İSTANBUL (AA) - İstanbul Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Başkanlığı Kanser Birimi Uzmanı Dr. Şeniz Kavak, erken evrede meme kanserlerinin ileri dönemlere gelene kadar belirgin bir belirti vermeyebileceğini belirterek, bilinçlenmenin erken teşhiste en önemli faktör olarak öne çıktığını, bu nedenle, meme kanserinin erken tanısı için önerilen kontrol programlarını uygulamanın önemli olduğunu bildirdi.
Kavak, Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında yaptığı yazılı açıklamada, hastalığın kadınlarda görülen kanser tipleri arasında birinci sırada yer aldığını belirterek, hayat boyu her 8 kadından birinin kansere yakalanma riskinin olduğunu kaydetti.
Erken evrede tespit edilmesi mümkün olan bu kanserle mücadelede, toplumun bilgilendirilip bilinçlendirilmesinin önemine değinen Kavak, bu amaçla 2004'ten itibaren "Ekim Ayı Meme Kanseri Bilinçlendirme Etkinlikleri"nin yurt genelinde düzenlendiğini vurguladı.
Şeniz Kavak, meme kanserinin, meme dokusundaki hücrelerden gelişen bir sorun olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"En sık görülen tipi, meme kanallarından kaynaklanan 'duktal' kanser denen kanserlerdir. Süt üreten bezlerden köken alan 'lobüler' kanserler de sık görülür. Ayrıca diğer dokulardan kaynaklanan daha nadir medüller, tübüler, müsinöz gibi tipleri de vardır. Meme kanseri gelişiminde bilinen en önemli risk faktörleri, obez veya aşırı kilolu olmak, yeterli fiziksel aktivite yapmamak, alkol kullanımı, ilk doğum yaşının 30'dan sonra olması veya hiç doğum yapmamış olmak, ileri yaşta menopoza girmek, kadın cinsiyet, ileri yaş, BRCA-1, BRCA-2 mutasyonları gibi birtakım genetik değişiklikler, meme kanseri öyküsünün bulunması, göğüse radyoterapi almış olmak, bazı iyi huylu meme hastalıkları, ailede meme kanseri öyküsü olması, ilk adetini erken yaşta görmek şeklinde sıralanabilir."
- Memedeki ağrısız ve zamanla büyüyen kitleye dikkat
Dr. Şeniz Kavak, meme kanserinin belirtilerine ilişkin de bilgi vererek, en sık rastlanan belirtinin, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin hissedilmesi olduğunu ancak hastaların çok azında ağrının da belirtilere eşlik edebileceğini aktardı.
Daha nadir olarak memede çekintiler, deride kalınlaşma, şişlikler, deride tahriş ya da bozulmalar ve meme ucunun hassaslaşması ya da içe dönmesi de dahil olmak üzere meme ucu belirtilerinin yer alabileceğini ifade eden Kavak, ağrı ve kanlı akıntının ileri evrelerde ortaya çıktığını bildirdi.
Tanı yöntemlerini de değinen Kavak, şunları kaydetti:
"Erken evrede meme kanserleri diğer kanser çeşitlerinde olduğu gibi ileri dönemlere gelene kadar belirgin bir belirti vermeyebilir. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu konuda bilinçlendirilmesidir. Bu nedenle, meme kanserinin erken tanısı için önerilen kontrol programlarını uygulamak çok önemlidir. Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını artırır. Erken tanı için üç temel yöntem uygulanabilir. Bunlar, evde kendi kendine yapılan meme kontrolleri, meme dokusu içerisinde herhangi bir şüpheli kitle ele geldiğinde vakit geçirmeden doktora başvurmak, ayrıca 40-69 yaş arası kadınların 2 yılda bir mamografi tetkiklerini yaptırmalarıdır. Normalde 20 yaşından sonra meme muayenesi ve yılda bir kez doktorda meme muayenesi yaptırmak önerilir. Bu nedenle, erken dönemde hastalığın yakalanması için kadınların bilgi sahibi olması gereklidir."
Kavak, mamografi çekimlerinin birinci basamakta hizmet veren Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezlerinde (KETEM) ücretsiz yapılabildiğini vurgulayarak, her hastanın tedavisinin farklılık gösterdiğini, tedavi kararında hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunları gibi birden fazla faktörün etkili olduğunu, multidisipliner bir çalışma gerektiren bu tedavilerin, cerrahi, radyoterapi, kemoterapi gibi farklı seçenekleri içerebildiğini kaydetti.