hepsinin ambalajları farklı ama içleri aynıdır. Verdikleri zarar aynıdır. Bizlerde şehit aileleri olarak ve vatandaşlar olarak teröre karşı duruşumuzdan taviz vermemeliyiz. Siyasi görüş farklılıklarımız olabilir. İnanç ve etnik köken farklılıklarımız olabilir. Yaşam tarzlarımız farklı olabilir. Ama teröre karşı bakışımız mutlaka ve mutlaka aynı olmalıdır. Bu konu da kafamız karışmamalıdır. O gece teröristlerle onlara destek veren küresel güçler tam anlamıyla birlik olmuştur. Buna karşılık milletimiz de tüm farklılıklarını bir kenara bırakarak tek yürek olmuştur. 15 Temmuz bu manada önemli bir destandır. Bizim eşlerimiz de kardeşlerimiz de bu imtihanın bir parçasıdır.”
Konuşmaların ardından Kuran-ı Kerim tilaveti yapıldı ve dua edildi.