TBMM Başkanı Şentop: "Ayasofya’nın ibadete açılması bir tarihi olay"

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Ayasofya’nın ibadete açılmasının tarihi bir olay olduğunu belirterek, "Milletimizin gönlünde Ayasofya’nın cami olarak kullanılması kararı vardı. Mahkemelerimiz Türk milleti adına karar veriyor. Bu kararla uzun zamandır milletimizin içinde ve gönlündeki hasret sona ermiştir" dedi.

TBMM Başkanı Şentop, TBMM’de açıklama yaptı. Ayasofya’nın ibadete açılmasının tarihi bir gün olduğunu belirterek, "Bugün bu kararla beraber tarihi bir gün. Danıştay 10. Dairesi Ayasofya’nın camiden müzeye çevrilmesi ile ilgili Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. Bu iptal üzerine eski, hale dönmüş oldu. Camiyi müzeye çeviren karar iptal edildiği için cami müzeye çevrilmemiş hale geldi. Karar ile Ayasofya cami olarak ibadete açılmış oldu. Cumhurbaşkanımızın yayınlamış olduğu kararname ile bu kararın uygulanma şekline dair bir uygulanma şeklini, uygulamaya dair işlem. Bununla da bütün camilerin de olduğu gibi Ayasofya’nın cami olarak yönetimine dair Diyanet İşleri Başkanlığına verilmiş oluyor. Ayasofya’nın ibadete açılması bir tarihi olay. Ayasofya bizim kuşağımızın, bir çok kuşağın ideallerinde cami olarak açılması gereken bir yapı olarak her zaman yer almıştı, hedef, rüya, hayal olarak yer almıştı. ’Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın’ sloganı gençliğimizin, önceki gençliğin en önemli sloganlarından birisiydi. Bu hususta o dönemin gençlik liderlerinden Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda o yıllarda büyük gayret gösteren kişiydi. Onun Cumhurbaşkanlığı döneminde gerçekleşmiş olması, Ayasofya’nın camiye çevrilmiş olması ayrıca anlamlı. Danıştay kararı uluslararası hukuk bakımından değerlendirmeler içeriyor. İç hukuk bakımından çok zor değil. Ayasofya Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan vakfın cami olarak , Vakfiye’de yer alıyor. Vakfiye’de Ayasofya’nın cami olarak kullanılmasına dair hüküm var. Diğer camiler Sultan Ahmet, Süleymaniye gibi kendilerine has vakfiyeleri var.ç kullanım amacı da Vakfiye’de belirtilmiş. vakfiye’de belirtilen bu amacın değiştirilmesi doğru değil. bu konu sadece Türkiye’nin iç hukukunda değil, başka ülkelerin de Kıbrıs’ta İngiliz yönetimindeyken vakıf eserlerinin tahsis edilen amaçları doğrultusunda kullanılmalarına yönünde iç hukuk düzenlemeleri yapılmış. Bu bakımdan vakıfta belirlenen esasların devlet hukukları tarafından benimsenmesi dünyada kabul edilen yaklaşım. Burada iç hukuk çerçevesinde vakfiyedeki kullanım amacına uygun olarak kullanılması, buna aykırı olan Bakanlar Kurulu karının iptali yönünde karar. Uluslararası hukuk bakımından Dünya Kültür mirasına dahil olan bir yapı olması itibariyla değerlendirmeler var. Dünya Kültür mirasına dahil olan Ayasofya değil, Sultan Ahmet, Süleymaniye de var. Bir yapının Dünya Kültür mirasına dahil olması içim müze olması gerekmiyor, bu mirasa dahil camiler de var. Burada kastedilen şey, bütün insanlık için değerli, kıymetli olmasıdır. Bu eserin korunması konusunda bir yaklaşım, deklerasyon olması. Kullanım amacının uluslararası kurum, kuruluş, sözleşmelere göre belirleneceği anlamına gelmiyor. Bu sözleşmelere egemenlik haklarına saygı gösterileceği, iç hukuk düzenlemelerine göre bu işlerin yürütüleceğine dair hükümler var. Uluslararası sözleşmelere göre Türkiye’nin burayı nasıl kullanacağına dair karar yetkisi var, bu teslim ediliyor" ifadelerini kullandı.

Şentop, şöyle konuştu:

"Milletimizin gönlünde Ayasofya’nın cami olarak kullanılması kararı vardı. Mahkemelerimiz Türk milleti adına karar veriyor. Bu kararla uzun zamandır milletimizin içinde gönlündeki hasret sona ermiştir. Hayırlı olsun."

Şentop, "Ayasofya’da ne zaman namaz kılacaksınız" sorusuna önümüzdeki hafta içerisinde olabileceğini ifade etti.

