Uzmanlar, profesyonel sporcuların ve spor yapan herkesin vücutta elektrolit dengesine dikkat etmeleri gerektiğini belirtiyor.
Elektrolitler, vücut sıvıları içinde erimiş halde bulunan ve elektrik iletebilme özelliğine sahip madensel çözeltilerdir. Suda erimiş halde bulunan ve minimum birer adet anyon ile katyondan (negatif ve pozitif yüklü iyon) oluşan elektrolitler, hücre zarından sıvılar gibi osmoz ve aktif taşınma yöntemleri ile taşınıyor. Vücuttaki birçok fonksiyonda ve pek çok sistemle ilgili dengenin korunmasında rolü olan elektrolitlerin en önemlileri sodyum (Na), potasyum (K), kalsiyum (Ca), klor (Cl) ve fosfordur (P). Bunlar dışında kalan ve vücutta toplamda yaklaşık 5 mg’dan daha az bulunan magnezyum, demir, çinko, bakır, iyot, kobalt, krom, selenyum ve kalay ise eser elementler olarak adlandırılıyor. Tüm elektrolitler, vücutta hücre içinde veya hücre dışı sıvılarda (kan ve diğer vücut sıvıları) bulunuyor.
Özellikle düzenli spor yapanların vücutta elektrolit dengesine dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Acıbadem Fulya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk, “Vücuttaki hücre dışı sıvıların esas elektroliti olan sodyum, vücuttaki asit-baz dengesinin, kan osmolalitesinin, sinir iletisinin ve kas kasılmasının sağlanmasında önemlidir. Klor ise hücre dışı sıvıların esas anyonudur ve sodyum ile benzer fonksiyonlarda görev alır. Bununla birlikte hücre içi sıvıların asıl elektroliti olan potasyum da, sodyum ile benzer şekilde asit-baz dengesinin düzenlenmesi ve kas-sinir iletilerinde görev alır. İnsan vücudunda en fazla bulunan mineral olan kalsiyumun %99’luk kısmı kemiklerde, dişlerde yer alırken geri kalan %1’lik kısmı ise kanda ve yumuşak dokularda yer alır. Kemik ve dişlerde kalsiyumdan sonra en çok bulunan elektrolit ise fosfordur. Eser elementlerden olan magnezyum, özellikle kas ile ilgili fonksiyonlarından ötürü sporcular açısından önem taşımaktadır. Sporcular açısından önemli olan özellikleri açısından özetlemek gerekirse elektrolitler; kasların normal çalışmasında, sinir iletilerinin sağlanmasında, bilincin devamlılığında, sindirim sistemi fonksiyonlarının normal olarak idamesinde görev alırlar” dedi.
Uzun Süreli Antrenmanlarda Ekstra Elektrolit Gerekebiliyor
Besinlerle ve sıvılarla alınan elektrolitlerin, vücuttan terleme ve idrar yolu ile atıldığını belirten Doç. Dr. Cem Arıtürk, sözlerine şöyle devam etti: “Normal şartlarda düzgün beslenme bu elektrolitlerin temini için yeterlidir, ancak kaybın arttığı uzun süreli antrenmanlarda (kişisel özelliklere göre değişmekle birlikte 3-4 saat ve üzeri antrenmanlar), kaybı karşılayabilmek için ekstra elektrolit içerikli gıda ve sıvı ihtiyacı doğabilmektedir. Sporcularda ve özellikle uzun mesafe-endurans sporcularında sıvı-elektrolit dengesi denildiğinde (terleme ile en çok kaybedilen elektrolit tuz olduğundan) bahsedilmesi gereken en önemli konu sodyum dengesidir. Vücuttaki sıvı dengesinin sağlanmasının yanı sıra vücut içinde bulunan sıvının tüm vücut kompartmanlarında (kan- doğal vücut boşlukları-dokular arası) dengeli dağılımda olması da önemlidir. İşte elektrolitler ve özellikle sodyum, bu dengenin sağlanmasındaki temel faktörlerdendir. Vücutta tuz miktarının normalden az olmasına hipernatremi, az olmasına ise hiponatremi adı verilmektedir. Bununla birlikte vücuttaki sıvı miktarının durumuna göre aşağıdaki tablodaki alt sınıflamalar yapılmalıdır ve bu tablodaki durumlar birbirinden ayırt edilmelidir.”