Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'nin HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu ile ilgili verdiği 'hak ihlali' kararına sert tepki gösterdi.
Sosyal medya hesabından Anayasa Mahkemesi'ne sert sözlerle yüklenen Devlet Bahçeli şu ifadeleri kullandı. " Anayasa’nın 14’üncü maddesine göre; Anayasa’da yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Hakkın kötüye kullanımı haksızlıktır, bu haksızlığı aklamak, temize çıkarmak adalet ilkelerine kast etmek, hukukun evrensel kaidelerine kara çalmaktır. Bunun yanında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 17’inci maddesini açın bakın görüp göreceğiniz de aynısıyla budur. Hak, insanın ve insanlığın onurudur. Bu onurun çiğnenmesi, bu onura gölge düşürülmesi aynı zamanda insana yapılabilecek en vahim kötülüktür. Hak ile haksızlık yer değiştirilirse, yani haklı olana haksız, haksız olana da haklı muamelesi yapılırsa dünyanın temelleri sarsılır. Özellikle ve altını çizerek ifade etmeliyim ki, terör örgütü propagandası yapmanın hakkı olamaz, haklı yanından bahsedilemez. İnsanın malına, canına, varlığına husumet duyan terör örgütlerini düşünce planında bile olsa savunmaya kalkışmak işlenmiş suçlara taammüden iştiraktir. Tüm yargı kurumlarının görevi hakkı ve hukuku her makam ve mevkii karşısında korumak, hiçbir dayatma ve telkine aldırmadan millet nam ve hesabına güvence altında tutmaktır. Bölücünün hakkı olmaz, teröristin hakkı olmaz, ihanetin hakkı olamaz. Lafım Anayasa Mahkemesi’nedir. Hak, çok geniş cepheli bir değerdir. Bu değerin yalnızca bir tarafını görmek hiçbir şeyi görmemektir.
Anayasa Mahkemesi’nin, HDP’li Gergerlioğlu hakkında vermiş olduğu hak ihlali kararı milletin hakkına riayet ve hürmet değil, terörizme örtülü destektir. Hakkındaki mahkûmiyet kararının 17 Mart 2021 tarihinde Gazi Meclis’te okunmasıyla milletvekilliği düşen Gergerlioğlu, müteakiben 2 Nisan 2021 tarihinde de Sincan 2 No. lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’na koyulmuştur. Çok geçmeden devreye giren Anayasa Mahkemesi, bu bölücünün “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkıyla ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine, üstelik de bu şaibeli şahsa 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine” hükmetmiştir. Yani tam bir haksızlık vücut bulmuştur. Bizim Anayasa Mahkemesi’yle ilgili görüşümüz değişmemiştir. Bu mahkemenin yeni ve sivil nitelikli bir anayasa yazımıyla yeni baştan yapılandırılması millet vicdanının yegane arzu ve beklentisidir. Bu kervan böyle gitmez, bu devran bu şekilde süremez. Anayasa Mahkemesi, büyük Kürdistan’ı hak olarak görüyor mu? PKK’lı teröristler toplanıp müracaat etseler onları da hak ihlali şemsiyesi altına alacak mı? O halde, Karma Komisyon’da bekletilen dokunulmazlık dosyalarını görüşmeye ve karara bağlamaya ne gerek var?"
Anayasa’nın 14’üncü maddesine göre; Anayasa’da yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Hakkın kötüye kullanımı haksızlıktır, bu haksızlığı aklamak, temize çıkarmak adalet ilkelerine kast etmek, hukukun evrensel kaidelerine kara çalmaktır. Bunun yanında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 17’inci maddesini açın bakın görüp göreceğiniz de aynısıyla budur.
Hak, insanın ve insanlığın onurudur. Bu onurun çiğnenmesi, bu onura gölge düşürülmesi aynı zamanda insana yapılabilecek en vahim kötülüktür. Hak ile haksızlık yer değiştirilirse, yani haklı olana haksız, haksız olana da haklı muamelesi yapılırsa dünyanın temelleri sarsılır.
Özellikle ve altını çizerek ifade etmeliyim ki, terör örgütü propagandası yapmanın hakkı olamaz, haklı yanından bahsedilemez. İnsanın malına, canına, varlığına husumet duyan terör örgütlerini düşünce planında bile olsa savunmaya kalkışmak işlenmiş suçlara taammüden iştiraktir.
Tüm yargı kurumlarının görevi hakkı ve hukuku her makam ve mevkii karşısında korumak, hiçbir dayatma ve telkine aldırmadan millet nam ve hesabına güvence altında tutmaktır. Bölücünün hakkı olmaz, teröristin hakkı olmaz, ihanetin hakkı olamaz. Lafım Anayasa Mahkemesi’nedir.
Hak, çok geniş cepheli bir değerdir. Bu değerin yalnızca bir tarafını görmek hiçbir şeyi görmemektir. Anayasa Mahkemesi’nin, HDP’li Gergerlioğlu hakkında vermiş olduğu hak ihlali kararı milletin hakkına riayet ve hürmet değil, terörizme örtülü destektir.
Hakkındaki mahkûmiyet kararının 17 Mart 2021 tarihinde Gazi Meclis’te okunmasıyla milletvekilliği düşen Gergerlioğlu, müteakiben 2 Nisan 2021 tarihinde de Sincan 2 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’na koyulmuştur.
Çok geçmeden devreye giren Anayasa Mahkemesi, bu bölücünün “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkıyla ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine, üstelik de bu şaibeli şahsa 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine” hükmetmiştir. Yani tam bir haksızlık vücut bulmuştur.
Bizim Anayasa Mahkemesi’yle ilgili görüşümüz değişmemiştir. Bu mahkemenin yeni ve sivil nitelikli bir anayasa yazımıyla yeni baştan yapılandırılması millet vicdanının yegane arzu ve beklentisidir. Bu kervan böyle gitmez, bu devran bu şekilde süremez.
Anayasa Mahkemesi, büyük Kürdistan’ı hak olarak görüyor mu? PKK’lı teröristler toplanıp müracaat etseler onları da hak ihlali şemsiyesi altına alacak mı? O halde, Karma Komisyon’da bekletilen dokunulmazlık dosyalarını görüşmeye ve karara bağlamaya ne gerek var?
HDP’li Gergerlioğlu, hakkındaki kararın bugün TBMM’de okunmasıyla tekrar milletvekilliğine dönmüş, Genel Kurul’daki sırasına oturmuştur. Ama yok sayılan hak ve hukuk olmuştur. Hakikaten derin ızdırap verici bir süreç maşeri vicdanı kanatmıştır. Sebep olanlar utanmalıdır.
Cezaevinden çıkar çıkmaz “nerede kalmıştık” diye soran Gergerlioğlu’nu heyecanla alkışlayanlar PKK’lı ve FETÖ’cü alçaklardı. Kaldığı yer melanetin yeriydi, rezaletin iniydi, karanlığın meskeniydi. Artık oradan devam etmesinin önü de Anayasa Mahkemesi tarafından açılmıştır.
Açılan bir şey zamanı geldiğinde kapatılır. Bu hesap da elbet bir gün muhataplarına sorulur. Hak zayi olmaz, heba olmaz, gecikse bile hakkın teslimi eninde sonunda tarafını ve yerini bulur. Anayasa Mahkemesi Başkanı’na tavsiyem bu sözlerimi aklından çıkarmamasıdır.