ANKARA (AA) - KEMAL KARADAĞ - Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, kayyum atanan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile irtibatlı şirketteki uzman yardımcısının iş akdinin haksız nedenle feshedildiğine hükmeden mahkeme kararını bozdu.
FETÖ'nün darbe girişiminin ardından 22 Temmuz 2016'da örgütle bağlantılı bir şirkete kayyum ataması yapıldı. Bu atamanın ardından şirkette işten çıkarmalar yaşandı.
İşten çıkarılan mali işler uzman yardımcısı, şirketin kayyuma devredilmesi nedeniyle haksız olarak iş akdinin feshedildiğini ileri sürerek dava açtı.
Davalı avukatı ise kayyum atanan şirketteki yaklaşık 600 kişinin gözaltına alındığını, güven ilişkisinin zedelendiğini iddia etti.
Fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmediği sonucuna varan yerel mahkeme, güvenin sarsıldığının, elverişli objektif olaylara dayanan güçlü bir şüphenin bulunduğunun ispatlanamadığını belirterek, fesih işlemini geçersiz saydı.
İstinaf kanun yoluna başvurulmasının ardından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi de salt şirket yönetiminin değişmesi gerekçesine dayanılarak işçinin iş akdinin sonlandırılmasının yerinde olmadığına, feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar verdi.
Temyiz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise kararı bozarak, iş akdinin feshinin geçerli nedene dayandığına hükmetti.
- Gerekçeden
Davalı şirketin, FETÖ ile irtibat, iltisak nedeniyle yönetimine kayyum atanan şirketler arasında bulunduğuna işaret edilen kararda, kayyum atamasının doğal sonucunun da terör örgütü ile irtibatlandırılan şirketin üst yönetiminin değiştirilmesi olduğu vurgulandı.
Aynı yöneticiler ile çalışmaya devam edilmesi durumunda kayyum atamasının bir anlamının kalmayacağına dikkat çekilen kararda, "Kayyum atanması sonrasında oluşturulan yeni yönetimin, önceki yönetim zamanında görev almış kişileri çalıştırmaya devam etmesini beklemenin mümkün olmadığını ve iş sözleşmesinin devamının çekilmez hale geldiğini kabul etmek gerekeceği açıktır." tespitine yer verildi.
Kararda, davacının iş akdinin feshinin geçerli nedene dayandığı ve davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu kaydedildi.