MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, CHP'nin, TBMM'de kabul edilen kanunların iptali için Anayasa Mahkemesine (AYM) başvurmayı siyasi bir alışkanlık haline getirdiğini belirterek, "Avukatlık Kanunu'ndaki değişikliğin iptal sebebi olarak ileri sürmüş oldukları, süre bakımından, usul açısından içtüzüğe aykırılık ve eksiklik söz konusu değildir." ifadesini kullandı.
Yıldız, yaptığı yazılı açıklamada, CHP'nin, yürürlüğe giren ve 28 maddeden oluşan Avukatlık Kanunu'ndaki değişikliğin, 21 maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurduğunu anımsattı.
Bu kanunla, baroların gerçek görevlerine döneceğini belirten Yıldız, baro hizmetlerinin Avukatlık Kanunu'ndaki düzenlemeler çerçevesinde daha etkin ve sağlıklı yürütüleceğini vurguladı.
CHP'nin Anayasa’nın 150. maddesinden aldığı yetkiyle iptal davası açabileceğini ifade eden Yıldız, "Ancak CHP, düzenlemenin anayasaya aykırı olup olmadığına bakmaksızın, TBMM'de kabul edilen kanunların iptali için AYM'ye başvurmayı siyasi bir alışkanlık haline getirmiştir." ifadelerini kullandı.
Anayasa Mahkemesinin, CHP'nin daha önce yürürlüğe giren infaz yasasının şekil yönünden iptali ve yürürlüğün durdurulması istemiyle yaptığı başvuruyu reddettiğine dikkati çeken Yıldız, şöyle devam etti:
"AYM soyut ve somut norm denetimi yapar. Kanun teklifinin Adalet Komisyonuna getirilmesi sürecinde, İçtüzüğün 26. maddesinin emrettiği, teklifin üyelere 48 saat önceden tebliğ edilmesi kuralına uyulmuş olup, elektronik ilan panosunda da yayımlanmıştır. Öte yandan, Kanunlar Kararlar Zimmet Defteri'ndeki tarih, saat ve imzalar ile CHP'nin bu konudaki itirazları, tutanak ve tebliğ şerhleriyle uyumlu değildir. İptal sebebi olarak ileri sürmüş oldukları, süre bakımından, usul açısından içtüzüğe aykırılık ve eksiklik söz konusu değildir."
Adalet Komisyonu toplantısının, Mecliste mevcut olan en büyük komisyon salonunda yapıldığını belirten Yıldız, toplantının ilk gününün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun milletvekillerine vermiş olduğu talimat doğrultusunda oluşan izdihamın, salgın ortamında ciddi riskler oluşturduğunu ifade etti.
Komisyondaki görüşmelerin, hukuk ve usulle ilgisi olmayan şova dönüştüğünü kaydeden Yıldız, görüşmeler sırasında 296 milletvekilinin konuşma yaptığını, bazılarının görüşmeleri uzatmak için eline geçirdiği her türlü metni saatlerce okuduğunu belirtti. "Öyle ki, söyleyecek söz kalmayınca ansiklopedi getirtip okumuşlardır. Bu manzara, Genel Kurul salonunda da benzer şekilde devam etmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldız, şunları kaydetti:"Bazı barolar mevcut yapısıyla bir siyasi partinin kontrol ve güdümündeki kuruluşlara dönüşmüştür. Kanunda yapılan değişiklikte, demokratik hukuk devleti ilkesine herhangi bir aykırılık söz konusu değildir. Düzenlemeyle avukatların adil olarak temsili sağlanmış, adaletsizlik ve keyfilik ortadan kaldırılmıştır. Yürürlüğe giren yasanın demokratik hukuk devletine aykırılığı iddiası temelsizdir. Avukatlık Kanunu'nda yapılan değişiklik, bağımsız ve tarafsız yargı yetkisine, Anayasa'nın eşitlik ilkesine, Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı herhangi bir unsur taşımamaktadır."
- "Bir siyasi partiye yakışmayacak ciddi bir bilgisizliktir"
Kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekküllerinin hukuki dayanağı olan Anayasa'nın 135. maddesinin, bu yapıları amaç dışı faaliyetten açıkça men ettiğini, idari ve mali denetimin dışında bırakmadığını ve Anayasa'nın 123. maddesinde düzenlenen kamu tüzel kişiliğine ait tekel yetkisini vermediğini vurgulayan Yıldız, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekküllerinin kurumsal yapısıyla ilgili değişikliklerin kanunla yapılamayacağı, ancak ilgili Anayasa maddesinin değiştirilmesi suretiyle yapılacağı iddiası, hata değilse bir siyasi partiye yakışmayacak ciddi bir bilgisizliktir.
Kanunun uygulama süresi bakımından Seçim Kanunu'na atıf yapılması, değişikliğin bir yıl sonra uygulamaya geçebileceği iddiası, barolarla siyasi partileri birbirine karıştırmaktır. Barolar Birliği seçimleri için gönderilecek delege sayısında iddia edildiği gibi herhangi bir ölçüsüzlük söz konusu değildir. Barolar Birliği, avukatları değil, Birliği temsil eder. Baro seçimlerinde çoğunluk sistemi uygulanmaktadır. Burada herhangi bir ihtilaf yoktur. Yapılan değişiklikle temsilde adalet sağlanmıştır. Kanunun, temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasına, seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarına aykırı olduğu iddiaları temelsizdir."
- "Ülkemize de, milletimize de zarar vermektedir"
Yıldız, CHP sözcülerinin, bu düzenleme ile 2 bin avukatın bir araya gelerek, etnik, mezhepsel, ideolojik baro kuracakları iddialarına ilişkin, "Öncelikle iş birliği ve ortaklık yaptığı partiler ve örgütlere bakmalıdır. İzledikleri kin ve nefret siyaseti, kendilerine de ülkemize de milletimize de zarar vermektedir." ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, demokratik, laik bir hukuk devleti olduğunu ve "meslek örgütlenmesi" adı altında yasa dışı hiçbir kuruluş ve faaliyete seyirci kalmayacağını vurgulayan Yıldız, "Avukatlık Kanunu'ndaki değişiklik teklifinin Meclis Başkanlığına sunulmasından itibaren CHP, adeta kanun hakimiyeti sağlanmış kurtarılmış bölgelerdeki örgüt üyelerinin şaşkınlık ve paniğini yaşamaktadır. CHP Grup Başkanvekilinin Anayasa Mahkemesine vermiş olduğu dilekçeden sonra yaptığı basın açıklamasında, 'Bu kanun yüzde yüz iptal edilecektir' sözleri hukuki beklentiyi aşmaktadır. Bu ve benzer beyanlar, Yüksek Mahkemeyi etkileyemeyecektir. Değişiklik, Anayasa'ya aykırı hiçbir unsuru bünyesinde taşımamaktadır." sözlerine yer verdi.