Türk Oftalmoloji Derneği, geçmeyen baş ağrılarının en önemli sebebinin gözlerde meydana gelen rahatsızlıklar olduğuna dikkat çekerek, tüm dünyada genel baş ağrısı şikayetlerinin yüzde 3 oranında gözlerden kaynaklandığını açıkladı.
Dr. Şansal Gedik, dünya nüfusunun yüzde 90’ının en az bir kez baş ağrısı şikayeti olduğunu ve bu kişiler arasında, yaklaşık yüzde 3 oranındaki hastaların baş ağrısının ise bozulan göz sağlığından kaynaklandığını ifade etti. Dr. Gedik, özellikle pandemi döneminde daha uzun kullanılmak zorunda kalınan dijital ekranların gözleri çok yorduğunu, geçmeyen baş ağrısı olanların mutlaka göz muayenesi yaptırmasını önerdi.
Yaşam kalitesi düşüyor
Türk Oftalmoloji Derneği, pandemi sürecinde karantinada bulunan kişilerin artan baş ağrısı şikayetlerinin göz hastalıklarından kaynaklanabileceğini ve geçmeyen baş ağrısı çekenlerin mutlaka bir göz muayenesi olarak, dijital ekran zamanı tüketimlerini düzenlemeleri gerektiği konusunda bazı öneriler hazırladı.
6 aydan fazla sürüyorsa
Türk Oftalmoloji Derneği Nörooftalmoloji Birim Başkanı Dr. Şansal Gedik, pandemi döneminde hızla artan ve yaşam kalitesini büyük oranda düşüren baş ağrılarının, göz rahatsızlıklarından kaynaklanabileceğini, bitmeyen bağ ağrısı çekenlerin mutlaka nörolog önerisiyle, bir göz muayenesi yaptırmalarını tavsiye etti. Dünya nüfusunun yüzde 90’ının bir şekilde baş ağrısı şikayeti olduğuna dikkat çeken Dr. Gedik, bu kişiler içinde yüzde 3’lük orandaki hastaların baş ağrılarının sebebinin bozulan göz sağlığını olduğunun tespit edildiğini açıkladı.
Baş ağrısının birincil ve ikincil sebepleri olan ağrılar şeklinde iki türünün olduğu, birincil baş ağrılarının hayat kalitesini düşürmekle beraber tedaviyle geçtiğini belirten Dr. Şansal Gedik, “İkincil yani başka bir hastalığa bağlı gelişen baş ağrıları ise altta yatan hastalığın sebebine göre ciddi tehlike yaratabilir. Çocukluk çağda veya ileri yaşlarda başlayan, hamilelik döneminde ortaya çıkan, tedaviye yanıt vermeyen ve 6 aydan uzun süren, altta yatan başka bir hastalığı olanlarda ortaya çıkan, yatarken veya ayağa kalkarken daha çok hissedilen ve kusmanın da eşlik ettiği baş ağrılarına daha dikkatli yaklaşmak gerekiyor” dedi.
Yüzüstü yatarak ve karanlık ortamda okumayın
Dr. Şansal Gedik, baş ağrılarının genel olarak yüzde 2-3 oranında göz ve ilgili rahatsızlıklardan kaynaklanabildiğini, altta yatan başka sebeplerle oluşan baş ağrılarının bir kısmının gözün kendisinden kaynaklanmakla birlikte bir kısmının da daha farklı bir sebeple oluşan ancak göz ve sinirlerinin de etkilenebildiği baş ağrıları olarak karşımıza çıktığını sözlerine ekledi. Gedik şöyle devam etti:
“Yeni başlayan bir baş ağrısında göz hastalıkları açısından düzeltilmemiş refraksiyon kusurları, miyopi, hipermetropi ve astigmatizma, gözler arasındaki kırma kusur farkları, göz tansiyonu, göz kuruluğu ile bilgisayar kullanma alışkanlıkları, okuma veya çalışma ortam aydınlatması gözden geçirilmelidir.
Düzeltilmemiş ve uygun olmayan gözlük kullanımı sırasında ortaya çıkan göz çevresi kaslarının kasılmaları baş ağrısı yaratabilir. Yine göz içi basıncının yükseldiği ve göz yapısının normalden küçük olduğu durumlarda, karanlıkta ve yüzüstü okumaya çalışmak gibi alışkanlıklar ile baş ağrısı daha da artabilir. Göz kuruluğunun uzun süre tedavi edilmeden devam ettiği durumlarda göz etrafında kapakların kasılmasının artması ve göz yüzey problemleri sebebiyle göz çevresi ve baş ağrısı oluşabilir.
Dijital ekranlara dikkat
“Yine aralıksız, yakın mesafeden, çözünürlüğü yeterli olmayan ve yeterli büyüklükte olmayan ekranlardan okuma ve izleme alışkanlıkları da son yıllarda hem göz yorgunluğu hem de baş ağrılarının artmasına sebebiyet vermektedir. Yine aydınlatmanın direkt göze doğru geldiği, gün ışığına yakın olmayan renkli aydınlatmaların tercih edildiği, geri planda mavi ekran aydınlatma kullanım sürelerinin arttığı durumlarda da baş ağrıları ortaya çıkabilmektedir. Özellikle pandemi döneminde, uzun süre bilgisayar ve benzeri aletlerde ekran kullanımının göz kırpma refleksini azaltarak göz kuruluğuna sebebiyet vermesiyle göze bağlı ağrı ve rahatsızlık hissini tetikleyeceği, arttıracağı bilinmektedir.”
TOD Hakkında
Türk Göz Hekimlerinin resmi ulusal mesleki derneği olan Türkiye Oftalmoloji Derneği (TOD), göz hastalıkları uzmanlarını ve bu konuda uzmanlık eğitimi almakta olan hekimleri bünyesinde barındırıyor. 5 bini aşkın üyesiyle ulusal göz sağlığına katkıda bulunmayı, üyelerinin mesleki ve bilimsel alanlar başta olmak üzere her alanda gelişmelerini sağlamayı, haklarını korumayı, halkın göz sağlığını ve mesleğin geleceğini tehdit eden etik ve bilim dışı uygulamalarla mücadele etmeyi amaçlıyor. 1928 yılında kurulan derneğin genel merkezi İstanbul’da bulunuyor.