TBMM’de AK Parti grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Grup salonunda “Tayyip Dede” diye bağıran küçük bir çocuğa “Efendim” diye cevap veren Erdoğan’ı çok sayıda partili izledi.
Konuşmasının başında Meclis çalışmalarından bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütçe görüşmelerinin 9 Aralık’ta başlayıp 20 Aralık’a kadar devam edeceğini, her bakanın kendi bakanlığının bütçesinin görüşüldüğü gün tüm ekibiyle birlikte Meclis’te bulunacağını belirtti.
“Artık kanun tekliflerini hazırlama ve tüm safhalarıyla takip ederek yasalaştırma sorumluluğu tamamıyla milletvekillerimize aittir” açıklamasında bulunan Erdoğan, asıl işin milletvekillerine düştüğünü belirtti.
Milletvekillerinin seçim bölgelerini kesinlikle ihmal etmemelerini isteyen Erdoğan, AK Parti grubundaki her milletvekilinin bu iki görevi yürütebilecek beceride olduklarının altını çizdi. Erdoğan ”Bundan böyle kesinlikle her milletvekilimiz kendi seçim bölgesini ihmal etmemeli. Her hafta bölgesine gidecek ve bölgesinde sadece her zamanki uğrak yerlerine değil, bölgesinin tüm ilçelerine, mahalle veya köylerine kadar gidip oralardaki vatandaşlarımızın hal ve hatırını soracak, muhtarlarla görüşecek ve bize ulaşması gerekenleri bize ulaştıracak, bakan yardımcılarımıza ulaştırılması gerekenleri bakan yardımcılarımıza ulaştırmak suretiyle bu çalışmalarımızı yürüteceğiz. AK Parti milletvekili olmak demek, sadece Salı, Çarşamba, Perşembe Ankara’ya gelmek değil, Ankara’daki çalışmaları takip edip, bunu kendi il ve ilçeleri ile sağlıklı bir şekilde koordine etmektir” diye konuştu.
“İLİŞKİLERİ BOZMAYA YÖNELİK ÇALIŞMALARIN GERÇEK MAHİYETİNİ EN İYİ GÖREN DE SAYIN TRUMP’TIR”
ABD’ye yaptığı çalışma ziyaretine ilişkin milletvekillerini bilgilendiren Erdoğan, “Amacımız bu zor dönemi her iki ülke için de en makul, kabul edilebilir ve sürdürülebilir şekilde yürüterek geride bırakmaktır” diye konuştu.
Gerek bölgedeki, gerekse dünyadaki gelişmelerin Türkiye ile Amerika’nın çok daha yakın ve birbirlerini destekleyici ilişkiler içinde olmasını gerektirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Aramızdaki sorun alanlarının çoğu küçük pürüzlerden ibarettir. Bu sıkıntılar, Amerika’daki ülkemiz karşıtı çevrelerin köpürtmesiyle suni olarak yürütülmüş ve ilişkilerimize zarar verecek boyuta taşınmıştır. İki ülke arasındaki ilişkileri bozmaya yönelik çalışmaların gerçek mahiyetini en iyi gören de Sayın Trump’tır. Bunun içtin sistemin ve siyasetin tüm baskılarına rağmen Türkiye-Amerika ilişkilerinin belirli bir seviyenin altına düşmemesi konusunda inisiyatif kullanmaktadır. Biz de aynı anlayışla yüzümüzü geleceğe çevirerek kronik sorunları derinleştirmek yerine işbirliği yapabileceğimiz alanlara odaklanıyoruz. Son ziyaretimiz bu bakımdan oldukça faydalı geçmiştir. Yaptığımız görüşmelerde aramızdaki birçok meseleye kökten çözüm getiremedik ama bu meselelerin ilişkilerimizi esir almasına izin vermediğimizi tüm dünyaya gösterdik” şeklinde konuştu.
“ S-400 KONUSUNDA KOPARTILAN FIRTINANIN BAŞKA AMAÇLARA MATUF OLDUĞUNU TEKRAR ANLATTIK”
100 milyar dolarlık ticaret hedefine ulaşma konusundaki kararlılıklarını teyit ettiklerini, gümrük vergilerinin düşürülmesinden, tercihli ticaret anlaşmasına kadar kısa sürede kat edilebilecek çok mesafe bulunduğunu söyleyen Erdoğan, önümüzdeki dönemde bununla ilgili adımların atılacağını belirtti.
“Adeta sorunların kilit noktası haline dönüştürülen S-400 meselesinde görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız vasıtasıyla çözüm yolları aranması konusunda mutabık kaldık” diyen Erdoğan, Trump’a Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi alma noktasına nasıl geldiğini ifade ettiğini, Trump’un bu konuda Türkiye’ye hak verdiğini belirtti. Erdoğan, “Ülkemizin artık bu savunma sisteminden vazgeçmesinin söz konusu olamayacağını, çözümün bu gerçek ışığında bulunması gerektiğini söyledik. NATO’nun kendi savunma konsepti açısından herhangi bir mani teşkil etmediğini açıkladığı S-400 konusunda kopartılan fırtınanın başka amaçlara matuf olduğunu tekrar anlattık. Bu husustaki aşırı ısrarın Türkiye’nin egemenlik haklarına yönelik haklarına tecavüz anlamına geleceğinin altını çizdik. Amerika’dan Patriot sistemi alma talebimizi de tekrarladık. F-35 uçakları ile ilgili ülkemize yapılan haksızlığı tekrar dile getirdik. Türkiye’nin F-35’inproje ve üretim ortağı olduğunu belirttik. Zira F-35’de Türkiye müşteri değildir, ortaktır. Bu proje kapsamında taahhüt ettiğimiz 2,1 milyar doların 1,4 milyar dolarını ödediğimizi tekrar hatırlattık. Şayet F-35 meselesinde mevcut uzlaşmaz tavır sürerse Türkiye’nin orta vadeli ihtiyaçlarını karşılamak için başka arayışlara gireceğini de söyledik” ifadelerini kullandı.