Türk şiirinin büyük ismi Nâzım Hikmet’in 63 yıllık yaşamında bilinmeyen yönlerinin izlerini süren sergi, 21 Eylül’de İş Sanat Ankara Galerisi’nde açılıyor.
Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi’nin üçüncü katında yer alan Ankara Sanat Galerisi, Türk şiirinin büyük ismi Nâzım Hikmet’in 63 yıllık yaşamından kesitler taşıyan “Nâzım’a Yolculuk” sergisine ev sahipliği yapıyor. Geçtiğimiz aylarda İş Sanat Kibele Galerisi’nde izleyiciyle buluşan sergi, bu kez Ankaralı sanat ve edebiyatseverlerin karşısına çıkıyor. Şairin Selanik’ten Moskova’ya kadar uzanan büyük yolculuğuna eşlik etme çabası olan sergide, genç yaşından itibaren hayallerinin peşinden giden, şiirler yazan Nâzım Hikmet’in hayatı ile ilgili şimdiye kadar bilinmeyen yönlerine dair izler bulmak mümkün...
Şairin büyük ailesi Celile, Samiye, Yahya Kemal, Piraye, Memet, İpekçi, Serteller, Naci Sadullah, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Sedat Simavi, Ahmet Emin, Münevver, Mehmet Hikmet gibi birçok isimden ve daha pek çok başka duraktan geriye kalan değerli mektup, fotoğraf, belge, yayın Nâzım’a Yolculuk sergisi için bir araya getirildi.
“Nâzım’a Yolculuk”ta;
- Şairin anneannesinin babası Müşir Mehmet Ali Paşa’nın 1878’de Almanya’da Berlin Kongresi’nde Osmanlı heyetinde bulunurken bir Alman gazetesinde yayımlanan şiiri ve Türkçe çevirisi ile Alman besteci Reinhold Stöckhardt tarafından bestelenen ve Türkiye’de hiç icra edilmeyen bestenin notalar,
- Berlin Kongresi zamanında yapılmış bir kartpostal,
- Nâzım Hikmet’in Heybeliada Bahriye Mektebi öğrenciliği sırasında yazdığı mektup ve fotoğraflar,
- Kurtuluş Savaşı’na katılmak üzere Anadolu’ya geçen, ancak cephe yerine O’na ve yol arkadaşı Vâla Nureddin’e Bolu’da öğretmenlik görevinin verilmesiyle Zonguldak, İnebolu, Ankara, Bolu’yu kapsayan yolculuğu sırasında babasına ve annesine yazdığı mektuplardan örnekler, buralarda çektirdiği fotoğraflar,
- Nâzım Hikmet’in İstanbul’dan Paris’te yaşayan ressam annesi Celile Hanım’a yazdığı ve menekşe ile süslediği mektup,
- Şairin yakın dostu Kemal Tahir ile karşılıklı ithaflarına konu olan ve Kemal Tahir’in ikinci basım için üzerinde düzeltme yaptığı Sağırdere romanı,
- Nâzım Hikmet’in, yurtdışına gittiği için ancak ölümünden sonra basılabilen ve en önemli eserlerinden biri olan Kuvayı Milliye Destanı’nın İnkilâp yayınlarına basılması için kendi el daktilosunda yazıp verdiği nüshası,
görülebiliyor.
Küratörlüğünü Prof. Haluk Oral’ın, tasarımını Emre Senan’ın, proje koordinatörlüğünü Rûken Kızıler’in üstlendiği sergi, 21 Eylül-31 Aralık 2019 tarihleri arasında ziyaret edilebilir. Ankara Sanat Galerisi, pazartesi günleri, ramazan ve kurban bayramlarının ilk günleri ile 1 Ocak günü hariç her gün saat 10.00 – 18.00 arası ücretsiz olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.
Nâzım Hikmet’in yolculuğu
Nâzım Hikmet’in büyük dedeleri Müşir Mehmet Ali Paşa ve Mustafa Celâleddin, Polonyalı ve Alman isimleriyle dünyaya gelseler de kendilerine vatan seçtikleri Osmanlı için yaşamlarını feda ederler. Hayat hikâyesi 1902’de Selanik’te başlayan, çocukluğunda Diyarbakır, İstanbul, Halep’i dolaşan Bahriyeli Nâzım, İstanbul’da derin bir soluk alır. Yoldaşı Vâlâ Nureddin ile Kurtuluş Savaşı’na katılmak üzere Anadolu’ya giden şair, Vâlâ Nureddin ile birlikte Mustafa Kemal tarafından kabul edilir.
Moskova’da yeni bir dünya görüşünü tanıyan şair, hapsi göze alarak ülkesine döner ve ilk kez Hopa’da hapse girer, ardından Sultanahmet ve Ankara cezaevlerinde yatar, özünü, biçimini, söyleyişini, şiirini arar durur.