İlhamını üç bin yıllık Türk medeniyet tasavvurundan alan, felsefesini Orhun Anıtlarında somutlaştıran Türk Milliyetçiliği anlayışının modern fikir hareketi hüviyeti kazanması, 19. yüzyılın ikinci yarısında gerçekleşmiştir. Türk Milliyetçiliğinin bir kadro ve fikir partisi yapısına dönüşerek siyasî hayatımızdaki güzide yerini alması Milliyetçi Hareket Partisiyle mümkün olmuştur.
1948’de Millet Partisi’yle başlayan doğuş, Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisiyle doğruluşa, buradan da Milliyetçi Hareket Partisine adım adım, aşama aşama, perde perde ulaşmıştır.
Türk Milliyetçiliğinin tek siyasi temsilcisi olan partimiz 8-9 Şubat 1969 tarihinde Adana'da yapılan genel kongrede Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin adını Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirmesiyle kurulmuştur. Ardından toplanan ilk Genel İdare Kurulu’muzda ise partimizin amblemi "üç hilâl" olarak kararlaştırılmıştır.
Siyasi hayatımızın yol haritasını çizen, elden ele mücadeleyi sürdüren, demokrasiye ve millete muhabbetten bir an olsun ayrılmayan dava ve siyaset büyüklerimizi, tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha hürmetle anıyorum.
Merhum Mareşal Fevzi Çakmak’a, merhum Osman Bölükbaşı’na ve elbette merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’e Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyorum.
Bugün Türk Milliyetçileri için bir onur ve Türk milleti için hayati bir dönüm noktası olan Milliyetçi Hareket Partisinin kuruluşunun 51. yılını yaşıyoruz. Şan ve şerefle dolu 51 yıl… Türklüğe adanmış 51 yıl…
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin veciz ifadesi ile: “Partimizin yaşı 51’dir, siyasetimizin yaşı 72’dir, davamızın yaşı Türklüğün yaşıyla eştir, eşittir.” Türk’ün cihana nizam verme ülküsüne inanmış olan ecdadımızın kutlu davasını devam ettiren ve ettirecek olan Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in kıymetli temsilcileridir.
Milliyetçi Hareket Partisi kurulduğu günden beri vatan ve millet sevdalılarının buluşma noktası, Türk Milliyetçiliği fikrinin okulu hâline gelmiştir. Bu okulun ülke çapında uyandırdığı millî şuur sayesindedir ki Büyük Gazi’den sonra unutturulmaya çalışılan Türklüğün medeni vasfı milletimize yeniden hatırlatılmıştır.
Yine bu okul sayesindedir ki milletimiz, içine çekilmeye çalışıldığı küçük millet olma kompleksinden uzaklaştırılmıştır. Ecdadını daha iyi tanıyan milletimiz, daha büyük işler yapacağına inanmış ve Milliyetçi Hareket’in Türklüğün yüceliğini hatırlatan söylem ve eylemleri sayesinde ayağa kalkmıştır.
Tam da bu sebepledir ki partimiz, kurulduğu günden beri iftiralara uğramış; Türk ve Türkiye düşmanlarının öncelikli hedefi hâline gelmiştir. Tarih boyunca Türk Milliyetçilerinin yaptığı üzere camiamız da göğsünü her türlü saldırıya siper etmiş, Hakk’ın vadettiği günlerin yakın olduğuna iman etmiştir. Çok şükür ki Türk’üm demenin neredeyse ayıp olduğu, Türkiye dışındaki Türklere sevgi beslemenin ise suç olduğu o acı günlerden bu güzel günlere gelinmiştir.
Hakk’ın vadettiği günlere, gerçek şafağa ise henüz ulaşılmış değildir. Bu iman ve inançla mücadelemize devam edeceğimizin bilinmesini isteriz. Türk milleti kutlu hedefe doğru ilerledikçe önümüze daha büyük engellerin çıkacağının farkındayız. Bu engelleri aşacak güce ve donanıma da sahibiz. Türk milletinin, Milliyetçi Hareket’e olan ihtiyacının şuurundayız.
Milliyetçi Hareket, kaderini Türk milletinin kaderiyle eşitlemiş bir davanın adıdır; Türk milletinin sadık hizmetkârı, ülküdaşı olmaya devam edecektir.
Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin kızılelmamız olarak gösterdiği “2023 bölgesinde lider ülke Türkiye” ve “2053 küresel güç Türkiye” hedeflerine ulaşmak için durmak, dinlenmek, yorulmak bilmeden çalışma azmindeyiz. Başaracağımıza olan inancımız ise tamdır. Çünkü Allah bizimledir.