TBMM (AA) - AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili ve eski Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Atalarımızdan kalan birtakım şifalı bitkiler var ve bunlar 'kocakarı ilacı' diye bir kenara atılmış, kimyasal ilaçlar ithal edilmeye başlanmış. Bizim bu kocakarı ilaçlarından istifade etmemiz gerekiyor." dedi.
Tıbbi ve Aromatik Bitki Çeşitliliğinin Korunmasında, Bunların Üretiminde ve Pazarlanmasında Karşılaşılan Sorunlar ile Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, AK Parti Antalya Milletvekili İbrahim Aydın başkanlığında toplandı.
Komisyona davet edilen Veysel Eroğlu, tıbbi ve aromatik bitki pazarının önemine değinerek, günümüzde 110 milyar dolar civarında olduğu belirtilen pazarın, 2050 yılına kadar 500 milyar dolarlık bir potansiyele ulaşmasının söz konusu olduğunu söyledi.
Bakanlığı döneminde yaptıkları çalışmayla, Türkiye'ye bu alanda 5 milyar dolarlık ihracat hedefi belirlediklerini anlatan Eroğlu, şöyle konuştu:
"Bu çalışmalarla 5 milyar dolar seviyesinin üzerinde ihracat gerçekleştireceğimize inanıyorum. Türkiye iklimlerin de kavşak noktası olduğu için biyolojik fauna açısından çok zengin. Biyolojik çeşitlilik açısından bizden daha az potansiyele sahip olmasına rağmen Çin, Hindistan ve Almanya başı çekmektedir. Türkiye'nin enerjiden sonra en fazla ithal ettiği ürün ilaçtır. Atalarımızdan kalan birtakım şifalı bitkiler var ve bunlar 'kocakarı ilacı' diye bir kenara atılmış, kimyasal ilaçlar ithal edilmeye başlanmış. Bizim bu 'kocakarı ilaçlarından' istifade etmemiz gerekiyor. Kimyasal ilaç ithalatının azalması açısından bu durumu önemsiyorum. Bitkilerin özellikle gıda takviyesi olarak kullanılmasında büyük fayda olacağını düşünüyorum."
- "4 milyardan fazla fidanı toprakla buluşturduk"
Veysel Eroğlu, biyolojik çeşitliliğin önemli kısmının orman alanlarında yer aldığını, bu nedenle ormanların çok iyi şekilde korunması gerektiğini söyledi.
Bakanlığı döneminde gösterdikleri gayretle orman alanlarını 1.5 milyon hektar artırdıklarını vurgulayan Eroğlu, "Bakanlık görevimin sonunda 4 milyardan fazla fidanı toprakla buluşturduk. Biyolojik çeşitliliğin devamı açısından arının büyük önemi var. Bu yüzden 350 civarında bal ormanı kurduk. Bal üretiminde şu anda dünyanın ikinci ülkesi konumuna yükseldik. Bunun gibi dut eylem planı, kestane eylem planı, zeytin eylem planı... Eylem planları çerçevesinde hedeflerimize de ulaştık." diye konuştu.
- "Türkiye 3 iklime sahip tek ülke"
Yakın Doğu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kemal Hüsnü Can Başer, komisyona yaptığı sunumunda, dünyada en son 422 bin bitki türünün ilan edildiğini, bunun 52 bin 885'inin tıbbi ve aromatik bitki olduğunu söyledi.
Dünyada yıllık 150 bin ton uçucu yağ üretildiğini anlatan Başer, "Bir milyon çiftlikte uçucu yağ tarımının yapıldığını biliyoruz. Halen küresel uçucu yağ pazarı 6,5 milyar dolar civarında. Bu pazarın 2025 yılına kadar 15,8 milyar dolara ulaşması bekleniyor." dedi.
Başer, Türkiye'nin dünyada 3 iklime sahip tek ülke olduğuna ve florasının son derece zengin olduğuna işaret ederek, "Bu iklimler Akdeniz, kara ve okyanusya. Ülkemizde 9 binin üzerinde tür var. 12 binin üzerinde de çiçekli bitki taksonuna sahibiz. Ülkemiz bir kıta florası özelliği taşımaktadır. Floranın üçte birini aromatik bitkiler oluşturuyor. Bin kadar bitki türü ise halk tıbbında kullanılmakta. Floranın yüzde 33'ü civarında da endemik bitki var." diye konuştu.
Türkiye'nin 300 milyon dolar civarında tıbbi ve aromatik bitki ihracatı yaptığını kaydeden Başer, kekik, defne ve ada çayına indirgenmesi halinde 2018 yılında 105 milyon dolarlık ihracatın söz konusu olduğunu söyledi.
Türkiye'nin özellikle gül üretiminde son derece başarılı olduğunu, dünyada gül üretiminin Türkiye ve Bulgaristan'dan başka hiçbir ülkede yapılamadığını dile getiren Başer, "Gülden elde edilen ürünlerin kalp ve beyin üzerinde etkili olduğu yönünde bilgiler bulunmaktadır. Bizim de yaptığımız birtakım araştırmalara göre hafızayı güçlendirici etkiye sahip olduğunu söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin dünyanın en büyük kekik üreticisi olduğunu da belirten Başer, üretimi yapılan daha birçok ürünün olduğunu, Türkiye'nin dünya pazarında hak ettiği payı alması için yapılacak çok iş bulunduğunu dile getirdi.