AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, Makine Kimya Endüstrisi Kurumu'nun özelleştirileceğine dair eleştirilere yönelik, "İstesek özelleştiririz, zaten özelleştirme kapsamında. Ancak Makine Kimya özelleştirilmemeli, Makine Kimya kırmızı çizgimiz, vazgeçilmezimiz. Makine Kimya özelleştirilemez." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
Teklifin tümü üzerinde söz alan İYİ Parti TBMM Grup Başkanı ve Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumunun Türkiye'ye mal olmuş marka bir kurum olduğunu söyledi.
Kanun teklifinin gerekçesi olarak faaliyet alanıyla ilgili iş ve işlemlere yönelik mevzuattan kaynaklanan kısıtlamaların, nitelikli personel istihdamı sorununun ve savunma sanayinin gerektirdiği hıza ve esnekliğe sahip olmaya yönelik hukuksal düzenlemelere duyulan ihtiyacın gösterildiğini ifade eden Tatlıoğlu, kurumun anonim şirkete çevrilmesinin diğer bir nedeninin İhale Kanunu dışında kalma amacı olduğunu belirtti.
Bu düzenlemenin denetim dışında kalma amacı taşıdığını savunan Tatlıoğlu, "Anonim şirket olarak Hazineye devrolmasıyla belki bir müddet sonra buradan Varlık Fonu'na intikal etmesiyle beraber bugün itibarıyla 1 milyar lirayı bulan gelirle artan bir seyir içerisinde bu 100 yıllık işletmemiz çok ciddi bir ekonomik rant alanı da teşkil edecektir." diye konuştu.
Tatlıoğlu, daha önceki uygulamalara ve denetim dışı kalmış kurumların maruz kaldığı işlemlere baktıklarında kanun teklifine "evet" demelerini mümkün olmadığını dile getirdi.
"Savunma sanayisi Türkiye için bir beka meselesidir"
MHP Bursa Milletvekili Mustafa Hidayet Vahapoğlu, savunma sanayisinin devletler için beka meselesi olan bir sektör olduğunu vurgulayarak, Türkiye'de savunma sanayisi denildiğinde akla ilk MKE'nin geldiğini belirtti.
Dünya devletlerinin rekabet üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Vahapoğlu, "Devletlerin mücadeleleri hep üstün olmak, daha etkili olmak, dolayısıyla pastadan daha büyük pay almak, diğer millet ve devletlerden daha fazla refah içinde ve daha güvenli bir ortamda yaşamak üzerine kuruludur. Yaşamak için yarışmak, var olmanızı devam ettirebilmek için de elinizdekini sürekli geliştirmek zorundasınız." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin hak ve menfaatlerini merkeze alarak, hür irade ile politika üretilebilmesi için her konuda caydırıcı nitelikte imkan ve kabiliyete sahip olunması gerektiğini söyleyen Vahapoğlu, "Bu imkanı sağlayacak sacayaklarından birisi savunma sanayisidir. Savunma sektörünün ihtiyaç duyduğu; silah, mühimmat, araç ve gerecin milli imkanlar dahilinde üretilmesi hayati öneme haizdir. Savunma sanayisi Türkiye için bir beka meselesidir." dedi.
Vahapoğlu, MKE'nin özelleştirileceği yönündeki eleştirilere değinerek, "MKE'nin özelleştirilmemesi ve bu konudaki tereddütlerin giderilmesi Milli Savunma Komisyonunda verilen bir önergeyle netlik kazanmıştır. Dolayısıyla kamuoyunda 'özelleştirilecek', 'satılacak' diye yapılan kasıtlı dedikodulara itibar edilmemesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç, AK Parti iktidarları döneminde yasa yapma tekniğinin bütünüyle yürütmenin istek ve taleplerine uygun bir şekilde gerçekleştiğini, bu süreçte muhalefet partilerinin katkı ve önerilerinin yok sayıldığını savunarak, muhalefet partilerinin verdiği kanun tekliflerinin komisyonlarda hiçbir şekilde görüşülmediğini ve gündeme alınmadığını söyledi.
Kanun teklifinin birçok açıdan sıkıntılı olduğunu öne süren Koç, "Esasen bu yasa teklifi kamunun tasfiyesini amaçlayan, sermayenin çıkarlarını gözeten, kamu yararını sermayeye peşkeş çeken bir yasa teklifidir. Bu yasa teklifiyle kurum şirkete çevrilerek özelleştirmenin zemini ve yolu açılmaktadır." diye konuştu.
"Bu neyin acelesidir?"
CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, teklifin komisyonda acele bir şekilde ele alındığını ifade ederek, "Bu neyin acelesidir? Apar topar, yangından mal kaçırır gibi Meclis'e getirilen, bir an önce yasalaşması için iktidarın büyük çaba sarf ettiği bir teklif bu." dedi.
Ceylan, MKE'nin tüm dünyada bilinen, itibar edilen bir marka olduğunu dile getirerek, "Bu kanunla da amaç, bu markanın pazarlanması öncesi yol temizliği yapılmasıdır." iddiasında bulundu.
"Değişen teknolojiye ayak uyduramıyor." denilen kurumun maske bile ürettiğini anlatan Ceylan, "Bence sorun kurumda değil, yönetim anlayışında. Kafa aynı olduktan sonra yapılan liyakatsiz atamalarla AŞ olduğunda ne değişecek?" diye konuştu.
Şirketleşmeyle kurum kültürünün kaybolacağını, örgütlenmenin değişeceğini, kurumu kurum yapan felsefenin yerini şirket mantığına ve kar hırsına bırakacağını belirten Ceylan, bu kanun teklifiyle özelleştirmeye giden yolun taşlarının döşendiğini savundu.
Ceylan, Cumhuriyetin birikimi MKE'ye dokunulmamasını talep ederek, "Makine Kimyanın, kimyasıyla oynamayın." dedi.
"Bütün tereddütleri karşılamaya çalıştık"
AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, şahsı adına yaptığı konuşmada, herkesin sahip çıkacağı, oy birliğiyle çıkacak bir teklifle geldiklerini ifade ederek, bütün tereddütleri de karşılamaya çalıştıklarını kaydetti.
Kendisinin de MKE çırak okuluna 1984'te girdiğini, 1995'e kadar çalıştığını, tezgahların arasından geldiğini anlatan Can, "Benim gibi de nice kardeşlerimiz buradan ekmek yedi, babam, dedem, herkes buranın ekmeğini yedi. Kırıkkale demek Makine ve Kimya demek, Makine ve Kimya demek Kırıkkale demek." diye konuştu.
Can, kurumun 1994'te Özelleştirme Kanunu'na tabi olduğunu ve özelleştirme baskısı altında büyümesinin imkansız hale geldiğini söyledi.
"Hiç kimse memnun değil"
CHP Kırıkkale Milletvekili Ahmet Önal da şahsı adına yaptığı konuşmada, MKE fabrikalarının çok kritik fabrikalar olduğunu dile getirerek, yurt güvenliğinin bu fabrikalarda üretilen mühimmatla sağlandığını kaydetti.
MKE'nin Kırıkkale, Kırıkkale'nin MKE olduğunu belirten Önal, bu fabrikaların 3 kuşaktır Kırıkkalelileri doyurduğunu dile getirdi.
Önal, kanun taslağı hazırlanırken Kırıkkale'de bir tane işçiye, sendika yetkilisine sorulmadığını, kimsenin de bundan haberdar olmadığını öne sürerek, "Kırıkkale'de Ramazan Can dışında hiç kimse bu yasadan memnun değil." dedi.
Kurumun son 2 yıldır kar ettiğini belirten Önal, bu teklifin aceleyle getirilmesinin altında başka bir şey olup olmadığını sordu. Önal, teklifin çalışanlar için de olumsuzluklar taşıdığını öne sürerek, "Mevcut haliyle kanun geçerse hem Türkiye'ye hem de Kırıkkale'ye yazık olur." ifadesini kullandı.
Sataşmadan dolayı tekrar söz alan Ramazan Can, kurumun satılmayacağını vurgulayarak, kurumu özelleştirme baskısından kurtarıp rahat çalışabileceği, Türk Ticaret Kanunu'na tabi, devletin sahipliği devam eden bir yapıya kavuşturmak istediklerini söyledi.
Makine Kimya Kurumuna, Kırıkkale'ye hep beraber sahip çıkacaklarını ifade eden Can, özelleştirme eleştirilerine karşı da "İstesek özelleştiririz, zaten özelleştirme kapsamında. Ancak Makine Kimya özelleştirilmemeli, Makine Kimya kırmızı çizgimiz, vazgeçilmezimiz. Makine Kimya özelleştirilemez." diye konuştu.
Teklifin birinci bölümünde yer alan ilk iki maddesinin kabul edilmesinin ardından TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, birleşime ara verdi.
Aradan sonra komisyonun yerinde olmaması üzerine Bilgiç, birleşimi yarın saat 14.00'da toplanmak üzere kapattı.