Baro Başkanlarına ilişkin değerlendirme yapan Şentop, “Bugün gelmeleri yönünde tekrar bu çağrılar kendilerine de yapılıyor, söyleniyor, eğer hiç duymayan varsa çok megafonla anons yapıyorlar, kendileri ben de çekimler var, videolar var. Ben de kendilerine buradan seslenelim, Baro başkanlarımız Meclise herkesin girdiği gibi gelebilirler, yani kimliklerini bırakarak, giriş kartı alarak Meclise girebilirler. Genel Kuruldaki görüşmeleri izleyebilirler. Bunun için milletvekili arkadaşımızın arabasının içerisinde illegal tırnak içerisinde illegal bir yoldan içeriye girmelerine gerek yok. Yani kimlik vermeden kayıt yaptırmadan giriş kartı almadan girmelerine gerek yok, hepimiz hukukçuyuz, onların da hukuk kurallarına Meclisin içtüzük dahil yönetmelikleri ve kurallarına uyması lazım. Ben buraya istediğim gibi istediğim şekilde girerim diyen varsa o zaman hukuk kuralları buradaki kurallar devreye girer. Buna gerek yok arabanın arkasında, ister yere yatarak falan saklanarak girmelerine gerek yok, kimliklerini bırakıp Baro Başkanları girebilir. Ama biz Baro Başkanları olarak sade girmek istemiyoruz işte biz 1000 tane daha avukat arkadaşımız var, hep beraber gireceğiz. 1000 avukatla beraber buraya girmek burada Meclis çalışmalarını o zaman etkilemeye yönelik engellemeye yönelik bir faaliyet gerçekleştirmek anlamına gelecektir, niyet bu şekilde yorumlanabilir buna gerek yok." dedi.

Konulmuş kurallar olduğunu hatırlatan Şentop, "Meclisimizin görüşlerini herkese açıklayabilir, kulislerde milletvekillerimiz de görüşebilir, buna bir mani bir durum yok. Komisyonda ilgili aşamada giriş yasağı vardı, meclisimizde halen vardır, giriş yasama Komisyon’daki şartları hepiniz gördünüz. Mecliste görev yapan arkadaşlarsınız. Orada en büyük komisyon salonumuz olduğunda ona rağmen milletvekillerinin yoğun katılımıyla gerçekleştiği için bu salgın şartlarında yapılan her işte milletvekillerimiz dahil herkes şikayetçi oldu.

Bir de oraya ilaveten 80 Baro Başkanımız ve yeni katılırsam Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyeleri vesaire oradaki bu çalışmaların sağlıklı bir şekilde yürütme imkanı yoktur. Bir de komisyon çalışmalarına katılabilmek için iç tüzüğe göre komisyon tarafından bir şahsın davet edilmesi gerekir 30. maddesine göre ise bazı arkadaşlarımızın tuhaf tuhaf cahil cahil açıklamaları var. Daha önce falan kişi falan komisyona gelmiştir. Bırakın Adalet Komisyonunda bu kanun görüşülürken gelen Barolar Birliği temsilcileri var ,nasıl geldiler. İç tüzük 30. maddeye göre komisyon istediği kişileri o görüşülen mevzuatla ilgili olarak davet ederek onlarla onların görüşlerini alabilir." diye konuştu.

Şentop, açıklamasına şöyle devam etti:

"İç tüzük 30’a göre davet edilen kişi olsa onları buraya girişle ilgili olan o yasaklı onlar açısından da bir istisna teşkil ediyor ve girebiliyorlar. Dolayısıyla Baro Başkanlarıyla ilgili böyle bir talep eğer olmuş olsaydı komisyonun onların da o dönemde girme imkanı olabilirdi. Bu bir istisnası olurdu, uygulamamızı anlatabiliyor muyum? İç tüzüğe göre daha önce komisyonlara gelip bilgi verenler olmuştur, Adalet Komisyonunda Barolar Birliği temsilcileri bir girmiştir ama bunlar Komisyon’un daveti ile olmuştur. Komisyon davet ettikten sonra 80 Baro Başkanı olsa onlar da girebilirlerdi, ama böyle bir davet yok. Birkaç kişi için davet yapıldı, gelmediler.

Ama Genel Kurul bu anlamda müsait, Genel Kurul arka tarafındaki izleyici locası dediğimiz kısım geniş bir kısım orta mesafe kurallarına uygun olarak oturmak takip edebilmek mümkün. Onun için burada bu sınırlamayı arkadaşlarımızla talebi üzerine biraz gevşetmiş olduk bunu da burada ifade etmek isterim“

(İHA)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri