RAMALLAH (AA) - ESAT FIRAT - Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Konseyi Üyesi ve Filistin Sosyal Kalkınma Bakanı Ahmed Mecdelani, BM Genel Kurulunda Filistin davasına yönelik sözleri dolayısıyla Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti.
Mecdelani AA muhabirine verdiği mülakatta, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM Genel Kurulunda Filistin davasına ilişkin dünya liderlerine hitaben yaptığı konuşmayı değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrının Filistin’in tavrı olduğunu belirten Mecdelani, "Bu sorumlu bir duruştur, ne Erdoğan’a ne de Türkiye’ye yabancı bir duruştur." dedi.
Mecdelani, "Hem şahsım adına hem de tüm Filistin yönetimi adına Filistin davasının özünü temsil eden bir tavırla, dünya liderlerinin karşısında kaldırdığı Filistin haritasıyla, İsrail’in sınırlarının belirlenmesini talep eden ve başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırları üzerinde bağımsız devletini kurmak isteyen halkımızın hakkını vurgulayan bir duruş sergileyen Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı takdir ediyorum." ifadelerini kullandı.
Filistin yönetiminin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorumluluk yüklü tavrını desteklediğini vurgulayan Mecdelani, "Zira bu tavır ne Türkiye ne de Erdoğan üzerinde eğreti duruyor." diye konuştu.
- Filistin ABD’nin ara buluculuğuna alternatif arayışında
Mecdelani, Filistin yönetiminin, ABD’nin vetoları nedeniyle adeta çalışamaz hale gelen BM sisteminin yapısına rağmen uluslararası toplumdan destek almaya devam ettiğini dile getirerek, ülkesinin ABD’nin İsrail ile barış müzakerelerindeki ara buluculuğuna alternatif çok yönlü uluslararası bir ara bulucu mekanizmanın oluşturulması arayışında olduğunu söyledi.
ABD’nin İsrail’in talebi doğrultusunda Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansının (UNRWA) çalışmalarını baltalamaya çalıştığını da hatırlatan Mecdelani, buna rağmen UNRWA’nın çalışmalarını uzatmak için büyük bir diplomatik çaba yürüttüklerini anlattı.
- Kudüs Bakanı Hedmi’nin gözaltına alınması
Mecdelani, Filistin yönetimine bağlı Kudüs İşleri Bakanı Fadi el-Hedmi'nin 25 Eylül’de İsrail güçlerince evine düzenlenen baskınla gözaltına alınmasını da kınayarak, İsrail’in işgal altındaki Kudüs’e sistematik bir baskı politikasıyla hakim olmaya çalıştığına vurgu yaptı.
İsrail’in kanunlarını zor kullanarak Kudüs’e uygulamaya çalıştığını ve Filistinlilerin haklarını gasbettiğini belirten Mecdelani, "Kudüs'teki ve tüm Filistin topraklarındaki işgalle mücadele etmek için halkımıza karşı sorumluluğumuz doğrultusunda her türlü çabayı gösteriyoruz." ifadelerini kullandı.
Mecdelani, İsrail’in Filistinlilerin Kudüs’teki faaliyetlerini kısıtladığını, böylece kutsal kentin Arap-İslam kimliğini yok etmeye çalıştığını aktararak, "Kudüs’teki çatışma, egemenlik, var olma ve kutsal kentin kimliğine dair bir çatışmadır." değerlendirmesinde bulundu.
Uluslararası topluma Filistin’e yönelik sorumluluklarını yerine getirme çağrısında bulunan Mecdelani, şöyle devam etti:
"Uluslararası toplumun, uluslararası hukukun üstünde bir devlet olarak hareket eden İsrail'e karşı yaptırımlara dönüşmeyen kınama ifadeleriyle yetinmeye devam eden pozisyonunda somut bir ilerleme söz konusu değildir."
- Hamas da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tebrik etmişti
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a BM Genel Kurulunda dünya liderlerine hitaben yaptığı konuşmadaki Filistin'e ilişkin tarihi ve cesur sözleri dolayısıyla teşekkür etmişti.
- Erdoğan'ın BM'deki konuşması
BM 74'üncü Genel Kurulu genel görüşmeleri açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyada adaletsizliğin en çok yaşandığı yerlerden birinin, İsrail işgali altındaki Filistin toprakları olduğuna dikkati çekerek, özetle şunları kaydetmişti:
"Daha birkaç gün önce sokaktaki masum bir Filistinli kadının İsrail güvenlik güçleri tarafından alçakça öldürüldüğü görüntüler bile vicdanları harekete geçiremiyorsa artık sözün bittiği yerdeyiz demektir. Ben merak ediyorum bu İsrail neresidir, acaba bu İsrail'in toprakları nereleri kapsıyor, 1947'de İsrail neresiydi, bunun ardından acaba 1949, 1967'de İsrail neresiydi ve şu anda İsrail neresi?
Sene 1947, neredeyse burada İsrail yok gibi, tamamı Filistin... Sene 1947 paylaşım planı var ve Filistin küçülüyor, İsrail büyüyor. Geliyorum 1967'ye, 1949'la birlikte İsrail büyüyor, Filistin küçülüyor. Geliyorum bugüne, güncel durum şu an artık adeta Filistin yok, neredeyse tamamına yakını İsrail. İsrail doyuyor mu, hayır doymuyor. İsrail şimdi de kalanını almanın gayreti içerisinde. Peki Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyinin, Birleşmiş Milletlerin İsrail ile almış olduğu bunca karar var, bu kararlar uygulamaya geçiyor mu, hayır geçmiyor. Peki o zaman Birleşmiş Milletler ne işe yarıyor? O zaman bu çatının altında bizler, aldığımız kararlarla tesirli olamıyorsak adalet nerede temerküz edecek? İşte sıkıntımız burada."