Özellikle 20 - 40 yaş arası erişkin hastaların kendilerine çok fazla başvurduğunu ve vakaların beklenenin çok üzerinde olduğunu söyleyen Prof. Dr. İlhami Çelik, “Biz yaz aylarında öngördüğümüz seviyede değiliz açıkçası. Çok daha az vaka bekliyorduk ama beklediklerimizin çok üzerinde vaka artışı yaşıyoruz şu anda. İnşallah tekrar Nisan ayındaki duruma dönmeyiz diyeceğim ama yavaş yavaş o döneme gidiyoruz gibi geliyor. Vaka sayısı artıyor ve burada da vatandaşlarımız önlemlere uymadı ki dikkatsizlikler göze çarpıyor. Tekrar vaka sayılarında artış var, zatürre olgularında artışların olduğunu görüyoruz ve 20 - 40 yaş arası genç erişkin hastaların çok daha fazla bizlere başvurduğunu gözlemlemeye başladık. Yaşlı hastalar risk grubu ve gerçekten de kaybettiğimiz vatandaşlar genellikle bu gruptan ortaya çıkıyor ancak gençlerle çok ciddi ve ağır vakalarla karşı karşıya kalmaktayız. Dolayısıyla özellikle bu iş üreten yaş grubu dediğimiz 20 - 40 yaş grubunun çok daha dikkatli davranması gerektiği kanaati ortaya çıkıyor. Aile kümelenmelerinden sonra şimdi de iş yeri kümelenmeleri geldi. Klasik düğün, nişan ve cenaze törenleri yine her zamanki gibi devam ediyor. Uyarılara rağmen burada bir gerileme görmedik maalesef. Buna çok dikkat edilmesi lazım. Bu gidişle herhalde Eylül, Ekim ayında çok daha ciddi sıkıntılarla karşı karşıya geleceğiz gibi duruyor” dedi.
"BU BAYRAMDA ADETLER UYGULANMAMALI VE MESAFELİ DURULMALI"
Virüsün insanlara sadece solunum yoluyla değil, temasla da geçebileceğinin altını çizen Çelik, “ Kurban Bayramı’nda dini vecibelerimizden birini yerine getirmek için hazırlanıyoruz ama şu anda çok dikkatli olmak gerekiyor çünkü Ramazan Bayramı’na sokağa çıkma kısıtlaması uygulanarak girmiştik ve orada vakalarda bir patlama görmedik. Şimdi bu durumda nasıl olacak diye düşünecek olursak, gerçekten sıkıntı yaşayacağımız aklımıza geliyor. Virüs insanlara temasla ve solunum yolu ile bulaşıyor. Dolayısıyla insanların el öpmek, sarılmak ve öpüşmek gibi bazı adetlerini bu bayramda uygulamaması lazım ve birbirlerine yakınlaşmamaları, konuşurken maskelerini çıkarmamaları gerekiyor. Artık pandemi denen olgu şudur, kimin covid olduğunu bilemezsiniz. Vakanın nereden çıkacağını bilemezsiniz ve bu yüzden de her an temkinli olmak zorundayız. Bunu korku anlamında söylemiyorum ancak çok basit kurallar bunlar. Tokalaşmayacağız, sarılmayacağız ve öpüşmeyeceğiz bu bayramda. Mesafemizi koruyacağız ama maske mutlaka olacak. Maske bu işin olmazsa olmazı buna çok dikkat etmemiz gerekiyor ve usulüne uygun maske takılması lazım. Şu anda hava sıcak ve dışarıda gördüğümüz vatandaşlarda burunlarının açık olduğunu görüyoruz. Halbuki burun en önemli soluk alma yeri dolayısıyla asıl burunun kapatılması gerekiyor. Maalesef burada bir sıkıntı yaşıyoruz çünkü kendisi de biliyor ki burundan nefes alıyorum ağzımın kapalı olmasının bir anlamı yok diye ama burayı korumuyor maalesef. Dolayısı ile burnun kapalı olması lazım. Bayramlaşma için de kapalı ortamların tercih edilmemesi, mutlaka açık alanlarda birbirine mesafeli olarak tokalaşmadan, sarılmadan, öpüşmeden bayramlaşılmasında fayda var. İkramlar olacak bildiğimiz üzere. Kurban kesilecek çay, kahve ikram edilecek. Bu durumda da insanların maskelerini çıkaracaklarsa en az iki metre mesafeyi koruması lazım ve mümkünse açık alanda bu ikramlarda bulunmaları gerekiyor. Dolayısıyla kapalı alanlarda çok büyük risk alacağız” ifadelerini kullandı.
"KURBAN KESİMİNDE DE ADETLERİN BİR KENARA BIRAKILMASI GEREKİYOR"
Prof. Dr. İlhami Çelik, eskisi gibi kurbanı hissedarların kesmesinin ani bir refleksle bütün önlemleri unutturmasına sebep olacağını söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Hisseli kurbanlar alınacak biliyorsunuz. Buradaki en önemli önerim şu olacak, vatandaşların değil ustaların kurbanı kesmesini öneriyorum. Kasap tarafından mezbahanede kesilmesi çok daha doğru olacaktır. Eski adetlerin olmaması lazım. Vatandaşın kendinin kesmesi ve yardım edilmesi, çok yakın durmaları, hayvana hakim olamama gibi durumlara dikkat etmemiz lazım. Çünkü orada temas ve mesafeyi unutursunuz. Hayvanın bir hareketi belki de orada sizin can havliyle önlemleri bertaraf etmeniz, gözden çıkarmanız anlamına geliyor. Ortak kullanılacak malzemeler olursa, bu malzemelere dokunduktan sonra, kesinlikle elinizi yıkamadan yüz bölgenize dokundurmayın. En önemli şey bu, yani biz virüs solunumla geçiyor diyoruz ama herhangi bir malzemeye dokunduğunuz zaman da temasla da nüfus etmiş olacak. Dolayısıyla malzemeler ya alış veriş yapılmamalı birbirlerinden ya da dokunduktan sonra mutlaka ellerini yıkamalılar. Farkında olunmadan yüzlerini kaşıyabilirler. Bundan dolayı malzeme paylaşılmamalı, paylaşılacaksa da özellikle ellerimizi yıkamamız gerekiyor.”