Bu sorumlulukların içinde sevdiklerimizden ayrı kalma, iş yerimizden ayrı kalma, hobilerimizden ayrı kalma varken ülkede tam kapanma kararının da alınmasıyla sokaklardan da ayrı kaldık. Tüm bu ayrılıklar ise insan psikolojisi üzerinde sorumluluktan zorunluluk baskısına doğru kayma hissiyatı yarattı. Bu sene tam da yaz tatiline hazırlanırken korona vakalarının yükselmesi, virüs mutasyonlarının çoğalması, kalabalık yerlerin tehlike arz etmesi gibi sebeplerden dolayı birçok kişi deniz, kum, güneş göremeden bir yazın daha geçip gitmesinden endişeli!
Pandemide sorumluluk ve zorunluluk bilinci karmaşası
İnsan psikolojisinde sorumluluk bilinci, kendisinden beklenileni yapmada istek uyandırırken, zorunluluk psikolojisi ise kaygı uyandırarak kişiye bir an önce bu baskı ve kaygıdan kurtulmanın yollarını arattırır. Bu baskı ve kaygıdan kurtulmanın en sağlıklı yolu ise, kişinin bir süreliğine çevre değiştirerek kendisini daha özgür, daha mutlu ve daha ait hissettiği başka bir çevreye gidebilmesidir. Bu nedenle iş hayatının belirli dönemlerinde kısa süreli hafta arası izinleri kullanma, yıllık izin günlerinin hepsini kullanma ve tatile çıkma kişilerin motivasyonunu arttırır.
İnsan yaşamındaki bedel-ödül döngüsü
İnsan psikolojisinde bedel ve ödül döngüsünü dengeli bir şekilde insan hayatına yaymak gerekir. İnsan çok çalışarak, düzenli işine gidip gelerek, kendisinden istenilen işleri yerine getirerek, aynı zamanda eş, aile, çocuk, akraba çevresindeki sorumluluklarını da üstlenerek olumlu bir şeyler elde etmek için aslında sürekli bir bedel öder. Bu bedeli çocuk-ergen-yetişkin fark etmeksizin herkes hayatının her döneminde ama zihinsel ama bedensel gücü ile ya da hayatının büyük bir zamanını harcayarak bir şekilde öder. Bu bedel ödeme durumu okula giden çocuklardan işe giden tüm yetişkinlere kadar aynıdır. Elbette bu bedelin bir de ödülü olmalıdır. İnsanın kendisine değer gördüğü en büyük ödüllerden biri de güzel bir tatildir.
Bu yaz tatile gidilebilecek mi?
Bu sene korona virüsü nedeniyle herkes için çok zorlu, çok kaygılı ve kimisi için de sevdiklerinin kaybı ile geçen üzücü bir kış mevsimi yaşandı. Havaların ısınmasıyla; açık alanlara çıkma, kışın uzak kalınan güneşin altında oturabilme, toprağa ve kuma basabilme, denize girebilme, tatil beldelerinde daha özgür olabilme, maskelerin ağızdan çıkarıldığı temiz ve hijyenik ortamlar bulabilme hayalleri bu sürece dayanmada en büyük destek olmuştur. Tam da herkesin yaza hazırlandığı bu dönemde ise kaygıların daha çok artmasına neden olan özel bir durumla karşı karşıya kalınmıştır. Bu süreçte insanlarda “Ya bu yaz tatile gidemezsem?” kaygıları daha fazla baskın hale gelmiştir.
Tatile gidememe sendromunun neden olduğu anksiyete ile nasıl baş edilebilir?
Kişilerin fiziksel yorgunluklarının üzerine umutsuzluk, mutsuzluk, isyankarlık gibi zihni yoran olumsuz düşünceler de eklenince anksiyete (kaygı) kaçınılmaz bir durum olur. Bu nedenle kişi öncelikle bu süreçte hayatındaki kısıtlanmanın geçici olduğunu düşünmelidir. Bu süre içerisinde tatilin insan üzerindeki olumlu etkilerini evde yapılabilecek aktivitelerden karşılaması çok önemlidir. Her gün duş almak, ayaklarınızı suyun içinde dinlendirmek, hafif müzikler dinlemek, olumlu hayaller kurmaktan vazgeçmemek, ev içinde günlük egzersizler yapmak, komedi içerikli film ve diziler izlemeye ağırlık vermek, ev içinde yapılabilecek hobileri arttırmak, ev işlerini bir güne sığdırıp kendinizi aşırı yormamak, meditasyon ve yoga yapmak bu süreçte insan psikolojisine en iyi gelen alternatiflerdendir. Aynı zamanda şimdiye kadar hep ertelenen kişisel hayaller var ise şimdi denemeye başlamanın bu süreci sağlıklı geçirmede çok daha büyük bir rolü vardır. Örneğin sağlıklı beslenmeye başlamak, kendi internet sitenizi açmak, kendi blog yazılarınızı oluşturmak, kendi kitabınızı yazmaya başlamak, kendi çektiğiniz fotoğrafları arşivlemek, kendi özel yemek tariflerinizi yazmak gibi kişisel önceliklerinize yer vermek de bu süreci kendiniz adına yeni bir başlangıç yapma dönemi olarak değerlendirmenizi sağlayacaktır.
Tam kapanma günleri geçti, şimdi ne yapmak gerekir?
Ülkemizin tam kapanma süreci bitmiş gibi görünüyor ve şu dönem herkesin kendisini zorunluluk baskısından kurtararak sorumluluk bilinciyle beraber hareket edebilmesi çok önemli. Çünkü buradaki en büyük kaos #evdekal zorunluluğu bittikten sonra sorumlulukların da bitmiş gibi davranılmasından kaynaklıdır. Bu nedenle kişinin bu yaz hem kendine hem sevdiklerine hem de ülkeye olan sorumluluk bilinciyle hareket ederek hijyen kurallarıyla beraber hareket edebileceği oteller ve tatil beldeleri seçmesi gerekir. Otelin hijyenik olması kadar kişinin de el hijyeni sağlama, sosyal mesafe ve toplu mekanlarda maske takma sorumluluklarına devam etmesi gerekir. Ancak bu sorumluluklara uyuldukça tatil beldelerinde ve tedbirlere bağlı olarak açılacak otellerde kişilerin kendisini ödüllendireceği güzel tatil günleri yaşanabilecektir.