21 Eylül Sıfır Emisyon Günü’ne yönelik açıklama yapan TSKB Genel Müdürü Ece Börü, “İklim değişikliğiyle etkin bir mücadele için hem finans hem de üretim sektöründe sürdürülebilir iş modellerinin entegrasyonu büyük önem taşıyor. Düşük karbonlu ekonomiye geçiş hedefi kamu otoriteleri kadar iş dünyasının da tam desteğini gerektiren ilave adımlar ve yatırımlarla mümkün. Biz de TSKB olarak bu bilinçle ülkemizin sürdürülebilir kalkınma yolculuğunun en önemli destekçileri arasında yer alıyoruz. 2008 yılından bu yana da Sıfır Karbon Bankacılık yapıyoruz. Geçtiğimiz yıl kredi sağladığımız temiz enerji, enerji ve kaynak verimliliği yatırımları ile ülkemizin karbon emisyonunun azaltılmasına 14,4 milyon ton seviyesinde katkıda bulunduk” dedi.
Türkiye’nin ilk Sıfır Karbon bankası olan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. (TSKB), özellikle son 20 yılda sürdürülebilirlik alanına odaklanıyor. Bugün kredi portföyünün yüzde 74’ü çevre, yenilenebilir enerji, enerji ve kaynak verimliliği, fırsat eşitliği gibi çevresel ve sosyal yatırımlarından oluşan banka, bu oranla hem Türkiye’de hem de global arenada önemli bir örnek teşkil ediyor.
21 Eylül Sıfır Emisyon Günü nedeniyle açıklama yapan TSKB Genel Müdürü Ece Börü, iklim değişikliğiyle etkili bir mücadele için hem finans hem de üretim sektöründe sürdürülebilir iş modeline geçişin artmasının önemine dikkat çekti. “İklim değişikliği, insanlığın geleceği açısından en büyük tehdidi oluşturuyor. Dünyamızın sürdürülebilirliği adına düşük karbon ekonomisine geçişin hızlanması hayati önem taşıyor” diyen Börü, bu bilinçle TSKB’nin çok erken dönemlerde sürdürülebilirlik ve düşük karbonlu ekonomiyi gündemine aldığını hatırlattı. Börü şöyle devam etti: “Bundan otuz yıl önce, 1990’lı yıllarda çevre yatırımlarını finanse etmek üzere uluslararası piyasalardan kaynak temin ederek Türk sanayisine ilk çevre temalı kredileri sunduk, 2000’li yılların başında ise yenilebilir enerji alanında proje finansmanına başladık. Aynı yıllarda gerek bankacılık faaliyetleri sonucu oluşan çevresel ve sosyal etkilerin yönetimi, gerek Türkiye’nin düşük karbonlu ekonomiye geçişinin desteklenmesi amacıyla bankanın tüm iş süreçlerini kapsayacak bir sürdürülebilir iş modeli hayata geçirdik. 2008’den bu yana da sıfır karbon bankacılık uygulamasını yürütüyoruz” dedi.
“Yenilenebilir enerji, kaynak ve enerji verimliliği projeleri büyük önem taşıyor”
TSKB’nin finanse ettiği yenilenebilir enerji santralleri bugün Türkiye’nin yenilenebilir enerji kurulu gücünün yüzde 14’ünü oluşturuyor. Sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık temalı yatırımlar, bankanın kredi portföyünde yüzde 74 paya sahip.
İklim değişikliğiyle mücadele ve Türkiye’nin düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde enerji ve doğal kaynakların etkin kullanımının önemine işaret eden Börü; “Bugüne kadar 300’e yakın yenilenebilir enerji, 150’ye yakın enerji ve kaynak verimliliği projesine destek verdik. 2019 yılı sonuçlarımıza baktığımızda, Türkiye’nin karbon emisyonunun azaltılması yönünde, yenilenebilir enerji projelerimizle 11,2 milyon ton, enerji ve kaynak verimliliği projelerimizle 3,2 milyon ton olmak üzere toplam 14,4 milyon ton katkı sağladığımızı söyleyebiliriz” dedi.
“Entegre raporlarımızı önemli bir deneyim paylaşım noktası olarak görüyoruz”
İş ve finans dünyasında sürdürülebilirlik alanındaki iyi örneklerin çoğalması için entegre raporlamanın önemine de değinen Börü: “Sürdürülebilirlik kriterlerini hayata geçirerek hem bankamız hem de ülkemiz için yarattığımız değerin tüm detaylarını entegre faaliyet raporlarımızla kamuoyu ile paylaşıyoruz. Her yıl yayınladığımız bu raporu, tüm faaliyetlerimizin sosyal etkisini, sermaye öğelerimizle değer yaratma modelimizi nasıl entegre ettiğimizi şeffaf şekilde ortaya koyduğumuz önemli bir deneyim paylaşım noktası olarak görüyoruz” dedi.