Özellikle yangın, deprem gibi durumlarda insanların birilerine veya bir bilgiye inanma ve güvenme ihtiyacının arttığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Kişi kendini güvende hissetmek, kontrol sahibi olmak için inanmak ister ve genellikle sosyal medyadaki doğru olmayan haberlere yönelebilir. Ancak yanıltıcı bu haberler toplumda kaygının ve korkunun artmasına ve kişinin kendini çaresiz hissetmesine, panik haline sebep olabilir. Yanıltıcı ve doğru olmayan sansasyonel haberler, gerçek haberlerden daha çok kaygıya neden oluyor” dedi.
Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, şu dönem toplumun psikolojisiyle ilgili önemli bilgiler verirken, yangın, sel veya deprem gibi afetlere maruz kalan kişilere nasıl uygun bir şekilde destek olunabileceği ile ilgili de önerilerde bulundu...
Yangının yalnızca içinde yaşanılan evleri, ormanları etkilemekle kalmayıp, hayatın diğer alanlarını da sarsacak etkilere neden olabildiğini hatırlatan Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Doğrudan bu felakete maruz kalmasak bile çevremizde gördüğümüz ve çaresizlik hissettiğimiz pek çok acı olaya tanıklık edebiliyoruz. Dolayısıyla tüm bu durumlar birtakım olumsuz psikolojik süreçleri de beraberinde getiriyor. Afetlerde, kazalarda, büyük yıkımlarda birbirimize ihtiyacımız olduğunu unutmadan yardıma ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz kişilere yardım eli uzatmalıyız” dedi.
Her insanın tepkisi farklı olabilir
Afetler, kazalar ve travmatik durumlarda, özellikle de tüm toplumu etkileyen büyük olaylarda bireylerin birbirine olan desteği, yaşanan yıkıcı olay sonrası etkilenen kişilerin normal yaşamına daha kolay uyum sağlamasına yardımcı olduğunu söyleyen Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Olumsuz olaylara maruz kalan kişilere yalnız olmadıklarını hissettirmek, içinde bulundukları durumla başa çıkmaları için oldukça önemli” şeklinde konuştu.
Yangın sırasında ve sonrasındaki tepkilerin her insanda farklılık gösterdiği gibi birçoğumuzda olan ortak duygunun korku olduğunu dile getiren Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Kişinin ruh durumu, yangının şiddeti ve yangın alanına ne kadar yakın olduğu, ne kadar etkilendiği verilen tepkiyi değiştirebilir. Evi, iş yerleri yanan kişiler yaşadıkları bu ani yıkıcı olayın etkisiyle karamsarlık, umutsuzluk, ölüm isteği veya ölüm korkusu, öfke, üzüntü veya gerekeni yapamadıklarını düşünerek pişmanlık yaşayabilirler ve durumu kabullenmekte güçlük çekebilirler” açıklamasında bulundu.
Geçmişte kaygı bozukluğu, panik bozukluk yaşayanlar olumsuz etkilenebilir
Kişinin doğrudan yangın felaketine maruz kalmış olmasının, evinin, eşyalarının yanmasının oldukça yıkıcı ve baş edilmesi güç bir durum olduğunu fakat yangına doğrudan maruz kalmayan kişilerin de bu durumdan ciddi derecede etkilenebildiğini belirten Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Örneğin, yangın haberlerini takip eden ve yaşadığı üzüntü, korku nedeniyle günlük yaşamına odaklanamayan veya geçmişte panik bozukluk, kaygı bozukluğu yaşayan kişiler, geçmişte bu gibi benzer travmalar yaşamış kişiler günlük yaşantılarını aksatacak, kendilerine zarar verecek derecede kaygı ve korkuya sahip olabilirler. Bu gibi durumlarda kişi kendi ruh durumundaki normal olmayan durumların farkında olmayabilir o nedenle yakın çevresinin gözlemi ve gerekirse bir uzmana yönlendirmesi önemlidir” dedi.
Yangına maruz kalmış veya kayıp yaşamış bir kişinin yaşadığı travmanın şiddeti ile ilişkili olarak farkında olmasa da ruh sağlığı uzmanı tarafından psikolojik desteğe ihtiyaç duyabileceğinin altını çizen Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Ne olursa olsun yalnız olmadığını, onun yanında olduğunuzu sık sık hatırlatın. Gerekirse bir uzman desteği alması için ısrarcı olmadan destekleyin. Kendinizi umutsuz, çaresiz hissediyorsanız, günlük rutinlerinizi aksatacak derecede yangın ve yangınla ilgili haberlerden etkilendiğinizi düşünüyorsanız, yangına maruz kaldıysanız, bir kayıp yaşadıysanız mutlaka vakit kaybetmeden psikolojik destek almalısınız” hatırlatmasında bulundu.
Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, yangın ve diğer afetlere maruz kalan kişilere nasıl destek olunabileceğine ilişkin önerilerde bulundu:
Olaya maruz kalan kişiyi dinleyin
Kişi yaşadığı olumsuz durumu tüm ayrıntılarıyla paylaşmak isteyebilir veya hiç bu konu hakkında konuşmak istemeyebilir. Neler hissettiğini, neler yaşadığını anlatmasına izin verin ve sabırla dinleyin. Yaşadıkları hakkında paylaşımda bulunmak istemiyorsa ısrarcı olmayın. Dinlerken yargılamayın, eleştirmekten kaçının. Yaşadığı olumsuzluğu paylaşacağı birinin olduğunu bilmek ona iyi hissettirecektir.
Ona ihtiyacı olduğunda yanında olacağınızı söyleyin
Olumsuz durumlar sonrasında insanlar her zaman konuşmak istemeyebilir, olayı hatırlatacak şeyleri düşünmek istemeyebilirler. Bazen hiçbir şey yapmadan sadece yanında olmak, varlığınızı hissettirmek bile iyi gelecektir. Bu gibi olaylar sırasında veya sonrasında ihtiyaç duyulan şey kişiyi dinleyen, güven veren, anlamaya çalışan, hoşgörülü birinin yanında olduğunu hissetmesidir. İhtiyacı olduğu her zaman size kolayca ulaşabileceğini hatırlatın.
Sağlıklı düşündüğü bir dönemde olmadığını, zamana ihtiyacı olduğunu unutmayın
Yangında kayıp yaşayan kişi bu yıkıcı olayın etkisiyle bir süre sağlıklı düşünemeyebilir, kendini anlatırken duygularını ifade ederken zorlanabilir, günlük yaşamına geri dönmesi zaman alabilir. Bu sırada çevresindekilerin desteği, söyledikleri, kişinin iyileşmesine katkı sağlar. Hemen eski yaşantısına dönmesini beklemek ve hiçbir şey olmamış gibi davranmak yapılan en büyük hatalardan biridir.
Yaşadıkları şok ve çaresizlikle birlikte olaylar hakkında doğru yorumlar yapamayabilirler. Bu nedenle onları rahatlatmak adına geçici çözümler üretmek yerine kalıcı ve yaşamlarını kolaylaştırıcı gerçekçi fikirlerle yardımcı olmaya çalışmalısınız.
Toplumdaki diğer bireylere de destek olmak adına yangın sonrası psikolojik destek sağlamaya gönüllü uzman kişilerin iletişim bilgilerini mümkün olduğunda fazla kişiyle paylaşmaya çalışın. Buna ek olarak sosyal medyadaki yanlış ve yanıltıcı, paniğe sürükleyici bilgilerin yayılmaması için bu bilgileri gerekli yerlere bildirin.
Suçlayıcı dil kullanmak yerine bugünlerde uzlaşmacı, yardımcı ve barışçıl bir dil kullanmaya çalışın. Birçoğumuz yaşanılan bu üzücü yangın felaketi nedeniyle üzgünüz, duygularımızı paylaşmak istememiz oldukça normal fakat bunu yaparken kendimizi ve başkalarını huzursuz edecek söylemlerden uzak durmalıyız. Toplumdaki kaygının fazla olması kişilerarası çatışmayı ve anlayışsızlığı da beraberinde getirebilir. Bu da gereken yardıma yeterince odaklanmayı engelleyebilir.
Söylenmemesi gereken cümleler:
“İyi tarafından bakmaya çalış.”
“Durumun çok kötü, senin yerinde olmak istemezdim.”
“Perişan olmuşsun, kötüsün, durum kötüye gidiyor.”
“Yapacak bir şey yok.”
“Herkes senin yaşadıklarını yaşadı.”
“Takma kafana.”
“Bir şey olmaz.”
“Keşke ... yapsaydın”
“Neden ... yapmadın”
“Düşünmemeye çalış.”
“Korkacak bir şey yok.”