En sık rastlanan hastalıklardan biri olan astım düzenli tedavi edildiğinde yaşamı olumsuz etkileyen bir sorun olmaktan çıkıyor. Liv Hospital Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ferah Ece “Astım ataklarla gelen kronik bir hastalık olduğu için onunla yaşamayı bilmek ve ilaçların düzenli kullanılması çok önemli. Çünkü astım kontrol altına alınmadığında hayatı kısıtlıyor. Yürümek, hareket etmek bile mümkün olmayabiliyor. Bu sebeple düzenli tedavi ile yaşamı olumsuz etkilemekten çıkıyor.” diyor.
Aşırı yorgunluk da tetikliyor
Astım, solunum yollarının mikrobik olmayan bir iltihap sonucu aşırı derecede duyarlı olmasına ve bazı etkenlerle ataklar halinde daralmasına neden olan bir solunum yolu hastalığıdır. Toz, duman, koku gibi uyaranlar öksürük, nefes darlığı ve göğüste sıkışma hissi gibi yakınmalara yol açar. Krizde hava yollarını saran kaslar kasılır, hava yollarının yüzeyleri iltihaplanıp şişmeye başlar, balgam oluşur. Tüm bu tepkimeler hava yollarının daha daralıp tahriş olmasına neden olur ve hırıltı, hışıltı ile kendini gösterir. Kalıtım, cinsiyet ve şişmanlık gibi kişisel risk faktörleri ve alerjen maruziyeti, sigara dumanı, hava kirliliği, mesleksel uyaran maruziyeti gibi çevresel risk faktörleri astım görülme olasılığını artırır. Ayrıca soğuk hava, mikrobik hastalıklar, aşırı yorgunluk ve psikolojik bozukluklar da astım şikayetlerini artırabilir.
Kuru ve inatçı öksürüğe dikkat!
Gülerken, ağlarken hatta derin nefes alırken bile kuru ve inatçı bir şekilde öksürüyorsanız dikkat etmeniz gerekiyor. Çünkü tüm bu belirtiler astım hastalığına işaret ediyor. Astımın en sık görülen belirtileri; nefes darlığı, hırıltılı nefes alıp verme, göğüs kafesinde sıkışma hissi, normal insanlara göre daha çabuk yorulma, hareket mesafesinde kısalma ve bazen de yukarıda belirtildiği gibi öksürüktür.
Takip çok önemli
Astım tedavisinde; belirtilerin kontrol altına alınması, kişilerin normal aktivitelerini sorunsuz yapabilmeleri, astım ataklarının önlenmesi, akciğer fonksiyonlarının normal ya da normale yakın seviyelerde tutulması hedeflenir. Bu da tetikleyici risk faktörlerine maruziyetin ortadan kaldırılması ve astım tedavisinin düzenlenerek belirli aralıklarla takibi ile mümkün olur.
Astım tedavisinde kullanılan ilaçlar kontrol edici ve nefes açıcı olmak üzere iki gruba ayrılır. Kontrol edici ilaçlar mikrobik olmayan iltihapı iyileştirir, etkileri uzun dönem düzenli kullanıldığında ortaya çıkar. Kortizon içeren ilaçlar, lökotrien sistemini etkileyen ilaçlar, uzun etkili beta agonist ilaçlar, teofilin ve anti-IgE bu grupta sayılır. Nefes açıcı ilaçlar ise kullanımdan hemen sonra etkilerini gösterir ve nefes darlığı, hırıltılı solunum gibi şikayetlerde rahatlama sağlar.
Bu grup ilaçlar, kısa etkili beta agonist ilaçlar, antikolinerjik ilaçlar ve teofilindir. Düzenli tedavi gören hastaların büyük çoğunluğunda, astım yaşamı olumsuz yönde etkilemez. Buna karşılık eksik ya da düzensiz tedavi; astım hastalığının giderek ağırlaşması ile hava yollarında ve çevresinde oluşan geriye dönüşümsüz yeniden yapılanmaya neden olur.